Merhaba hepinize güzel okumalar diliyorum yorumlarınızı ve yıldızlarınızı bekliyorum 🤍
Bölüm sonunda görüşürüzz 🫂🌟Gözlerimi açar açmaz karşımdaki koltukta dedemin sinirli suratını görünce yattığım yerden hızlıca toparlanmaya çalıştım ama kolumdaki acıyla beraber aniden yüzüm buruşurken tek yapabildiğim çaresizce sırtımı yeniden uzandığım yere doğru geri bırakmak olmuştu.
Gözlerim dedemin üzerinden tedirgin bir şekilde önce odaya sonra da kendi üzerime doğru kaydığında hastanede olduğumuzu ve kolumda da serum bağlı olduğunu fark ettim.
Serumun plastik ucunun verdiği yanmanın yanı sıra bir yandan da öyle başım ağrıyordu ki sanki kafamın içerisinde küçük bir savaş yaşanıyordu.
Ayrıca dudaklarım da susuzluktan neredeyse birbirine yapışmış gibiydi.
"Dede.." diye mırıldandım sonunda yattığım yerden güç bir şekilde.
"Neden hastanedeyiz biz? Ben bayıldım.. Her şey karardı ve sonrası yok.."
Gözlerim kapalı bir şekilde olanları hatırlamaya çalışırken birden Kenan'ın endişeli gözleri aklıma gelince çenemin titremesini engellemek için hızlıca dudaklarımı birbirine bastırdım.
Dudaklarımdan zar zor bu sorular dökülmüştü ama aslında sormak istediğim tek şey Kenan'ın şu an nerede olduğu ve dedemin Semih ile ne haltlar karıştırdığıydı.
Kafede yaşanan saçmalıklar birbir aklımdan geçmeye devam ederken Semih'in umarsız hallerini ve Kenan'ın sessiz sakin hiçbir şeyden haberi olmayan o masum yüzünü hatırlayınca büyüyen sinirimle yattığım yere ilk dakikadan sığamaz hale gelmiştim bile.
Dedem yine ne yapıp edip Semih ile iletişimini koparmayarak benim peşimde dolanmasını sağlıyordu işte.. Böylece de güya ben Kenan'dan ayrılacaktım ve onun emirlerine göre bir hayat sürecektim.
Kesinlikle bu yaşından başından utanmadan güya benimle oyun oynuyordu!
Dedem kendime geldiğimi fark edince hızla oturduğu yerden bana doğru ayaklandı ve yatağın hizasına gelerek avcunu başıma doğru bastırarak konuşmaya başladı.
"Şükür şu gözlerini açabildin Alsu! Sen bizi deli etmek mi istiyorsun yavrum? Sabahtan beri tek bir lokma girmemiş midene! Nasıl korkuttun bizi Semiha hanım nasıl üzülecek hiç düşündün mü?"
Dokunuşuyla beraber yüzümü onun olmadığı tarafa doğru çevirerek soruları karşısında sessiz kalmaya devam ettim ve kendimi derin bir nefes almaya zorladım.
Yüzüne bakmak da istemiyordum sesini duymak da.. Hiçbir şekilde şu an onunla muhatap olmak istemiyordum çünkü konuşursam o yaşlı kalbini kırmaktan artık hiç çekinmeyecektim.
"Kızım yüzünü mü dönüyorsun sen bana? Sırf şu dışarıdaki kendini bilmez zibidi için dedeni mi hiçe sayıyorsun sen? Biz seni böyle mi yetiştirdik Alsu.. Desene hele bana kızım biz seni böyle mi büyüttük?!"
Şu halimde bile konu yine hiçbir suçu olmayan ve yediği bunca hakarete rağmen hala daha saygıda kusur etmeyen Kenan'a gelince içimdeki sinir gözyaşlarını daha fazla tutamadım ve hıçkırarak ağlamaya başlamışken bir yandan da sesimi yükselterek hiç çekinmeden konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
upside down ♡| yıldız
Fanfictionyou got me like upside down you standing there i swear my whole world is turned around