Önceki bölüme göz atın
1 hafta sonra , Vartolu Sadettin Cumalinin koğuşunu yaktırmıştı gece vakti , bi kaç mahkum ufak tefek yanıklar almîştı ama Cumaliye yine hiç bi şey olmamıştı
Şimdiyse Selim onu çağırdığı için gece gece ıssız bi yerde görüşüyolardı
Selim "Zayat dedik"
Sadettin "Dedik" der umursamaz bi tınıda
Selim "Zayat dediğin Muhittindir Emmidir Paşadır korumadır , çoluk çocuk değildir , abim babam hiç değildir" diyip silahını Vartoluya doğrultur
Medetde anında silahını çeksede abisinin el hareketiyle hiç bi şey yapmadan durur
Vartolu kalkıp yakasını silker toz varmışcasına ve Selimin yanına gelip "Bu oyunca sadece sen ve ben varız kurtulacak olan , zayat her kestir"
Selim "Benim telimi atdırma , şayet atarsa seni mahv ederim"
Sadettin "Bak şimdi zor geliyor ama sen hele bi Çukurun başına geç o zaman cennet bizim olucak , tahta geçicez"
Selim "Aileden hiç kimse ölmeyicek"
Sadettin okkalı bi küfr savurup "Hem ayranım dökülmesin hem götüm yanmasın diyosun ha sende" der hiddetle
Selim tam bi şey diyecekken Sadettin sağ elinin işaret parmağını onun dudaklarına bastırıp "Şşşt , sessiz , bu iş bitince her hafta 1 milyon dolar diyorum , külçe külçe altın diyorum Selimcim" der
Sadettin geri çekilip "Atamdan örnek alsana , yüce Yavuz'um atasını devirip tahta geçiyor sen ise onun ismini taşısanda kalbini taşıyamıyosun" der Selimin aklına girmek için
Sadettin tatlı bi gülümseme ile "Yavuz Sultan Səlim gibi ol , atanı indir o tahta geç , seni doğru bulan kardeşlerine şan şohret ver , desteklemeyeni öldür ama yasınıda tut , yoksa çil çil altınları kuzgunlar , akbabalar kapar" diyip arabasına geçer
...