İş arkadaşımla yolculuğumuzdan sonra kendimizi bir an arabaların içinde yarışma için geri sayımda bulduk. İşte bu benim için eğlenceli hale gelmeye başlıyordu. Artık bu yarışmalara gelmek bizim bir eğlencemiz haline gelmişti. Bunu hissetmek istiyorduk. Tehlike, gerginlik, heyecan, öfke, gurur, sevinç... Bunların hepsini sığdırdığımız o dakikalara bağımlı oluyorduk. Ancak korktuğum şey aslında benim bunlara alışıyor olmam değildi. Oradaki bir kişiye.. Alışıyor olmamdı.
Her şey aklımda güzelken Hyunjin'in aklıma gelmesi ile yüzümdeki gülümseme soldu. Ben.. Onu hiç düşünmüyordum. Neyse ki onun evde olmadığı bir gündü. Bugün gecesini arkadaşları ile geçirecekti. Eğlenmesini umut ediyordum.
"Bu sefer neden gerginsin?"
Yine yarışmalara doğru yol almıştık ve ben arabayı sürerken derin düşüncelere dalmıştım. Altdudağımı dişledim, "Gergin mi görünüyorum?"
Arabayı yarışmaların olduğu yere sürüyordum. Oraya en son gittiğim tarihten bu yana üç hafta geçmişti. Çalışan biri olduğum için zaman benim için çok hızlı geçiyordu.
Kafasını iki yana salladı Jisung. "Gerginsin, evet. Bunu yalnızca görmüyorum, hissediyorum. İşle ilgili değil.. Sürekli yanındaydım çünkü. Eşinle alakalı sanırım?"
Dudaklarımı büktüm. "Olabilir." Kaşlarımı çattım düşünürken. "Ondan ayrılmam gerektiğini düşünüyorum. Görevlerimde sürekli ona ihanet ettiğim için kötü hissediyorum ve şu an da.. Gittiğim yerde yanlış bir şey yapmaktan korkuyorum." Korku ile gözlerine baktığımda endişeli gözlerle bana baktı. "Onu çok seviyorum, o.. hayatımın kaybetmek istemediğim bir yapboz parçası gibi. Hayatımda gereken tek eksik gibiydi hayatımda yokken."
"Ona ihanet ettiğini düşündüğün için mi rahatsız oluyorsun?"
"Sanırım. Bu beni kötü hissettiriyor. Görevlerde benim elimde olmadan her şey yapabilirim.."
"Ama bu farklı Seungmin."
"Evet, farklı."
"Şu an ne için gidiyoruz peki? Düşünsene."
"Merak ediyorum.."
"Neyi? Veya kimi tam olarak?"
"Uf.. Emin değilim."
Omzuma vurdu destekler gibi, "Zaman sana olacak şeyi gösterecek Seungmin. Sen şüphe etme şu akar yolunu bulur."
Ona bakıp gülümsedim bana destekleyici bir gülümseme ile bakıyordu. Bu gülümsemesi birçok zaman bana yardımcı olmuştu.
-
Yarışma sonrasında Jisung ile içmeye gelmiştik ve şu an saat epey bir geç olmuştu. İşten sonra da geldiğimiz için çok yorgunduk. Sürekli beraber yarıştığımız genç adam Lee Minho bize yatacak bir yer vermişti. Dağın başındaki bir yolda araba sürerken uykuya dalıp arabayı uçuruma sürmek istemiyordum. Bu yüzden burada kalmaya göz yumdum.
Oldukça sarhoş olan arkadaşımı bize verilen odadaki yatağa yatırıp odadan çıktım birkaç şişe su almak için. Karanlıkta bir an karşıma çıktı Minho. "Yardımcı olabilir miyim?"
"Korkutucu olduğunun farkında mısın?"
Bir kaşı havalandı, "Olabilir."
"Birkaç şişe su alacaktım."
Bileğimden tuttu. "Benimle gel," Beraber barın ikinci katından zemin katına inip barın içecekleri buz gibi tutan dolabından dört şişe su aldı. "Yeterli mi?"
Kafamı aşağı yukarı salladım hızla. "Fazlası ile, teşekkürler."
Gülümsedi. "Önemli değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
free guy - minmin
FanfictionSeungmin işinden dolayı katıldığı bir araba yarışında kendisine gerçek bir rakip bulur. O rakip ise Seungmin'i yenene kadar yakasından düşmemeye kararlıdır. - minmin - devam ediyor 120824