1

6 1 7
                                    

𝙁𝙚𝙡𝙞𝙭

Tuvalet kabininde korkuyla beklerken tuvalete hyunjin girdi ve kabinleri yumruklamaya başladı."Felix,benden kaçmanın sonu daha da kötü olacak.Neden yapıyorsun bunu?" Benim olduğum kapıyı yumruklamaya başladı. "Buradasın değil mi?Çık şuradan,yoksa ben seni çıkartacağım!" Ondan deli gibi korkuyordum,bir anda kapıya tekme attı ve kolumdan tutup sertçe beni çıkarttı.

"Benim söylediklerimi yapmayıp kaçmaya başladın ha?Bu benim hoşuma gitmedi ama." Başımı eğdim "Neden bana bunu yapıyorsun? " dedim sessizce.Elini çeneme götürdü ve başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı."Çünkü aptalsın." Sertçe çenemi bıraktı ve ellerini saçıma götürüp başımı geriye yasladı."Bir daha benden kaçarsan,seni gerçekten gebertirim,duydun mu beni?" dediğinde yavaşça başımı salladım."Güzel." dedi ve saçımı bırakıp gitti.

O gittiğinde derin bir nefes verdim.Okulda gördüğüm zorbalığı anlatabileceğim bir ailem yoktu,hocalar umursamıyordu.Okula gitmek benim için artık cehenneme gitmek gibiydi.

𝙃𝙮𝙪𝙣𝙟𝙞𝙣

Tenefüste felix yine ortadan kaybolmuştu,onu ararken delirecek gibiydim.Diğer zorbaların ona zarar vermesinden korkuyordum,sonuçta kimse aşık olduğu adamın zarar görmesini istemezdi. Tuvalete girdiğimde onun hızlı nefes alışlarını duyduğumda biraz olsun rahatlamıştım

𝙁𝙚𝙡𝙞𝙭

Okulun geri kalanı normaldi,okuldan çıktıktan sonra garson olarak çalıltığım kafeye geldim,işimi yapmaya başladım.Bir masayı siliyordum ki omzumda birinin elini hissetiğimde başımı kaldırdım.Hyunjin'di.

"Napıyorsun burada küçük Felix?Çalışıyor musun? " dedi Hyunjin. "Evet."dediğimde güldü." Çok yorma kendini,bana lazımsın daha"sildiğim masaya oturdu ve benim masayı temizlememi izledi,ardından sipariş verdi."Bundan sonra hep buraya geleceğim." dedi alaycı bir gülümsemeyle.

Siparişleri hazırlamak için içeri girdim ve hızlı bir şekilde siparişleri hazırladım,hemen onun oturduğu masaya bıraktım, adisyon kağıdını da bıraktım ve içeri girdim.İş yerimi de öğrenmişti,bana yaptıklarından bıkmıştım,beni kullanıyordu, tehdit ediyordu ama hiç bana zarar vermemişti.İşime döndüm ve diğer müşterilerle ilgilenmeye devam ettim.akşam oldupunda yorgunlukla masaları temizliyoeken hyunjin'in oturduğu masanın altında onun bilekliği duruyordu,düşürmüş olmalıydı.Bilekliği yerden aldım ve cebime koydum.Mekanı temizledikten sonra eve gittim ve hemen uyudum,çok yorgundum...

Ertesi gün okula gidesim yoktu artık bıkmıştım.Hyunjin'e karşı ne hissettiğimi son zamanlaeda çözemiyordum.Ayağa kalktığımda cebimden gelen hışırtıyı duydum.Elimi cebime götürdüm,Hyunjin'in bilekliğiydi,elime aldım ve ona geri vermek yerine yatağımın hemen yanındaki komidinin üzerine bıraktım.Saate baktığımda kahvaltı yapmak için vaktim oldupunu gördüm ve kendime bir şeyler pişirip kahvaltı ettim.hazırlanıp odamdan çantamı aldım ve evden çıktım.Okula dopru yürümeye başladım.

Okula girdiğimde Hyunjin'i diğer popüler çocuklarla sohbet ederken gördüm, o beni farketmemişti.Sakince sınıfa gittim.Sınıfa gittiğimde en arkadaki sırama geçtim ve başımı sıraya koyup düşünmeye başladım.Ailemin hayatta olmaması beni çok yoruyordu.İlk defa daha ömce yapmadıpım bir şey yaparak,ders başlamadan uyumaya başladım.Daha önce hiç okulda uyumamıştım.

𝙃𝙮𝙪𝙣𝙟𝙞𝙣

Sabah okulda diğer çocuklarla sohbet ederken Felix'in gelmesini bekliyordum ama geldiğini görememiştim.Zil çaldığında sınıfa girdim ve onu ilk defa okulda uyurken gördüm.Meleğe benziyordu,hergün daha da aşık oluyordum bu oğlana.Yanına gittim ve kafasına hafiföe vurdum."Kalksana lan" Ama uyanmadı.Bir şey olmuş gibiydi.Başka bir şey demeden sırama oturdum ve onu izlemeye başladım.

Dikkat etmemeye çalışıyordum ama 3. Derse gelmemize rağmen hala uyuyordu.Okul çıkışına kadar bekledim fakat çıkışta da uyanmamıştı.En sonunda işine geç kalmaması için yanına gittim ve, omuzlarını kavaryıp konuştum. "Felix,uyan artık."

𝙁𝙚𝙡𝙞𝙭

Biri bana seslendiğinde gözlerimi açtım,Hyunjin'di."Ne oldu?Bir şey mi yapmalıyım?" dediğimde Hyunjin alaycıl gülümsemesini takındı."Okul bitti.İşe gitmelisin." dedi ve sınjftan çıktı.Söyledikleriyle saatime baktım ve hemen okuldan çıkıp kafeye gittim.
Hemen iş kıyefetletimi giyip yerleri süpürmeye başladım.Ardından kasaya geçtim,müşteriler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı.

Bir masayı siliyordum ki bir grup oğlan yanıma geldi ve biri beni ittirdi."Çekilsene,oturacağız." Başımı kaldırdım ve ona bakarak "Üzgünüm,masayı temizlemem gerekiyordu,oturabilirsiniz" dedim ve kenara çekildim."Otururken sana mı soracağız?" dedi ve siparişlerini verdiler."Çabuk gelmezse gebertirim seni."sessizce içeri girdim ve hızlıca kahvelerini hazırladım.Kahve makinasından damlayan sıcak kahve elime geldiğinde yüzümü buruşturdum ve sipariş veren masaya kahveleri götürdüm.

"Kahveleriniz,bu da adisyonunuz" Adiston kağıdına kahve sayısını yazıp masanın üstüne bıraktığımda sert ve soğuk bakışları olan oğlan konuştu."Daha hızlı olmalıydın." başımı eğdim,"Üzgünüm,biraz yoğunuz" dediğim sırada öfkeyle bana baktı ve önündeki kahve bardağının içerisindeki kahveyi suratıma fırlattı.

"Dersini almışsındır umarım" Ellerim acıyla yüzüme gitti, üstüm sırılsıklam olmuştu.

𝙃𝙮𝙪𝙣𝙟𝙞𝙣

Okul çıkışında babamın iş yerinde biraz zaman geçirdikten sonra Felix'in çalıştığı kafeye doğru yürümeye başladığımda bizim okuldaki kavgalı olduğum oğlanlardan bir fotoğraf ve kısa bir mesaj geldi

𝘉𝘰 𝘎𝘶𝘮 𝘗𝘪𝘤̧𝘪

-Bu senin bizden korumak için uğraştığın Lixie değil mi :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Bu senin bizden korumak için uğraştığın Lixie değil mi :)

Ona dokunusan seni gebertirim-

Hızla yürümeye başladım,kafeye yaklaşmıştım.En sonunda kafeye vardığımda gördüğüm şeyle deliye döndüm,benim meleğimin her yanı kahve içerisindeydi,boş kahve bardağı ise Bo Gum'un elindeydi.

"Felix!"

the vagabond's angelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin