Bir sonbahar akşamıydı. Yağmurun şiddetle taş kaldırımlara vurduğu, sokak lambalarının ışıklarının su birikintilerinde titreyerek yansıdığı o karanlık gecede, kendimi o eski kitapçının önünde bulmuştum. Yıllardır kimsenin uğramadığı, tozlu vitrini ve bakımsız tabelasıyla şehrin unutulmuş bir köşesi gibiydi burası. İçeri girdiğimde, nem ve yaşanmışlık kokusu yüzüme çarptı. Raflar dolusu eski kitap, adeta birer hayalet gibi, orada olmanın verdiği bir tür kasvetle beni izliyorlardı.Kitapların arasında yavaşça ilerlerken, köşede bir şey dikkatimi çekti. Diğer kitaplardan çok farklıydı; kapağında ne bir isim, ne de bir yazar adı vardı. Sadece derin bir karanlığın içinden uzanan bir gölge deseni. O an içimde bir ürperti hissettim ama nedense elimi uzatmaktan kendimi alıkoyamadım. Kitabı aldığımda, tozlu kapağı ellerimin altında kayarken, sanki soğuk bir rüzgar tenimi yaladı. Sayfaları açtığımda hissettiğim esinti, içimden gelen bir fısıltıya dönüştü. Anlam veremediğim bir şekilde kendimi bu tuhaf kitap tarafından çekilmiş hissediyordum.
Sayfaları çevirirken arka planda hafif bir uğultu duydum. Başımı kaldırıp etrafıma bakındım ama kitapçıda benden başka kimse yoktu. Bu garip sessizlik içinde, kitabın içindeki kelimeler gözlerimin önünde dans etmeye başladı. Sayfalar kendiliğinden çevriliyordu ve sanki her biri bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. "Karanlıkta saklananın gölgesinden korkma," yazıyordu bir sayfada. O sırada cebimdeki telefon aniden çaldı ve irkilerek gerçek dünyaya döndüm.
Ekrana baktım: Bilinmeyen Numara. Bir an tereddüt ettim, ama sonra telefonu açtım. Karşı taraftan gelen derin, hırıltılı ses tüylerimi diken diken etti. "Sen... Kitaptaki kıza benziyorsun," dedi ses, her kelimesi boğuk ve rahatsız edici. "Ona ne olduğunu bilmiyor musun?"
Telefonu kapattım, ama ellerim titriyordu. Kitabı tekrar elime aldım ve birdenbire ilk sayfaya geri döndüm. Her kelime, her cümle sanki bana yazılmış gibiydi. "Sonuna ulaşan herkes, gerçeği öğrenecek ve ölecek."
O an, içimde beliren korku tüm bedenimi sardı. Kaçmak istedim, o dükkandan uzaklaşmak, bu lanetli yerden kurtulmak istedim. Ama bacaklarım adeta yere çivilenmiş gibiydi. Nefes almakta zorlanıyor, kalbimin çılgınca atışlarını durduramıyordum. Sonunda, büyük bir çaba ile kendimi dışarı attım. Ama biliyordum ki, bu kitapla olan karşılaşmamın bedelini ödeyecektim. Gölgenin Kitabı beni bulmuştu ve artık hayatım asla eskisi gibi olmayacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGENİN KİTABI
Mystery / ThrillerBir sonbahar akşamıydı. Yağmur, kentin taş kaldırımlarına şiddetle vuruyor, sokak lambalarının ışıkları su birikintilerinde dans ediyordu. Şehrin göbeğinde, eski ve gösterişsiz bir kitapçı vardı. İsmi bile unutulmuştu; yıllardır kimse uğramazdı. Kap...