Şirketten herkesin çıkmasını beklerken en sona Jees kalmıştı. San, bana arabada bekle geliyorum diye mesaj attıktan hemen sonra Jess, San'nın odasına girmişti. Bana bu gün onunla olan ilişkisini anlattığında o kadar rahatlamıştım ki şirkette olmasam çığlık atacaktım. Onu sevdiğinden sevgili olmalarını düşünmek bile beni fazlasıyla rahatsız ediyor ve üzüyordu.
Fakat şimdi anlatmıştı olayları. Hem gerçekten onu sevmediği ve bunu bana anlattığı için bütün yorgunluğum gitmişti. Ufacık bir sözü günümün içine sıçtığı gibi mutluluktan havalara uçmamı da sağlıyordu. Kendimi tutmasam yanımdaki Minji'yi bile kucaklayabilirdim.
Bu mutluluğum biraz da cesaretliliğe dönüşmüştü ki yerimde daha fazla duramayıp San'nın odasına kadar gittim. Kapıyı açmadan kulağımı kapıya dayadım bir şeyler duyabilirim diye.
"Planın var mı?"
Dedi Jeesi. San sevmediği insanlara yüz bile vermezdi. Eğer Jeesi'yi sevmiyorsa ve yüz vermiyorsa bu grursuzluğu neye borçluydu acaba?
"Var."
Benimle. Sessizce kıkırdadım.
"Ne planı?"
"Seni ilgilendirmeyen bir plan."
Jees'in göt olmuş suratını deli gibi merak ediyordum. Sinirlenince damarları hemen belli oluyor ve domates gibi kızarıyordu.
"Yine mi o? Onunla benden daha çok vakit geçirdiğinin farkında mısın?"
Derin bir iç çektiğini duydum.
"Sevgilim olduğu için olabilir mi?"
"Hadi ama San, ne sevgilisinden bahsediyorsun? Gerçek sevgili bile değilsiniz."
"En azından herkes öyle biliyor ama seninle ne arkadaşız ne de sevgili. Ona attığın yalana bir şey demedim ama haddini aşma."
Cidden sevgili değillerdi. Kapının arkasından sırıtmamı durduramıyordum. San'nın beni koruyacağını duymak..tanrım düşünmesi bile zordu.
"Ondan hoşlanıyor musun?"
Jeesi'nin sorusuna sessiz kalmayı seçmişti. En azından hoşlanmıyorum demememişti. Yanii bu da bir gelişme sayılırdı değil mi?
"Ondan hoşlansan bile onun senden hoşlandığını mı sanıyorsun?"
Sırıtmam yok oldu ve duyduklarım karşısında kaşlarım çatıldı. Neden bizim aramızdaki olan her neyse burnunu sokuyordu?
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Kendini homofobikmiş gibi gösterdin, ona demedik bir şey bırakmadın seni gerçekten sevebileceğini mi sanıyorsun? Sana bakarken gözlerinin ne kadar nefretle baktığını görmüyor musun?"
San'dan nefret ettiğimi düşündürüp kendi tarafına çekmeye çalışıyordu Sandan son nefret edecek kişi benken?
"insanların seni sevebileceğini mi sanıyorsun?"
içeriye girip ağzıma gelen her şeyi söylemek istesem de orada kalmayı tercih ettim San'nın cevabını merak ettiğimden. Fakat ses yoktu. Bir süre beklesemde ses kesilmişti.
Çok geçmeden ayak sesleri duyduğumda kapıya doğru yaklaştığını duydum ve hemen San'nın odasının yanındaki duvarın arkasına saklandım. Saklanmamla kapıda açılmıştı.
Dışarıya çıkan muhtemelen San'dı topuklu ayakkabı sesi gelmediğine göre. Kafamı ne yaptığını görebilmek için biraz uzattım, adımları durmuş ofisinin içerisindeki Jees'e bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belong to me • Ws ✓
Romancebeni anlamak bu kadar zor değildi, sadece San sevgimi hissetmeyecek kadar kalpsizdi. Texting | düz yazı Fake dating | woosan