Öncelikle merhaba. Çok uzun zamandır aklımda olan bir kurguydu ve bu platform kapandıktan sonra bir kahroldum xıxgskxjdkxjd ama şimdi yayınlamak istiyorum çünkü daha rahat bir şekilde yazabiliyorum şu an. Size ilk bölümle keyifli okumalar dilerim 💜💜
°°°
İki nehrin arasındaki yolda her bir adımın sesi kulaklara ulaştı. Bir, iki, üç... Gitgide çoğaldı bu adım sesleri. O, adım attıkça nehir dalgalanıyordu. Berrak su ansızın bulanıyordu. Gökyüzüyse cıvıl cıvıldı o geldiği için. Gökkuşağı ona selam veriyordu. Güneş, ışığını hediye olarak vermişti zaten.
Devasa bir saraydı, gezindiği yer. Kraliçe'nin sarayı. Sayısız oda, sayısız mutfak, sayısız salon ve daha nicesi... milyonlarca çalışan burada, bir arada ve bir düzen içerisinde çalışıyorlardı.
Bir adım daha... Aniden o koca
kanatlarını salladı, Melek... Bembeyazdı. Üstünde giydiği transparan gömlek, beyaz ceketi ve beyaz pantolonuyla tüm gözler üzerineydi. Zarif parmaklarında yer edinen çeşitli yüzükler, o sihirli ve şifalı parmakları... İnci küpeleri, ayaklarına yakışan hafif topuklu ayakkabıları, kelebek kolyesi ve bileklerindeki bağlılık ipleri... Evet, bağlılık ipleri. Bunca zarafetin ardındaki tek karanlık nokta. Ve bu, Melek Kim Taehyung'un tek suçuydu.
"Demek, sonunda gelebildin, Kim Taehyung."
"Evet Kraliçe'm. Sizi beklettiğim için affınıza sığınıyorum." Kim Taehyung, başını eğdi. Herkes Kraliçe'ye sadakatini bir şekilde belli etmeliydi. Boyun eğmeliydi.
Kraliçe tahtından kalktı ve Melek Kim Taehyung'a doğru adım attı. Onun tam önüne geldi ve durdu. Uzun, sivri tırnakları Kraliçe'nin eline çok yakışırdı. Burada ondan başka kimsenin sahip olduklarına sahip olma cüretini gösteremezdi. Kraliçe narsisti. Bu yönü milletine göstermekten de asla çekinmezdi.
Parmaklarını uzattı yavaşça ve Kim Taehyung'un çenesini buldu. Kafasını kaldırdı ve kendisine bakmasını sağladı. Kraliçe'nin gözleri... Onun en zayıf yeriydi. Yemyeşildi gözler. Zümrüt yeşili. Kraliçe'nin gözlerinin içine bakan kişiler kendilerinden geçer, bayılır, aylarca yatak döşek olurdu. Bu nedenle kimse Kraliçenin gözlerine bakamazlardı. Bir kişi hariç... Kim Taehyung, Kraliçe'nin gözlerinin içine bakıyordu. Bu, onun da gözlerinin parlamasına neden oldu. Kahverengi gözleri mavinin koyu tonuna ulaştı. Bembeyaz saçları da keza maviye dönüştü. Ensesine gelen saçları salındı bir anda. Uzadılar. Kraliçe ona ne yapmıştı? Ağzı açık kaldı. Gözlerini alamadı. Nelerin olduğunu da asla anlamadı. Bir cevap bekliyordu. Kraliçe ise dudaklarını aralayarak söze girişti.
"Yüzyıllardır bir arada yaşıyoruz." Elini Taehyung'un yüzünden çekmişti. Bir geri adım atarak devam etti.
"Element ustaları, cadılar, kurt adamlar, vampirler, bilginler, melekler ve şeytanlar... Her birimizin upuzun bir geçmişi var. Bu dünyada bir aradalar. Kendi krallıklarını kurmuş durumdalar. Ancak, ne yazık ki bazı anlaşmazlıklar felaketten başka bir şey getirmedi dünyamızda Bazı element ustaları güç savaşlarına giriştiler.Bu, ailelerin birkaçının yok olmasına neden oldu.Şu an kurt türlerinden biri olan Alfaların nesli tükenmeye başladı. Kurtlarda, Alfalar çok nadir geldikleri için yönetimi onların eline vermek istediler. Ancak bu da diğer türlerin isyan çıkarmasına sebep oldu. Sonuç olarak iki aile için de iyi bitmedi. Bunu gören diğer ustaları da geri durmadılar. Milyonlarca bilgin, vampir... Her biri felaketin arasında yok olup gitti. Siz de şeytanlarla büyük savaşlar verdiniz. Hepiniz harap oldunuz ve şimdi geride sadece yıkıntı kaldı. Kaybolan aile bireyleri... Her biri, Ethan'a gelenler." Kraliçenin arkasını döndü ve hızla tahtına ilerledi ancak oturmadı. Tahtın koluna dokundu. Ardından sözler fısıldadı: "Rex magne! Ne parcas nobis sanctitati, quam tibi afferat corona tua. Secretum tuum revela. Adsis nobis hybrida illa antiqua."
(Ulu kral! Tacının sana getirdiği azizliği bizlerden sakınma. Sırrını ortaya çıkar. Bize o kadim melezi sun.)
Tahtın kolunda bir ses işitildi. Küçük bir bölme açıldı ardından ve Kraliçe elini içine sokarak bir kağıt parçası çıkardı. Yanında da küçük bir şişe duruyordu, bir kolye gibi duruyordu. Bölme kapandı ve Kraliçe tekrardan yavaşça Kim Taehyung'a doğru yürüdü. Elinde yer alan papirüs kağıdını ve kolyeyi uzattı.
Taehyung kolyeyi ve kağıdı aldı dikkatlice. "O papirüs kağıdının içinde bir melezin fotoğrafı var." Sarılmış kağıdı açtı ve melezin güzelliği şok etti Kim Taehyung'u. Bu, bu güzellik kimdi?
"Ethan'a getirilen birçok yaralı ve endişeli usta vardı. Ancak işin arka yüzü sadece bunlardan ibaret değildi. Savaştan sağ kurtulan birçok kişi kaçırıldı, Taehyung. Savaş sonunda iki taraf da çekilmişken yeryüzüne sis çöktü. Sonrasındaysa kimse kalmamıştı. Kaçanlar kurtulurken kaçamayanlar esir düştü. Nereye gittiklerini uzun süre bulamadık. Sonrasında ise her şeyi öğrendik. İnsanların dünyasına gönderilmişti. Bize oyun oynadılar. Halkımıza koca bir oyun oynandı. Tüm soylu aileler kaybettikleri ustaları teker teker aramaya başladılar ama nafile. En ufak bir umut bile yoktu bizim için."
Taehyung'un dudakları aralandı: "Bu kişi o zaman..."
Kraliçe ise sözünü tamamladı,
"O kişi Jeon Jungkook. Bir element ustasıydı. Aynı zamanda da bir melez. Kendisi ateş ve su ustalarının çocuğuydu. Tahtın tek vârisi..."°°°
Melek Kim Taehyung
Melez Jeon Jungkook
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Set Me Free // TaekookV
Fantasy"Yüreğim kara deliğin içine çekilirken direnmeye çalışıyordu. Aklım ise... Boşversenize. O zaten yalnız olmadığını biliyordu. Yıldız da bizimle beraber geliyordu." Başlangıç Tarihi: 17/08/2024