2

7 1 13
                                    

𝙁𝙚𝙡𝙞𝙭

Hyunjin hızla geldi ve benim yüzüme kahve atan oğlanın yüzüne yumruk attı."Hyunjin!" Diye ona seslendim ama beni duymuyordu bile."Ne oldu?Ona zarar vermemden o kadar çok mu korkuyorsun aptal." Hyunjin delirmiş gibi görünüyordu ama hiçbir şey demeden benim yanıma geldi ve ellerini yüzüme götürdü,yüzümden akan sıcak adamlaları eliyle sildi."İyi misin?" dedi,endişeli görünüyordu."İyiyim,sorun yok" dedim ve içeri girdim,arkamdan Hyunjin de geldi."Hepsi benim suçum, çok özür dilerim Lixie" dedi Hyunjin benimle dalga mı geçiyordu?Hiç öyle görünmüyordu,çok ciddiydi.

Ardından bana sarıldı.Şaşırmıştım."Bundan sonra sana kimsenin bir şey yapmasına izin vermeyeceğim meleğim,söz" dedi ve dışarı çıktı.Hala şaşkındım.Pateonun yanına gidip olanları anlattığımda erken çıkmama izin vermişti.Sevinçle kafeden çıktığımda duvara yaslanmış şekilde sigara içen Hyunjin'i gördüm.Sigaradan nefret ediyordum,ama onun yanına ilerledim.

"Ben iyiyim.Bu senin suçun değildi." dediğimde sigarasını yere attı."Sigaradan nefret ediyordum,değil mi?" dedi soğuk sesiyle.Konuşmama fırsat vermeden,"Bir arkadaşınla konuşurken duydum" dedi."Her neyse,senin canını yakmadılar değil mi?Yüzün yandı mı?" Başımı sağa sola yavaşça salladım."Hayır,yarın okulda görüşürüz,zamanında geldiğin için teşekkür ederim." dedim ve eve doğru yğrümeye başladım.Bana iyi davrandığı için mutluydum.

𝙃𝙮𝙪𝙣𝙟𝙞𝙣

Onu öyle gördüğümde gerçekten delirecek gibi olmuştum ama onu korkutmak istemediğim için kendimi tuttum.

O gittikten sonra bir sigara daha içtim ve eve dopru yürümeye başladım.Eve gittiğimde kapının önüne gelince duraksadım,içeri girmek istemiyordum ama kapıyı çaldım.Kapı açıldığı gibi babam kolumdan tutarak beni içeri çekti ve kapıyı sertçe kapattı."Neredesin sen?Bu eve geç gelme gibi bir lüksün yok senin!" dediğinde başımı eğdim.Yüzüme sert bir tokat attığında dişlerimi sıktım.Artık buna alışmıştım ama,yine de biraz acıtıyordu.

𝙁𝙚𝙡𝙞𝙭

Eve gittiğimde hava çoktan kararmıştı.İçeri girdim ve kendime yemek hazırladım.Masaya oturdum ve tamyemeğe başlayacağım sırada kapı çaldı.Kapım normalde çalmazdı,Yavaşça kapıya gittim ve hafifçe kapıyı araladığımda Hyunjin'i gördüm.

𝙃𝙮𝙪𝙣𝙟𝙞𝙣

"Siktir git benim evimden,istemiyorum seni.Madem geç geliyorsun,bir daha hiç gelme!" dedi ve beni kapıya doğru ittirdi,başımı duvara vurdum.Hızla dışarı çıktım ve aklıma ilk Felix geldi.Hızlı adımlarla onun evine doğru yürümeye başladım.En aonunda eve vardım ve kapıyı çaldım.

Kapıyı yavaşça açtı ve bana baktı,biraz şaşırmış gibiydi."Bu saatte geldiğim için üzgünüm,ama babamla biraz tartıştık,gelebilir miyim?" dediğimde kapıyı tamamen açtı."Tabii.." Elini alnıma götürdü."Alnına ne oldu?Yaralanmışsın." dediğinde içeri girdim ve konuştum."Alnımda yara mı var?Farkında bile değilim. " Gülümsediğimde elini alnımdan çekti.

"Ben de yemek hazırlamıştım,birlikte yemek ister misin?" dedi ve tezgaha doğru ilerledi."Tabii,istemesen de yiyeceksin.Kesin yemek yememişsindir." Bana da bir tabak koydu.Sessizce sandalyeye oturdum."Teşekkür ederim Lixie.." dedim sadece.Yemekte o bana heyecanla bir şeyler anlatırken,ben ise sadece onu izliyordum,çok şirindi.

"Felix." dediğimde bir anlığına duraksadı."Efendim?" çok şirin gözüküyordu."Bu akşam burada kalabilir miyim?" diye sorduğumda gülümsedi ve hemen cevap verdi."Tabii ki,benim odamda sen yatarsın.Ben de salonda yatarım olur mu?" dediğinde güldüm."Ben salonda yatarım,sen odanda kal." dedim ve ayağa kalkıp salona girdim.

𝙁𝙚𝙡𝙞𝙭

Onunla yemek yerken kalbim hızlanıyordu,benim evimde kalıp kalamayacapını sorduğunda hemen kabul ettim.Onu sevmeye başladım,sanırım o da beni semeye başlamıştı.O salona girdikten sonra odama girdim ve ona ince bir batraniye verdim.Odama döndüğümdr kapımı kapattım ve komidinimdeki bilekliği elime aldım,istemsizce gülümsedim ve onu yerne koydum.Ardından yatağa uzandım ve uykuya daldım.

𝙃𝙮𝙪𝙣𝙟𝙞𝙣

Gece olmuştu ama ben uyuyamıyordum.Felix'in tam kapatmadığı kapısına gittim,hafifçe kapıyı açtığımda uyuyordu.Onu uyandırmadan balkona çıktım ve cebimden sigara paketini çıkarttım,pakete bir süre baktıktan sonra aşağıya attım.Çünkü Felix sigarada n nefret ediyordu.Balkondaki tabureye oturdum ve karanlık sokağı izlemeye başladım.

15 dakika sonra balkonun kapısı açıldığınsa başımı çevirdim ve Felix'i gördüm."Uyuyamadın mı?" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım."Sen yat,ben de yatacağım birazdan.Tamam mı?" dediğimde gülümsedi.Gözleri kapanıyordu."Hatta ikimiz de şimdi yatalım." dedim ayağa kalkarak.Birlikte içeri girdik,o odasına gitti.Ben de salona gittim ve uyumaya çalıştım.

𝙁𝙚𝙡𝙞𝙭

Sabah uyandığımda kahvaltı etmek için vaktimiz kalmamıştı.Hemen Hyunjin'i uyandırdım ve aceleyle evden çıktık."Bu kadar acele etmene gerek yok Felix,geç kalmayacağız." dedi Hyunjin ama yine de neredeyse koşarak gidiyordum.Bir anda Hyunjin elimi kavradı ve,"Hadi ama,yoruldum." dedi.Elimi tutmasıyla durdum."Tamam,yavaş gidelim." dedim.Elimi hala bırakmamıştı,aslında hoşuma gidiyordu.

Okula el ele girdiğimizde herkes bize bakıyordu,dünki zorba oğlanlar da dahil.Hyunjin direkt olarak beni onların yanına götürdü."Bo Gum,özür dile." Oğlan alaycıl bir şekilde güldü."Neden özür dileyeceğim?" Felix ifadesizce ona tokat attı."Benim olana zarar vermeye çalıştığın için özür dile."

the vagabond's angelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin