2-Makineli Tüfek

15 6 2
                                    


Kafama geçirdiğim şapkamla çoğu zamanımı geçirdiğim, Beşiktaş Jazz Club adı arkasına saklanmış olan bahis ve boksların yapıldığı yerdeydim. Boş zamanlarımda buraya gelir, günün birinde rakibim olabilme potansiyeli olan boksörleri izleyip dövüş tekniklerini incelerdim. Rakibimi tanırsam onu yenmem daha kolay olurdu.

Yüksek sesli müziğin çaldığı mekana girdim. Maç henüz başlamamış, bahisler konuluyordu. Genelde bahis oynamayı tercih etmez, sadece izlerdim.

Bugün ringe çıkacak olan Makineli Tüfek lakaplı boksör de kendi süper ağır sıklet boksörler arasında en iyisi olarak bilinirdi. Daha önce nasıl dövüştüğünü görmemiş, sadece onunla ilgili duyumlar almıştım. Rakipleri tarafından bile korkulan bu adam hakkında dışarıda konuşulan şeyler oldukça ilgi çekiciydi.

Kendisinden yeryüzü üzerindeki bir çeşit tanrıymış gibi bahsediyorlar, Ringlerin Hulk'u olduğunu söylüyorlardı. Açıkçası böyle bahsedilen bir adamın nasıl dövüştüğünü herkes merak ederdi. Makineli Tüfek ne zaman dövüşecek olsa biletler biter, bahisler dolardı. Bugün karşısında rakip olan kişinin kim olduğunu bile bilmiyordum. Sadece kendisi konuşuluyordu.

Daha önce hiç yere serilmemiş olmadığından bahsedilirdi hep. Kendisini de olası rakiplerimden gördüğüm için izlemeye gelmiştim. Tabii ki 110 kilo ve 2 metre olması engel değildi. Yenerdim ki ben.

Kendimi gizlemeye çalışa çalışa seyircilerin arasındaydım. Zaten dövüşürken maske takıyordum ama ailem yüzünden tanınabilirdim. Bu riski göze alamazdım.

"Artık koltuklarınıza oturun. Heyecana odaklanın. Yeşil Pirana geliyor. Yeşil Pirana çok iddialı, müthiş bir tecrübe abidesi. Çok güçlü bir isim ama bu akşam karşısında bambaşka bir isim var. Makineli Tüfek var. Muhteşem bir Beşiktaş akşamında Makineli Tüfek'in karşısında olacak Yeşil Pirana. Muhteşem güçlü bir isim. Yaşına rağmen çok fit ve çok kuvvetli bir isim. Ve ringlerin gözdesi Makineli Tüfek ringe çıkıyor. Makineli Tüfek karşısında Yeşil Pirana. Çok çekişmeli olacağa benziyor bu maç."

Spikerin konuşmalarıyla ringe çıkan iki isim oldukça heybetli duruyorlardı. Makineli Tüfek'i daha önce görmemiştim fakat neden kendisine Ringlerin Hulk'u dendiği anlaşılıyordu. Açıkçası böyle bir ismi izlemek en heyecanlı aksiyon filmlerinden bile daha heyecanlı geliyordu.

"Ve mücadele başlıyor. Başarılar."

Maç başlar başlamaz hücuma geçen Makineli Tüfek, direkt olarak rakibini köşeye sıkıştırıp atağa başladı. Sol kroşesini kullanarak bir parça bocalattı. Solunu çok iyi kullanıyordu. Sol sağ darbeler yapıyor rakibinin kafasını karıştırıyordu.

Yeşil Pirana da atağa geçmek için hamle yapıyordu fakat işler değişmiyor yine atakta kalan Makineli Tüfek oluyordu. Kombinasyona girmeye çalıştığını görüyordum, hızlı ataklar yapıp rakibine izin vermiyordu. Sürekli kombinasyonlarını değiştirip rakibini afallatması sanırım onu bu kadar çok güçlü yapan şeydi. Atağa geçmeye çalışan rakibine asla izin vermiyor atağa geçip sol kroşe yapıyor ve yine köşeye sıkıştırıyordu rakibini. Oldukça göz alıcı hamleler yapıyor, seyircilerden büyük tezahüratları alıyordu.

O kadar kalabalıktı ki çıkan tezahürat sesleri yüzünden yüksek sesli müzik bile duyulmuyordu.

"Sol direk, sağ kroşe..burdan kaçtı Pirana. Biraz gövdeye çalıştı Makineli Tüfek. Sağ kroşe. Müthiş darbeler, müthiş yumruklar Makineli Tüfek'ten."

Tüm dikkatleri bu maçta üzerine çekiyordu Makineli Tüfek. Köşeden çıkarmayıp ortaya almasaydı oyunu, bu maçı kazanacağı kesindi. Yeşil Pirana'nın da bu başlangıcı beklemediği belliydi. Yüzü maskeden görünmese bile gergin olduğu barizdi.

Çok hızlı başlamıştı maç. Sol direklerle gidip rakibini köşeye sıkıştırıyordu, oyunu ortaya almamaya çalışıyor, rakibinin dengesini bozmaya çalışıyordu.

Buradaki maçların diğer normal boks maçlarından farkı birçok raunttan oluşmayıp tek rauntta biri nakavt olana kadar devam etmesiydi. Sadece final maçı birden fazla raunttan oluşur, rakiplerin maskeleri çıkık oynanırdı.

Patron'u yendiğim için bir sonraki tura geçebilmiş ve yarı finale kalmıştım. Hafta sonu yapılacak olan maçı da kazanırsam finale çıkmaya hak kazanacaktım. Bunun için kendime güvenim vardı.

"Üstünlüğü koruyan Makineli Tüfek.. Sol direk, bir sol direk daha.. Sol kroşe. Burada biraz karaciğere çalıştı Makineli Tüfek. Adeta rakibinin hamle yapmasına izin vermiyor. Tekrardan mideye uzanıp köşeye sıkıştırıyor Yeşil Pirana'yı. İyi kaçtı oradan Yeşil Pirana. Çok iyi, çok iyi darbeler. Çok iyi kaçtı Makineli Tüfek. Ve harika bir sağ kroşe geliyor Makineli Tüfek'ten. Tam isabet, tam isabet. Nefes almasına izin vermiyor rakibinin. Yakın temasa geçiyor Makineli Tüfek. Gardını alıyor. İki kanadını çok iyi kullandı şu ana kadar."

Spikerin soluksuzca yaptığı konuşmalardan dolayı seyircilerin adrenalin seviyeleri artmış, sesleri daha da yükselmişti. Ben bile heyecanlandığımı hissediyordum. Demek süper ağır sıkletlerin dövüşmesi buydu.

Maç bir süre daha soluksuz devam etti. Fakat Makineli Tüfek öyle bir atağa geçti ki bir anda, bizim anlamamızı bırakın, rakibinin bile anlamadığı belliydi nasıl bir anda nakavt olduğunu.

Şu ana kadar onu hiç izlememiştim fakat izledikten sonra anladım. Bu adam çok farklı bir seviyeydi. Süper darbeler vurup, rakibini çok iyi köşeye sıkıştırıyordu. Cüssesine rağmen hızlı denilebilirdi. Ve en önemlisi aklını da kullanıyordu dövüşürken. Bu güç, zeka ve hız onu korkutucu yapmaya yetiyordu. Bir boksör olarak ona saygı ve hayranlık duymaya başlamıştım.

_

sen makınasın makına

benle bı gece mı yoksa bu adamla bı gece mı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

benle bı gece mı yoksa bu adamla bı gece mı?

SARI BALIK | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin