Sadece yanlışlıkşa olmuş bir suç için 13 yıllık hapis cezası aldım. Çeşitli işkenceler gördüm ama hiçbiri umrumda değil bedenim acıyordu ayakta duramıyordum. Sırtım en çokta sırtımdan yürüyemiyordum.
Şuan ufak bir suç yüzünden parmaklıkların arasındayım. Kapının önüne birinin geldiğini hissettim duruşumu dikleştirdim ama sırtım âdeta yanıyordu, dik durdum yani dik durmaya çalıştım. İçeriye giren polis ortalama 40-45 yaşlarındaydı saçlarının bazı kısımları beyazlamış boyu benden az da olsa kısaydı. Polis en başta ismimi söyledi ama nedense ne bu ismi azına almak ne de bu ismi duymak istiyordu. Gözlerine baktığımda sadece nefret ve öfkeyi gördüm, o benim gözlerimde ne görümüştü, yüzü bi an korkulu bir hal aldı.Boğazını temizledi ve konuşmaya devam etti. "Ufuk Emre Karataş ziyaretçin var. " Şaşırdım ama belli etmiyordum 7 yıl boyunca ne ziyaretime gelinmişti ne de hal hatır sorulmuştu. "Kim? " dedim sesim çok yorgun çıkmıştı. "Gidince kendi gözlerinle görürsün. " güldüğünü hissetim.
Kapıdan içeriye 2 hücre gardiyanı geldi ve beni iki kolumdan tutup götürdüler normalde yavaş yürürdüm ama gardiyanlar çekiştirdikeri için hızlı yürüdüm.
Gardiyanlardan birine baktım ve kolunu dürttüm bana "Ne istiyorsun?" dermiş gibi baktı. "Sigara varmı? Varsa versene." dedim. Gardiyan bu sefer kaşlarını çattı "Yasak!" dedi gür bir sesle. Gülümsedim bu gardiyanı dahada sinirlendirmişti.
Beni görüşme odasına getirdiklerinde sertçe sandalyeye oturttular ve ellerimi arkamda kelepçelediler etrafa baktığımda diğerlerinin ellerinin öne doğru kelepçekediklerini gördüm. Ellerimi arkadan kelepçemenelerinin sadece bana özel olduğunu anladım, gülmeye devam ettim. Karşı kapıdan birinin girdiğini gördüm bu benim daha çok şaşırmama sebep oldu onca yıl sonra annem beni ilk defa ziyaret ettiğini gördüm. Gülümsemem daha da büyüdü ama annem gülümsemiyor öylece suratıma bakıyordu.
Karşıma oturduğunda sevincinden konuşan ilk ben oldum. "Anne... Seni çok özledim bunca zaman neden ziyaretime gelmedin? Beni hiç mi özlemedin? He...Neden cevap vermiyorsun? " Annem ayaklandı ona "Neden kalktın gidiyormusun? Beni tekrardan mı yalnız bırakacaksın?" dediğimde suratıma bir tokat indirdi beynimin sarsıldığını hissettim ama acıdan değildi annemin bana ilk defa tokat atmasıydı.
Bu tokat kalbime bir bıçak gibi saplandı. "Ben seni bu günler için mi yetiştirdim? Hapislerde çürü diye mi? Hayır!" Annem âdeta bana haykırıyordu, ard arda küfürler ediyordu. "Seni doğurduğum, 9 ay karnımda taşıdığım günlere yazıklar olsun!"
Bu söz kafamda kaç kere yankılanmıştı, kalbimdeki bıçak daha derine battı bu sefer canım yanmıştı. Gardiyanlara dönüp "Gitmek istiyorum... " dedim gardiyanlar beni sandalyeden kaldırdıklarında anneme "Anne senden ilk defa tokat yedim ve bu benim kalbimi acıttı. Yetmezmiş gibi hakaretler edip beni 9 ay karnında taşıyıp beni büyüttüğün için yazıklar olsun dediğinde daha çok acıdı kalbim sankı kalbime bıçak batmış ve çıkarmaya çalışıyorlar." Anneme döndüğümde gözümden akan ilk ve son yaşları izledi. Gözlerinin dolduğunu gördüm "Ağlama... Çünkü artık bir oğlun yok." dedim gardiyanlar beni hücreye geri götürmek için ayaklanırken "Elveda.. Son kez." dedim ve görüşme odasından çıktık.
Yanan bu sefer sırtım değil kalbimdi, canım acıyordu her iki türlüde. Gardiyanlar konuşup gülmeye başladılar "Bize artislik yapan Ufuk Emre koca adam olmuş annesinden dayak mı yedi ay sanırım gülmekten öleceğim. " Kolumun hafif gevşediğini hissettim. İkisinin karnınada dirsek attığımda avı ile kolarımı bırakıp öne eğildiler karınlarını tutmak için. Cebinde duran silahlardan birini alıp öndeki polisi alnının ortasından vurdum daha sonra arkama dönüp gardiyanlara sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADALET DİYE BİRŞEY YOK
Teen Fictionİçerisi zifiri karanlıktı ve yerler kanla kaplıydı. Bu benim kanımdı, soruşturma odasındayım gözlerim yeniden kapanacak gibi olduğunda arkamdan bir adam "Su tutun şunun yüzüne, hâlâ ayılamadı belli ki," güldüğünü duydum. Üstümden aşağı buz gibi şu d...