Bölüm 3 ⚠

63 3 2
                                    

Belki bu hayatta bana benzeyen bir varlık daha vardır. Bilmiyorum ama onunla tanışmayı çok isterdim çünkü o bana benziyor... kafamı kaldırıp sokağa göz gezdirdim. Okul servisini bekliyordum. Ozan yokmuş bu gün okula gelemeyecek kadar hastaymış. Bunu annem tarafından öğrendim nasıl mı? Annem paşa paşa gidip kapılarını çaldı Ozan'ı sordu. Beni bile bu kadar önemsemiyor. Servisi geldiğinde tekrar aynı koltuğa oturdum ve yanıma yine o çocuk. Umursamadım... Okula bakıp nefret ettiğim sınıfıma girdim. Aslında neden nefret ettiğimi bilmiyorum ama ediyorum işte tipik öğrenci tipi. İlk ders sorunsuz geçmişti teneffüs zili çalınca dışarı çıktım. Boş bi banka oturup yerdeki taşları izlemeye başladım. Yanıma biri oturunca kafamı mecburiyet dolayısıyla oturan kişiye çevirdim. Bu ne güzellik. Aman Tanrım! Bu kız gerçek miydi? Bi an ona dokunma isteği geldi içimden ama kendimi tuttum. Kızıl saçları dolgun pembeden gül kurusuna kaçan dudakları kahverengi gözleri. Allah özene bözene yaratmış kelimesini tanımlıyordu resmen. Bana bakıyordu ve bir anda anlamadığım nedenden ötürü sırıttı bu kız cidden mükemmeldi dişleri tek tek özenle dizilmiş gibiydi. Sağıma soluma bakıp sonra kendimi gösterdim. 'Bana mı gülümsedin?'dedim 'ah tabii ki sana gülümsedim biliyor musun çok tatlısın sen ya yanaklara bak!'dedi ve yanağımı tutup bir o yana bir bu yana salladı sanırım midem bulandı. 'Biraz yavaş olur musun sarsılmaktan hoşlanmam!'dedim sonra tekrar nispet yaparcasına gülümsedi... Cidden çok güzel bi kız bu. 'Adın ne senin? Benim Betül şey okula yeni naklim çıktı gözüme ilk çarpan sen ve güzel saçların oldu'dedi ben bunu ilk kez duyuyordum. Ne yani ilk defa iltifat ediyorlar bana olamaz mı? 'Ben bilmiyorum yani daha önce arkadaşım yani dostum olmadı onlar yanaşmayınca bende hiç denemedim'dedim en açık dille benden birşey olmaz sana dedim resmen kıza 'denesek hem hiç birşey olmaz denemekten. Ne olur senin kadar güzel bi kızın kalp güzelliğini de merak ediyorum ne olur'dedi ne ısrarcı birşey bu ya ama gerçekten çok güzel bu kız gözleri resmen parlıyor 'Sıla ne olacak evet desen sanki kız seni yiyecek şu sevimliliğe bakar mısın bişey yapmaz bu kız sana valla çok güzel kız!' konuştu yine iç sesim kız güzel ona lafım yok ama ya birşey olursa 'ne olacakmış açıklasana ha kız seni döver mi şu kollara bak çok narin sen daha güçlüsün kabul et deli etme adamı hadi' dedi iç sesim kıza birkez daha döndüm o hala parlak gözlerle bana bakıyordu iç sesimin de dediği gibi gayet güçsüz kollara sahipti. 'Tamam. Deneyelim'dedim ve kız bir anda sarıldı ne yapacağımı bilemedim sonra kollarımı ona dolamış şekilde buldum kendimi. Niye böyle birşey yaptığımı bilemiyorum ama sorgulama gereği de duymuyorum. 'Evet o zaman okul bitiminde beraberiz okul kapısının önünde bekliyor olacağım görüşürüz canım arkadaşım' dedi ve gitti. Arkadaşım.. bu kelime bana oldukça yabancıydı bu durumu garipsemiştim. Betül şen şakrak enerji dolu bir kıza benziyordu. Aşırı güzeldi hele saçları. Mükemmel bir kızdı. Allah sahibine bağışlasın. Yavaş yavaş adımlara sınıfın kapısına vardım gerçekten olanlar çok ama çok fazla tuhaf. Hey hadi ama benim bir arkadaşım olmuştu. Sizin için basit olan arkadaş benim için sadece kelimeden ibaretti ıcraat hiç yoktu. Ama bu gün vardı bu büyük bir gelişmeydi. Arkadaş. Sırdaş. Dost. Ailenden sonra en yakının ama şu sorun var ki benim ailem bana hiç yakın olmamıştı. Sağıma soluma baktım sanırım ders boştu. Çünkü sınıfta sadece en önde oturan çocuk vardı tam çantamı alacağım sırada'hoca gelecek sınıfı bilirsin sonradan doluyor'dedi bende kafamla onayladım ama sınıfım hakkında en ufak bir fikirim olduğu söylenemezdi. Yerime geçtim. Çocuk haklıydı sınıf dolmaya başlamıştı ve yeni çocuk girdi. 'Hey naber ya hiç konuşmadık senle'dedi doğruydu kafamı ona çevirdim. 'evet' dedim onun aksine hiçte neşeli değildi sesim 'hadi sınıfı eleştirelim' dedi bu nasıl münasebetsiz bir davranış yani sadece tipe bakan biriydi bu yeni çocuk. ' Bir insanı uzaktan yargılamak kolaydır. Sıkıyorsa onu tanımaya çalış.'dedim. Çünkü beni böyle yargılayan insanlar çok ama çok fazlaydı. Küçükken bile... İlk kez orda toplamıştım cesaretimi oynayan iki kız iki erkek vardı aralarına gidip 'bende oynayabilir miyim? 'demiştim ah şu tipe bakan insanlar her yerden kusur çıkarlar ve herkesi rezil etmesini çok iyi bilirler ama bilmezler ki asıl rezil onlar! 'Her yerin yara içinde o yüzden bizle oynayamazsın' demişlerdi benim diyecek birşeyim yoktu. Ama kendimi çok kötü hissetmiştim. O günden sonra hep yanlız oynamıştım hoş ondan öncede yalnızdım. 'Ben öyle demek istemedim sabah yanında okulda olmayan güzel bi kız görmüştüm dış görünüşüne göre yargılayan insanlardansın sanmıştım. Sadece...'dedi ve sustu lafın devamını bekliyordum ama yüzüne bakmadan. 'Biri şu kıza cesaret bulsun' sen çeneni az biraz kapatsan hiç fena olmaz. 'Sana uyum sağlamak istiyorum. Sonuçta bir sene birlikteyiz.' Doğru . Ama bu neyden bahsediyor ya hu? 'BETÜL'DEN BAHSEDİYOR APTAL! ' ah doğru onu az daha unutuyordum. 'Sorun değil neyse öğrenmiş oldun.'dedim zilin çalmasına on beş dakika vardı nerdeydi bu hoca! Sınıf kapısı açıldı içeri yaka kartına bakılırsa nöbetçi öğrenci giridi. 'Feyza hoca hastayımış evlere dağılabilirmişsiniz' dedi ve sınıfa göz gezdirdi. Bakışları yeni çocuğu buldu nöbetçi öğrenci ona göz kırptı ve çıktı sınıftan. Ben merak ettim açıkçası. Betül dışarda kapının önünde bekliyordu. Beni görünce hemen zıplayarak el salladı bende ona karşılık elimi kaldırdım. Yanına vardığımda sarıldı bende kollarımı belinde bıraktım. 'Hoş geldin! Bu gün benimlesin. Hm bakalım BFF'ler listeme'dedi 'BFF?' dedim soru sorar bir tonla 'Best Friends Forever... Sonsuza dek en iyi arkadaş. ' dedi ve gülümsedi. En iyi arkadaş. Bana bunu layık görecek ne yaptığımı bilmiyorum ama çok sevindirmişti bu kelime beni. Bir anda aklıma birşey geldi ve yürümeyi bir anda bıraktım. ' o listende takipçilik var mı?'dedim cevap olarak kafasını sağa sola olumsuz anlamda salladı 'o zaman ekliyoruz bu gün takipçilik yapacağız. Eğleneceğimizi umuyorum' dedim. Betül'le şu yeni çocuğu takip edecektim. 'Kimi takip edeceğiz? Niye takip edeceğiz? Bişey mi oldu? Sana karıştı mı? Döverim onu! Kız mı?'dedi Betül fazla meraklı biriydi! Ama ben bu kadar soruya cevap verene kadar ölürüm sanırım 'kısaca özet geçim. Çocuğun adını bilmiyorum benim yanımda oturuyor, bu gün nöbetçi kız ona göz kırptı ve kaş göz işareti yaptı bende okul çıkışı onu takip etmek istiyorum. Çocukla bir ilgim yok baştan söyleyeyim. Sen eğlenceli bir şeyler yapmak istediğin için bunu düşündüm ve umarım ölmem' dedim çok fazla konuşmuş ve sanırım boğazımı zorlamıştım. 'Ne ölmesinden bahsediyorsun sen?' inanmıyorum o kadar cümleden buna mı takılmıştı. Cidden inanılmazdı. Kafamı sağa sola sallayıp yanından geçtim. Bu kız adamı çıldırtıyor! Okulun önüne geldik ve benim gözlerim hemen yeni çocuğu aradı. Arabanın yanındaydı o yanında duran araba onun muydu? Bu yaşta araba mı demeyeceğim çünkü benden büyük olduğu fark edilecek kadar açıktı. Tam gözlerimi ayıracağım sırada gözümün önüne... Aman Tanrım kızı... 'OHA' dedi Betül demek ki fark etmiş o da. Ama sesi fazla çıkmıştı. Yeni çocuk pantolonunun kapatmış etrafa bakmaya başlamıştı. Bizi görünce buz gibi kesildi bir anda. Sonra bozarmaya başladı. Yanımıza doğru gelmeye başladı. E yok artık! 'Kız Sıla ben mi yanlış görüyorum yoksa şu daha demin kızı şeyeeden çocuk bizim yanımıza mı geliyor' dedi Betül. Korku dolu gözlerle Betül'e döndüm. O da bana aynı derecede bakıyordu. Ne diyebilirim ki! Çocuk bizim yanımıza vardığında 'birni dikizlemek ayıptır hiç terbiyeniz yok mu?'dedi yeni çocuk. 'Hadi ya sen beyin yerine saksı mı kullanıyorsun sen sen yap biz izlemeyelim oh ne ala memleket' dedi Betül. Betül'le laf dalaşına girmemeyi aklımda tutmam lazım. 'Sana mı soracam? Nerde istersem yaparım'dedi yeni çocuk tabii ki Betül durur mu 'lan var ya ben şimdi seni birşeye benzetirim de benzeyeceğin kalıba gayette iyi uyum sağlamışsın'dedi şimdi kavaga çıkar bunların arasında. 'Neye benziyorum acaba ben Brad Pit mi? Yoksa Johnny Deep mi?'dedi pişkin pişkin sırıtarak. 'İkiside değil canım ya YUVARLAĞA'dedi Betül yeni çocuk gözlerini bir anda açıp Betül'e baktı çocuk bize sinirli bir şekilde bakmaya başladı bir anda bir dürtü ile döndüm Betül parmaklarını geriden gösterip saniye şekli yaptı sanırım bu bir nevi parmaklarımı tükendiği an koşmaya başla demekti! Parmaklarına baktım yine alımlı bir kız olduğunu hatırladım. Son üç... iki... bir... ve biz koşmaya başladık. En son buğulu bir şekilde Betül'ün el hareketi çekişini gördüm. Biz koşmaya başladığımız an yeni çocukta refleks gibi koşmaya başladı. Ben biraz daha hızlı koştuğum için Betül arkamda kalmıştı yeni çocuk ona çok yakındı soluğum kesildiği anda durdum sağa sola bakındım. Ama ne Betül ne de yeni çocuk vardı. Sadece bir ara vardı. Yavaşça oraya doğru girdim. Aradan sesler geliyordu. Yavaşça kulak verdim 'bıraksana camız'dedi bu sese bakılırsa Betül'dü bırak dediğine göre ya sıkıştırılmıştı ya da biri onu zorla tutuyordu. Gözlerimi aralayıp duvarın arkasına doğru kafamı uzattım. Düşündüğüm doğruydu. Betül sıkıştırılmıştı ama yeni çocuk tarafından değildi serseri tipliydi. 'Aa beni özlemedin mi ama sevgilim'demişti serseri ne yani Betül bununla mı çıkmıştı. Korkunç. Betül'ü o çocuktan kurtarmanın bir yolunu bulmalıydım aklıma gelen fikirden fazla hoşlanmadım ama yapmak tek çaremdi. Umarım sonu hayırlı biter

Medya Betül...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

JİLET⚠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin