1

22 6 3
                                    

Sung hanbin, 9 kişilik bir grubun lideriydi. Bir hayatta kalma şovundan debutlamışlardı. haliyle grup üyeleri ile çok yakındılar. Beraber mücadele etmişlerdi, birbirlerine destek olmuşlardı. Grup üyeleriyle yakınlardı ama, hanbinin çok daha yakın olduğu biri vardı. Zhang hao, boys planet adlı hayatta kalma şovunda birinci olan kişi. Hanbin, hao onun birinciliğini çaldığı zaman asla zoruna gitmemişti. Aksine, hao için o kadar sevinmişti ki, beraber çıkış yapabileceklerini öğrendiği an göz yaşlarına boğuldu.

Zhang haoyla yakındılar elbette. Fakat bu, diğer grup üyeleriyle olduklarından daha yakın oldukları anlamına gelmiyordu. Tamam, belki de öyleydi ama durum biraz farklıydı. Haoyla hanbin arkadaş değildi, Ruh eşiydiler. birbirlerinin diğer yarısıydılar ve bunun ikisi de farkındaydı.

Evet, yakın arkadaştılar, ruh eşiydiler, birbirlerinin diğer yarısıydılar, yoldaşlardı ve birbirlerine güveniyorlardı.

Fakat en yakın arkadaşınızın tamamen mükemmel olduğunu düşünün, görüp görebileceğiniz en güzel insan. (En azından etrafınızdaki) ayrıca en yakın arkadaşlarsınız. Uzaktan bir tanıdığınız olsa, örneğin sınıf arkadaşı, grup arkadaşı veya iş arkadaşı. Bu görmezden gelinebilirdi fakat o kişi sizin en yakın arkadaşınız... neredeyse her gün dipdibe olduğunuz.

Hao çok güzeldi. Herkes bunun farkındaydı, doğal bir güzelliği vardı ve bu inkar edilemezdi. Tabii ki de 9 üye de ayrı ayrı yakışıklıydı ve hepsi tamamen idol gibi görünüyordu (zaten öyleler) fakat hao güzeldi. Haonun ayrı bir güzelliği vardı ve 9 üye de (hao dahil) bunu biliyordu.
Fakat tek artısı güzel olması değildi, sonuçta dünyada milyonlarca güzel insan vardı ve idol dünyasından bahsediyoruz... herkes güzel ve yakışıklı. Fakat hao hanbine çok farklı geliyordu. Nazik ve narin haraketleri, gülüşü, bakışı, bunun gibi etkenler haoyu farklı yapıyordu.

Hanbin haoyla ilk yakınlaştığında
'Eşcinsel olmayan biri bile ondan etkilenebilir' diye düşündü. Bu sadece hanbinin fikri miydi yoksa gerçekten olabilir miydi bilmiyordu. Ve evet, hanbin haoyla ne kadar yakın arkadaş Olsada, bazen haodan etkileniyordu. Bazen gözüne çok güzel görünüyordu.

Haodan hoşlanmasa bile, etrafında böyle birinin olması onu bazen düşüncelere daldırabilir. Fakat bundan çekinmedi. Bazenleri kameraya 'hao gerçekten çok güzel' diyordu. Çünkü bu yanlış değildi.

Son zamanlarda durum biraz farklıydı
Evet haodan her zaman etkileniyordu fakat sadece
'Vay o gerçekten çok tatlı...'
Gibi düşüncelerleydi. En yakın arkadaşınızı tatlı bulmanız gibi, Belki de bazen haoyla çok daha yakın olmak istemişti fakat yine bunda bir yanlışlık görmüyordu. Şuan ise, hanbin tamamen yanlış yaptığını düşünüyordu.
Pişmanlık, garip hissetmek gibi hisler son zamanlarda çok sık başına geliyordu. Kalbinin hızlı atması, içinin karıncalanması. Dikkat dağınıklığı falan...

"Asıl suçlu hao hyung."
Hanbin yatakta yatıyordu ve duvara bakıyordu. Derin bir iç çekti ve gözlerini kapatıp dudaklarını birbirine bastırdı.

Hao yaramaz. Çoğu şeyin farkında olmayan bir aptal gibi davranıyor... hanbin tam olarak bunu düşünüyordu. Son zamanlarda o kadar çok haodan etkileniyordu ki, bu dikkatini fazlaca dağıtmaya başlamıştı. Hao hanbinin elini tutuyor, koluna dokunuyor, gülerken sırtına vuruyor, garip pozlar veriyor ve garip sesler çıkartıyor...

Hao etrafındayken hanbin büyülenmiş hissediyordu. Diğer üyelerinde böyle hissettiğini düşündü. Haonun haraketleri, sesi ve görünüşü çok narindi. Hanbin bazen onu korumak istiyordu. Diğer üyelere göre bu nazik ve kırılgan halleri farklıydı ve grup üyelerininde böyle düşündüğünü umdu.

———

Uzun bir programın ardından grup üyeleri yurtlarına döndü. Hanbin hızla bir duş aldı ve oda arkadaşı gyuvin de duşa girdi. Hanbin üstünü değiştirip su içmek için mutfağa doğru ilerledi. Bir yandan telefonuna bakıyordu. Mutfağın biraz ilerisinden, (mutfak, yurdun tam ortasında, mutfağın her iki karşısında da odalar var.) yani kaldığı odanın karşısındaki odalardan bir kahkaha sesi geldi. Bu kahkaha çok sevdiği hyungunun kahkahasıydı. Hao gülerek yurt odasından aceleyle çıktı. Hanbin ona bakarken gülümsedi ve mutfağa gelmesini bekledi. Hao hala gülüyordu ve hanbini görünce gülüşünü durdurmaya çalıştı.
"Seni bu kadar güldüren ne"
Hanbin gülümseyip dalga geçerek sordu.
Hao suyu işaret etti ve hanbin bi bardak çıkartıp su doldurdu ve haoya uzattı. Hao suyu içtikten sonra konuştu.
"Sadece... jiwoong hyung çok komik. Sanırım tek hyungum o olduğu için onun yanındayken rahat hissediyorum"
Hanbin gülümsedi
"Jiwoong hyungla iyi anlaşıyorsunuz demek~ bunu duymak güzel çünkü eskiden neredeyse birbirinizle hiç konuşmuyordunuz."
Hanbin kıkırdadı ve haonun bardağını alıp kendine de su doldurdu ve tek dikişte içti.
"Evet. Sanırım yakınlaştık."
Hao esneyip gözünü ovuşturdu. Ve fark etti ki saten pijamasının bir yanı omzundan aşağı inmişti ve köprücük kemiği gözüküyordu. Altında pijamasının takımı olan bir şort vardı. Bordo rengi pijama takımıyla uykulu hao çok tatlı görünüyordu. Hanbin sırıttı.
"Hyung yorgunsun sanırım. Hadi yatıp dinlen."
Hao başını salladı ve odasına geri döndü.

Hanbin odaya geri döndüğünde gyuvin çoktan çıkmıştı ve yatakta oturup telefonuyla ilgileniyordu. Hanbin gyuvinin yatağının hemen yanındaki kendi yatağına gyuvine doğru oturdu. Biraz sessiz kaldıktan sonra bir şey sormaya karar verdi.

"Gyuvin-ah?"

Gyuvin başını telefonundan kaldırdı. Telefonuyla ilgilense bile seslendiğinde hemen bakması ve telefonunu kapatması hoşuna gidiyordu. Gyuvin bu konuda ilgiliydi.
"Evet hyung?"

Hanbin etrafına bakarak düşüniyor gibi yaptı. Daha sonra telefonunu açtı ve magazin için haribozun çekindiği fotoğrafları gösterdi.

"Ricky ve haonun yeni çekimlerini gördün mü? Gerçekten iyi görünüyorlar."

Gyuvin fotoğraflara dikkatlice baktı.
"Neden bu kadar oyuncak bebek gibi görünüyorlar?"

Hanbin kıkırdadı.
"Çinin havasındandır belki~ hahaha"

Gyuvinde hanbinin dediğine güldü. Bir kaç fotoğrafa daha bakarken hanbin tekrar konuştu.
"Hao sence de çok güzel değil mi?"

Gyuvin başını salladı.
"Yani, iyi görünüyor çoğu zaman."

Hanbin telefonunu kapattı ve gyuvine döndü.
"Sende bazen ondan etkilenmiyor musun?"

Gyuvin ne dediğini anlamamış gibi hızla kulağını yaklaştırdı. Kaşları çatıldı. Daha sonda düz bir ifadeye büründü.
"Yani... her zaman iyi görünüyor ve yüzü bir erkeğe göre fazla güzel. Biraz farklı."

Hanbin böyle düşünenin tek kendisi olmadığını anlayınca rahatladı. Bir süre daha sohbet ettikten sonra uyumaya karar verdiler.





—————
Selamm ilk olarak bu fic okunur mu bilmiyorum hem wattpadin yasaklanması yüzünden hemde ficleri tutan biri olmadığım için pek zannetmiyorum ıskoowdk ama yine de yazıcam ne kadar bu tip ficlere aşina olmasamda pwdkld her neyse okuyacak olursa şimdiden teşekkürler

Fici yazdıktan aylar sonra atıyorum... tamamen unutmuşum wpdlkf

you enticed me | haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin