Hayat iki türlüdür. Kimileri beyazken, kimileri siyahtır.
Siyah, ve beyaz... Zıt iki renk, zıt iki kutup. Ayaz Karataş, Güneş Akyüz.
Güneş beyaz olandı. Herkese karşı iyimser, sevmediklerine karşı düşmancıl, akıllı ama kalbi devereye girdiğinde kullanamayan, insanların beyninde neşesiyle yer edinen. İsmi gibi; Geceyi bile güneşe bıraktıracak olandı...
"Ay seni görse, sesini duysa, gülüşünü görse geceyi bırakırdı. Hep güneş olsun diye gecesinden vaz geçerdi."
-Ayaz.Aşka küsmedi, ama baktığı her yüz onun yüzüne benzerdi. Her karanlığın içinde onu yüzü parlar diye bakardı.
Hep gülerdi. Sevinci içini ısıtırken, üzüntüsü içini yakardı.
Güneş, sanki saçlarının her tenine rengini vermişti. Gök yüzünün mavisi gözüne hayat vermişti. Güneşin yüreği, birine ilaç verebilirdi.
Ayaz ise siyah olandı. İyiliği şükrettiren, öfkesi diz çöktürendi. Yenilmez değildi, hep kaybetmeyi ve öğrenmeyi isterdi.Kaybetmekden korktuğu zaman kaybederdi. Korkusuz değildi, koruyamamakdan korkardı.
"Siyaha da beyaz lazımdır belki"
- Güneş&&&
Güneş Akyüz, stajyer özel Ferda Doğa hastanesinde stajyer olarak çalışıyordur. Her şey o gün nöbet listesinde yer almasıyla başlamıştı.
&Defne&
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA BEYAZ LAZIM
RomanceGüneş her şeyiyle beyazı temsil ediyordu. Bakışız gülüşü, kalbi, temizliği, güzelliği... Ayazsa onun tam tersiydi. O siyahtı... Bu iki ters renk karşı karşıya olsaydı ne olurdu? Beyaz açabilir miydi siyahı? Siyah karartır mıydı beyazı... "Belki siya...