Güne tekrar kabuslarla uyanmıştı Seungmin. Bu lanet şeylerden kurtulamıyordu. Ne zaman rahat bir uyku çektiğine kanaat getirse arkasından kabuslar geliyordu. Esneyerek kalktı ve yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı. Odaya geri dönüp yürüyüş kıyafetlerini giydi, yatağını topladı ve telefonunu cebine atarak aşağı indi.
Amcası her zamanki gibi masada bilgisayarıyla ilgileniyordu. Bir şirkette çalışıyordu ve acil durumlar olmadıkça işlerini evden yapabiliyordu. Bu ikisi için de çok iyiydi. Amcası oğlu bildiği yeğenine döndü ve gülümsedi. "Günaydın oğlum, yürüyüşe mi gidiyorsun?" Kıyafetlerinden bunu anlamıştı ama sırf Seungmin'in sesini daha fazla duymak için sormuştu. Onun sesi ilaç gibi geliyordu.
"Günaydın amca, evet yürüyüşe çıkacağım. Bir saate gelirim, istediğin bir şey var mı?"
"Tek istediğim sağlığın oğlum." Seungmin gülümsedi ve amcasının yanağından öpüp çıktı. Hava güzeldi, kuşlar ötüyordu, bulutlar türlü şekillerle havada süzülüyordu ve Seungmin mutluydu.
Hayatında kaç defa mutlu olmuştu?
Bir, iki üç.. İki elin parmağını geçmezdi. O her zaman mutsuzdu. İlla kafayı takacak bir şey bulur ve onu çözene kadar gözüne tek damla uyku girmezdi. Uyku problemlerinden psikiyatristine bahsetmiş, karşılığında ondan bir ilaç almıştı ama kullanmaya niyeti yoktu. Kendini doğal yollarla düzene sokacaktı. Ki bunun olasılığı da yok denecek kadar azdı..
Kirli düşüncelerini kafasından atıp tamamen havaya uygun temiz ve güzel düşünmeye karar verdi. Yüzüne vuran sevimli minik rüzgar onu mutlu etmiş ve yürümeye başlamıştı. Her sabah yürüyüş yapardı, geçirdiği bu bir saat kendisine bir nebze olsun iyi geliyor, gününü canlı geçirmesini sağlıyordu. Evinin sokağından sapıp park yoluna döndüğünde her zaman oturduğu denize bakan bank görüş alanına girdi ve oraya yöneldi. Oturdu ve denize baktı.
Burası onun içini döktüğü yerdi. Sıkıntılarını denize anlatır ve büyük bir taş yardımıyla onları denize gömerdi. Bu onu rahatlatırdı. En azından kendisini rahatlatan bir yer vardı, öyle değil mi?
Aklına psikoterapisti geldi. Yang Jeongin. Bu isim iki gündür aklını karıştırıyordu. Onda insanı kendisine çeken bir şeyler vardı. Seungmin onun yörüngesine kapılmış ve bilmediği yıldızların üstünde süzülüyordu. Bu yıldızların kendisini parlatacağına dair kesin bir inancı yoktu ama o fazla güzeldi... Gerçekten, bu kadar güzel olmayı nasıl başarıyorsun Yang Jeongin?
"Annemin ve babamın genleri sağolsun, bu güzelliğimi onlara borçluyum." Sağından gelen ipeksi ses ile irkilmiş ve Jeongin'e dönmüştü Seungmin.
"Dışımdan mı söyledim bunları?"
"Evet, aslında içinizden geçen çoğu şeyleri dışınızdan söylediniz." Jeongin kibarca gülümsedi ve izin istemeden -ki istese bile Seungmin düşünmeden buna izin verirdi- Seungmin'in yanına oturdu.
"Buralarda yaşadığınızı bilmiyordum." Jeongin siyah-sarı buklelerini parmakları arasına aldı ve geriye taradı. "Chanyeol amcam ve Sehun amcam baya yakın arkadaş, bilirsin. Birbirlerinden hiç ayrı kalmamak için birbirlerine yakın otururlar."
"Aslında.." Seungmin psikoterapiste döndü. "..sizi hiç Chanyeol amcanın yanında falan görmediğimi itiraf etmek durumundayım."
Jeongin tekrar gülümsedi. "Yurtdışındaydım, buraya Chanyeol amcamı görmeye gelmiştim. Sonra burada kalmaya karar verdim ve şuan çalıştığım iş yerinde çalışmaya başladım."
Seungmin'in anladığını belli eden mırıltısındam sonra aralarında bir sessizlik geçti. Bu sıradan bir sessizlik değildi. İki yarım ruhun eşlerini bulması, bunun yarattığı rahatlığın sessizliğiydi.
"Buraya yürüyüş yapmak için mi geldin Seungmin?"
"Evet. Her sabah yaparım bunu. Siz?"
"Ben de öyle. Yani yürüyüş yapmaya geldim. Son zamanlarda işe gitmek dışında pek dışarı çıkmıyordum ve Chanyeol amcam bana biraz sosyalleş dedi. Ben de çıktım ve seni gördüm. Yanına geleyim dedim."
"İyi etmişsiniz.." Az önceki odunluğu gelmişti aklına. Jeongin ondan hoşlandığını düşünecekti.
Hoşlanıyor muydu?
Hayır, hayır. Bunu yapmıyordu.
İkili neredeyse bir buçuk saat boyunca akıllarına gelebilecek her konuda konuşmuşlardı. Seungmin'in gelmediğini görem Sehun amca ise endişelenmiş ve Seungmin'i aramıştı. Seungmin onu ele geçiren rüyadan sıyrılıp amcasını hatırlamıştı ve aceleyle ayağa kalkmıştı.
"Görüşürüz.. Gitmem gerekiyor."
"Görüşeceğiz Seungmin." Psikoterapist gülümsemiş ve Seungmin'in gidişini izlemişti.
***
kısa bır bolum ehe
bayadır yb atmıyodum ozledınız dımı (kımse yb at dıye evımj basmadı...)
nys bb
***
enthralled :: farkında olmadan biri tarafından büyülenmiş, etkisi altına girmiş olmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
viraha, seungin.
Fanfiction"Kalp topraklarımın çorağa yüz tuttuğu bir devranda çıkıp geldin yağmurunla... Şimdi soruyorum, insan yağmurdan yanar mı?" Yaşadıkları yüzünden tüm duygularını kaybeden Seungmin, onları psikoterapisti Jeongin'de bulacağından tamamen habersizdi. 彡se...