Aşkını Asla İtiraf Edemeyenlerin Yaşadığı 12 Kalp Sızlatan Durum

1K 26 3
                                    

Aşık olmak farklı bir şey, aşkını asla itiraf edememek farklı bir şey gerçekten. Bu durumu ve beraberinde getirdiği duygulanımları ancak yaşayanlar bilir. Deli gibi aşık olduğunuz kişiyi görmek, ona asla bir şey söyleyememek, onun başkalarıyla olabileceği gerçeği ile yüzleşmek, onu aklınızdan asla çıkaramamak fakat tüm bunlara rağmen bir şey yapamamak. Bu kapana sıkışmışlık hali, bir insana hayatı olabildiğince melankolik bir hale getirir ve insanı bir tür hissizlik haline sürükler.

İşte yalnızca yaşamış olanların bileceği, aşkını itiraf edememenin beraberinde getirdiği üzücü durumlar;

1. Onu her gün görüp, hiçbir şey söyleyememek içinizden bir şeyleri alır götürür.

Bu durum belki de içinde bulunabileceğiniz en acı anlarından biridir hayatın. Onu görürsünüz, birkaç adım ötenizde olabilir, örneğin 'merhaba' deseniz duyacak... Fakat diyemezsiniz, sizi alıkoyan bir şeyler vardır ve evrene bir şeyler yapması için yalvarırsınız. Kalbinizde bir sıcaklık hissediyorsunuzdur, midenizde büyüyen bir yumruk boğazınıza doğru çıkıyordur ve siz ona sarılmak, ya da yalnızca biraz konuşmak istiyorsunuzdur. Zaman böylece geçip gider ve siz, kalbinizi sızlatan bu durumun ardından gelen yoğun duygulanımla öylece kalırsınız. Gitmiştir, ihtimaller o an için bitmiştir.

2. Onu küçük üstü kapalı mesajlar göndermek ama aynı zamanda, bunların içinizdeki büyük ateşe asla yardımı dokunmayacağını bilmek.

Zaman geçer... Fakat sizin kalbinizdeki bu büyük asla değerinden bir şey kaybetmiyordur. Kendi kendinize, "ben ne yapıyorum?" diye sorarsınız ve tüm bu olup bitenin bir analizini yapmaya girişirsiniz. Neden aşkınızı itiraf edemiyorsunuz? Bunun cevabını siz de bilmiyorsunuzdur ama bu bir gerçektir, en azından içinde bulunduğunuz koşullarda. Hal böyle olunca, kendi kendinize bir plan yapar ve ona küçük, üstü kapalı mesajlar göndererek duygularınızı belli etmeye çalışırsınız. Örneğin gülümsersiniz sıcak bir yaz akşamında veya onun arkadaşlarına, onun herhangi bir şeyini ne kadar hoş bulduğunuzu söylersiniz. Amacınız bir şekilde bir şeyleri belli etmektir. Fakat durum böyle olmaz ve bu amacınıza ulaşamazsınız. Her şeyin sonunda, aşkınızı itiraf edememiş bir şekilde, kalbinizde her gün büyüyen acı ile kalakalırsınız. "Yaşam böyle" der geçersiniz ve size acı çektiren yaşama devam edersiniz.

3. Her kitapta veya filmde karşınıza çıkan bir karakter, size onu hatırlatır.

Karşınıza çıkan diğer insanlar veya herhangi bir kültüren üründe gördüğünüz karakterle, O'nun bir takım özelliklerini özdeşleştirirsiniz. Fiziksel özellikler de olabilir, karakteristik özellikler de olabilir bunlar. Onun gibi gülen biri, sesi onunkine benzeyen bir karakter, konuşurken onun gibi ellerini havada sallayan bir oyuncu... Artık her yerde O'nu görmeye başlamışsınızdır ve ne yaparsanız yapın, bu durumun içinde çıkıp, dünyayı farklı bir şekilde algılayamazsınız. Bu durumda, her geçen gün ona karşı olan duygularınızı güçlendirir.

4. "Senin neyin var?" diye sorulduğunda, "Hiiç!" cevabını vermek ve başka hiçbir şey söyleyememek.

Arkadaşlarınız veya aileniz elbette farkedecektir sizdeki farklı hali. Size sorarlar: "Senin neyin var?" Suratınıza bakıyor ve bir cevap bekliyorlardır. Büyük ihtimalle akıllarında kötü bir gün geçirdiğiniz veya daha maddi bir problemle karşılaştığınız fikri vardır. Sizi konuşturmak isterler ki size yardım edebilsinler. Fakat size yardım edebilecek bir konumda olmadıklarını bilmiyorlardır... Siz de onlara bunu söyleyemezsiniz; o an için aşkınızı sadece aşık olduğunuz kişiye değil, diğer insanlara ve hatta kendinize dahi itiraf etmek çok büyük bir yük gibi gelir. "Hiiç" diyerek geçiştirirsiniz ve yeniden sessizliğe gömülürsünüz. Kalbinizdeki melankoli daha da artar.

İlginç BilgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin