Adsız Bölüm 1

46 5 0
                                    

 Sağ kroşe ! Sol kroşe ! Adam yerle bir olmuştu. Arena dövüşü için yeterli birisine benziyordu. Ya da kafası kesilmek için. Sezar ve Jacob Harici, Patron'un iki yanına oturmuş sahadaki boksörleri izliyorlardı. İkisi de bu adamı beğenmişlerdi. Sahnede kopan alkış fırtınası oyuncuların değerini artırıyordu. Bu sefer bu kadar ucuza gitmeyecekti genç adam. "Beğendiniz mi?" dedi Patron. İkisi de kafasını salladı. "Peki kazananı kim ister?" deyince Sezar "Ben isterim." dedi ve çantayı getirmesi için adamına işaret etti. Patron çantayı açtı. İçinde tam bir milyon lira vardı. Ne de olsa arena dövüşünde misliye çıkaracaktı verdiği paranın. "Bu para yeterli. Ama bilmiş ol ki böyle kaliteli adamları bir daha bulamayacaksın. Bir dahakine iki katını isterim." dedi Patron. "Kaybeden de sana kaldı Harici." dedi. Harici de aynı şekilde adamına çantasını getirmesi için işaret etti. Patron: Dediğim gibi. Bir dahakine iki katını getireceksiniz. "Tamam" dedi ikisi de.

Seyirciler dağıldıktan sonra Patron'un adamları soyunma odasına girdi. Kaybeden oyuncu kazananı tebrik ediyordu. "İnşallah bir dahaki sefere sen kazanırsın" dedi kazanan, arkadaşının gözüne pansuman yaparken. Ne de olsa kendisi sebep olmuştu. "Bir daha yaşama şansın olursa kazanırsın!" dedi Patron'un adamları. İkisi de neye uğradığını şaşırmıştı. Neler oluyor demeye fırsat bile bulamadan yere yığıldılar. İkisi de ayrı ayrı torbalara konulup Patron'un yanına getirildi. Bu senin adamın dedi ve Sezar'a verdi. Senin kumarın ringde kazananı arenada kaybettirmek dedi ve güldü.

Sezar bahisli arena dövüşü yaptırıyordu. Patrondan aldığı boksörleri yırtıcı hayvanlarla dövüştürüp bahis oynatıyordu. Eğer boksör ilk hayvanı öldürürse ikinci tura geçiyordu. Ölünceye kadar her seferinde yeni bir hayvanla dövüşüyordu. Mutlaka ölmesi gerekiyordu. Çünkü Patronla anlaşmaları böyleydi. Seyirciler de bu gösteriyi zevkle izliyor, yeri gelince heyecandan bütün paralarını yatırdıkları bile oluyordu. Bu eski Roma geleneğini sürdürdüğü için de Sezar adını almıştı.

Sonra Harici'ye döndü ve "Bu da senin adamın" dedi. "Senin kumarın da kumarda kaybedenin kafasını koparmak."

Jacob Harici ŞEMÜD'ün şehirdeki koluydu ve eylemlerini burada yapıyordu. Belirli zamanlarda büyük ses getirmek için ünlü insanlarla eylemlerini gerçekleştiriyordu. Ünlü insanlara ulaşmak her zaman kolay olmadığı için kolay ve ucuz yoldan boksta ünlü olan insanları Patron'dan satın alıyordu.

"Bir gün de siz bizi izlemeye gelirsiniz." dedi Sezar. "İnşallah" dedi Patron. "Bizim videomuz da akşama internete düşer, izlemenizi isterim" dedi Harici. "Zevkle" diye cevap verdi Patron ve ayrıldılar.

Tribünde kalan tek seyirci vardı ve bunları izliyordu. Misafirler gittikten sonra Patron'un yanına yaklaştı. İkisi göz göze geldiler ve yüzlerinde bir tebessüm oluştu. "Benim kumarım ne peki" dedi Reyiz. Patron: Senin kumarın kumarları bozmak, dedi eli çantaya yönelirken. Devam etti " Ama ben, kumarları bozanı bozdum dedi ve çantayı Reyiz'e verdi. "İş artık eskisi kadar kolay olmayacak" dedi Reyiz ciddileşerek. Yukarı taraf bizi rahat bırakmıyor. Artık bir çanta yeterli olmayacak.

Reyiz istihbaratçıydı. Patronun arkasını kollamaktı işi. Yaptığı ne kadar yasadışı iş varsa hepsini o temizliyordu. Karın da bir kısmı onun oluyordu.

"Tamam" dedi Patron. Ortaklarımızla konuştum. Fiyatları artırdım. Senin karşılığın da artacak. Reyiz kafasını salladı ve oradan ayrıldı.

O sırada Patron'un çaycısı geldi. "Neler oldu Patron" dedi.

"İşi büyüttük çaycı. İki katı kazanacağız artık. Boks kayıtlarını da artır." dedi. Çaycı tamam dercesine bir bakış attı ve tam gideceği sırada Patron'a tekrar döndü.

-Patron. Kaç senedir beraber çalışıyoruz. Çok merak ettiğim bir soru var.Müsaadenle sormak istiyorum.

-Sor çaycı Kafanda soru işareti kalmasın

-Patron. Senin içindeki bu çocuk nefretinin sebebi ne?

Patron bir an durakladı. Yüzü kızarmış gözleri dolmuştu. Uzun zaman olmuştu oğlunu hatırlamayalı. Aslında her an aklındaydı oğlunun cansız bedeninin alev alev yanmakta olan okulundan çıkarılışı. Ama bu defa fazla derinlere dalmıştı.

Patronun boksta Türkiye dereceleri vardı. Dört sefer birincilik çıkarmış, nice yabancı boksçuları yere sermişti. Çok sevdiği bir tane de oğlu vardı. O da kendisi kadar iyi bir dövüşçüydü. Sürekli ringde onunla dövüşür, kendisini her yendiğinde onunla gurur duyardı. Bir sabah her zamanki gibi oğlunu okula bırakmış, ardından tatlı bir hüzünle bakadurmuştu. İşte tam o anda büyük bir gürültü kopmuş, içeride bomba patlamış ve okul yanmaya başlamıştı. Patron öylece yere yığılıvermişti. Uyandığında her yer kan revan içindeydi. Herkes başka bir yaralıyla ilgileniyordu. Az ileride torbalanan ve ambulansla morga götürülmesi için hazırlanan bir ceset gördü. Koşarak yanına gitti ve oğlu olduğunu fark etti.Artık iş işten geçmişti. Giden arabanın arkasından sadece Oğlum ! diyebilmişti.

Ne kadar uğraştıysa da oğlunun cesedini bir türlü görememişti. Morga girdiğinde oğlu adına kayıtlı biri bulunamadığını söylediler. Götürdükleri ambulansı da bir daha bulamamıştı. Ölmüş oğlunun bedenini görememiş olması acısını bir kat daha artırıyordu. Patron aynı zamanda boks eğitmeniydi. Gençlerle ilgileniyordu. Onlara baktıkça da oğlunu hatırlıyordu. Fakat, bir süre sonra kendisi kadar iyi bir boksör olanları kaçırıp ıssız bir yerde öldürüyordu. Kimse kendisi kadar iyi bir boksör olmamalıydı. Kendisinden iyi bir oğlu vardı, onu da öldürmüşlerdi.

Sonra öldürdükleri adamların boş yere ölmemesi, onların üzerinden çıkar elde etmesi gerektiğini düşündü. Ama anlaşma sonucu sattığı boksörün kesinlikle ölmesi gerekiyordu. Yoksa kendisinden iyi bir boksör hayatta olacaktı. İşte bu yüzden Jacob Harici ve Sezar ile anlaşmıştı. Anlaşma sonucu her türlü ölüyorlardı. Hatta bu yüzden oğullarının öldürüldüğünü anlayan boksörlerin babaları bir olmuş, Patrona savaş açmışlardı. Ama Reyiz Patron'un arkasını topladığı için yeterli delil bulamıyorlardı.

Patron duygulanmıştı. Ve oğlunu hatırlatan Çaycının kafasına bir tane yumruk attı. Çaycı afalladı ve yere düştü. " Kadar da meraklı olma" dedi hınçla.

Çaycı kendine geldiğinde bir çocuk gözünün önündeydi. "Baba. Hala oğlunu öldüren adam için mi çalışacaksın." dedi. Çaycı neler olduğuna anlam vermeye çalışıyordu. Çaycının aklına sürekli yeni şeyler geliyordu. Büyük bir hafıza kaybı yaşamıştı önceden. Çocuğa dokunmaya çalıştığında ortadan kayboldu. Ve hatırladı. Az önceki çocuk, Patron'un 7 yıl önce öldürdüğü oğluydu. "Sonun geldi Patron!!" dedi. Oğlunun intikamını almak için sağlam bir plan yapması ve nice babalara evlat acısı yaşatan bu mafya babasını parça parça doğraması gerekiyordu.

KUMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin