Taehyung, kocaman yatağında küçücük kalmış kendine bakan omegaya doğru heyecanla ilerledi. Hemen yere çöküp kendisini takip eden kocaman gözlere bakışlarını dikti.
"İyisin, değil mi?"
Jeongguk arkadaşları ve Taehyung, bir de Bogum tabii, geldikten sonra yaklaşık kırk dakika içinde on beşinci kez duyduğu soru ile göz devirdi.
"Taehyung iyiyim diyorum... Sadece biraz dayak yedim. Alıştım artık."
Taehyung hızlıca kaşlarını çatıp azarlama moduna geçeceği sırada arkasından gelen seslerle durdu.
"Biz çıkalım."
Karina, Ryujin'i kolundan tutmuş çekiştirirken Jeongguk gülüşünü bastıramadı. Onlar odadan ayrılınca Taehyung çöktüğü yerden kalkıp yatağın kenarına oturdu.
Jeongguk geldiğinden beri bakışlarını asla üzerinden çekmeyen ilgili alfayı birbirine bastırdığı dudakları ile biraz süzdü. Yine çok yakışıklı gözüküyordu ve şu an yatağında oturuyor olması onu çok heyecanlandırıyordu.
Giydiği siyah tişörtün kolundan biraz gözüken şeyle kaşlarını çatıp doğrularak alfaya doğru uzandı.
"Hey!"
Taehyung ne olduğunu anlamazken dibine girmiş tişörtünü çekiştiren omeganın tatlı kokusunun tadını çıkarmaya başladı.
"Senin dövmen mi var?"
Taehyung, Jeongguk'un fark ettiği şeyle alt dudağını ısırdı. Bunu ona şimdi söylemeli miydi?
"Yani, bazı yerlerimde var bir şeyler."
Jeongguk ayaklarını altına alarak oturup dövmelerin nereye kadar uzandığını görmek için tişörtü çekiştirmeye devam etti.
"Nereye kadar gidiyor ki bu?"
Alfa derin bir nefes alınca Jeongguk bakışlarını gözlerine çıkardı. Gözlerindeki o yaramaz bakışları yakalayınca kaşları çatılırken gözleri kısıldı.
"Taehyung?"
"Jeongguk sonra bakarsın. Şimdi dinlenmen gerek."
Jeongguk hiç umursamadan kendinden biraz uzaklaşan alfaya yeniden yaklaşarak ayaklarını kucağına koydu.
"Neden söylemiyorsun? Görmek istiyorum!"
Neredeyse her zaman soğuk olan ayaklarını kavrayan sıcak eller biraz rahatlamasını sağlarken ayaklarını biraz kıpırdattı. Taehyung hiç söyleyecek gibi durmuyordu ve bunun sebebini bir yere bağlasa da bu düşünce içini titrettiği için çok düşünmemeye çalıştı.
Kendini geriye doğru bırakıp uzanırken Taehyung'un ellerinden birinin bol eşofmanından bileğine kaydığını hissetti.
"Onları eninde sonunda göreceğim nasılsa~"
Sevimli sesler çıkararak gerinirken Taehyung bu sevimliliği karşısında gülümsedi. Hoseok'a Bogum'u odadan çıkardığı için teşekkür etmesi gerekiyordu. Jeongguk ile baş başa geçirdiği her saniye onun için çok özel ve güzeldi. Ellerinin altındaki teni güzelce okşadı. Ona değen pis ellere inat sevdi onu.
"Görürsün tabii." Yavaşça hareketlenip Jeongguk'un üzerine tırmanırken konuştu.
Omega, alfa üzerine doğru gelirken kıpır kıpır olan içiyle izledi onu. Eğildikçe açılan tişörtünden az biraz gözüken dövmeler merakını iyice kabartırken Taehyung'u biraz oyuna getirip dövmelerini incelemeye karar verdi.
-Jeongguk
Yukardan bana bakan Taehyung'un boynuna sıkıca kollarımı dolayıp onu biraz daha kendime doğru çektim. Bogum ve Hoseok'un dışarı çıktığını duymuştum. Ne kadar süre için nereye gitmişlerdi bilmiyordum ama bu dövmelerin nereye uzandığını ve sorduğumda Taehyung'un neden bana o şekilde bakışlar atıp mırın kırın ettiğini bilmem gerekiyordu.