Yuvarlak kapı kolunu çevirip kapıyı açtım. Kapısının arkasındaki kutular yüzünden kapıyı bütün gücümle iterek anca tamamen açabildim ve içeriye girebildim. İçeri girdiğim gibi salonla karşılaştım ama kızkar ortalıkta gözükmüyordu. Bende elimdeki poşetleri ve kahveleri yere bırakıp dairenin içinde yürümeye başladım. Topuklu ayakkabılarımın sesini duyan Lisa konuştu.
" Hey, sonunda gelebildin.""Nerdesiniz ya?" dedim uzun koridora bakarak. Ardından Lisa kutuların üzerinden atlayarak Rosé'nin yatak odası olduğunu düşündüğüm odadan çıkıp bana doğru ilerlemeye başladı. Rosé'de peşinden ilerledi.
"Yatağı yapana kadar canımız çıktı." dedi Rosie ben Lisaya sarılırken. Sonrasında kollarımı ona uzatarak konuştum.
"Yok muydu apartmanda şöyle yakışıklı bi çocuk çağırsaydın yardım etseydi"Birlikte salona doğru ilerledik. Jisoo'da elindeki tabağı silerken mutfak kapısına yaslandı. " Unuttun mu? Roseanne jaehyun'dan sonra başka şeylere yönelmeye karar verdi."
"Kadınlar mı?" demesiyle hepimiz Lisaya döndük.
"Ne ya? Gruptaki tek lezbiyen olmaktan bıktım. Çok sıkıcı. Ayrıca hepiniz dick seviyorsunuz ben dışlanıyorum." Lisa dalgasına bile olsa her zaman böyle dramatik biri olmuştu.Tam Jisoo ağzını açıp konuşacakken rosie araya girdi.
"Onu bunu bırakın da ben bu sabah jen'in kafasını kalçasına geçirdiği çocuğu markette gördüm. Hatta galiba yanlarındaki sarışın kısa boylu çocuk beni hatırladı. Çünkü bi beş saniye yüzüme bakıp sonra sırıtmaya başladı."
"Lütfen yalvarırım şu çocuğun konusunu açmayın zaten suçlu olan da ben değildim. Otururken niye bi anda o kadar hızlı kalkmaya çalıştı ki. Tamamen onun suçu."
"Jen kimse sana suçlusun demiyor ama bu hikaye her zaman konusunu açılacak bir hikaye hatta ilerde kesinlikle çocuklarıma anlatıp dalga geçeceğim bir hikaye."
"Evet, evet this is a story of how your aunt jennie met her husband." diye atladı Lisa. Her zaman böyleydi. Her olayı izlediğimiz dizi ve filmlere benzetiyor, hayatımızdan ne kadar iyi film olacağını söyleyip duruyordu. Ve galiba en sevdiğim yanlarından biri buydu. Olayların hep iyi tarafını görmeyi başarıyor, şakalar yaparak hepimizi mutlu etmenin bir yolunu buluyordu. Lisa'ya bakıp kafamı iki yana salladıktan sonra yerdeki kahveleri alıp kızlara uzatmaya başladım.
"Bu bir rom com yada aşk romanı değil Lili. Büyük ihtimalle çocuğu bir daha görmeyeceğim ve bu hikaye de utanç verici bir hikaye olarak kalacak."
"Umarım öyle olur." dedi Jisoo kahvesinde bir yudum aldıktan sonra. "Çocuğun arkadaşlarından biriyle siz orda bağrışırken konuştum. Hiç tekin tiplere benzemiyorlar."