♦
Prensesle olan konuşmamızı bitirdikten sonra Saray'a geçmiştim prensese bir cevap vermek yerine konuyu geçiştirmeyi tercih etmiştim o da bir şey dememişti
Sakın bir şekilde kitabımı okurken kapının tıklatılmasıyla yerimde doğruluk kitabın ayracını tıkıştırdıktan sonra gel komutu verdim,
Gelen kişi hoseoktu onu evine bıraktıktan sonra karşılaşmamıştık heyecanlı yüzüyle
"Kook"
Diyerek üzerime hopalmıştı sıkıca kollarını sırtıma sarmış beni boğmak ister gibi sarılıyordu ben de karşılık vermiştim ama nefessiz kalınca onu hafifçe ittirdim
"Noluyo oğlum"
"Neler olmuyo ki tanrım çok güzel şeyler oluyor"
"Jiminle mi ilgili"
"Nerden bildin"
"Sadece ondan bahsettiğin için olabilir mi aptal aşık"
"Pislik"
Bana yaşadığı bütün her şeyi anlatmıştı bende onu şaşkınlıkla dinlemiştim bu bizim tanıdığımız park jiminmiydi
"Park Jimin olduğundan emin misin"
Yönelttiği soruyla kafama bir şaplak atmıştı
"Yok emin değilim yıllardır hoşlandığım adamı tanımıyorum"
Kahkaha atarak dizine vurdum,
"Hadi iyisin gene kocasız kalmadın"
"Kook acaba neler olacak biz evlenebilecek miyiz ailelerimiz ne diyecek çok merak ediyorum özellikle park ailesinden korkuyorum zaten jiminle iyi anlaşmıyorlar bir de bu olay çıkarsa onu varislikten indirirler diye endişeleniyorum"
"O park Jimin hoseok çok güçlüdür, babasına zıt geldiği herkes tarafından konuşuluyor zaten, eğer evlenecek olursa ve onlar tepki gösterirse park Jimin arkasına bakmadan ailesini terkeder"
"Bilemiyorum bi anlık benimle ilgilendiğini düşünsem de belki de herkese yaptığı gibi cilveleşiyordu"
"Öyle düşünme güzel düşün yarın akşam ki davette yanında dur"
"Peki e sen naptın"
"Ben öğlen randevuya gittim soyeonla öyle"
"Ne konuştunuz oğlum"
"Ona onu sevemeyeceğimi söyledim"
"Ne dedin ne dedin"
"Ya hoseok biliyorsun işte onu istemediğimi ona bunu söyledim daha tatlı dille"
"Biliyorum bilmesine de yakında evleneceksiniz"
"Vazgeçsin diye o kadar dil döktüm ama dişli kadınmış kanmadı"
"Hafife aldınız herhalde onun bir kim olduğunu unutma"
"Unutmam, neyse yarın ne giyeceksin"
"Bilmiyorum bakarım saraya gidince sen? "
"Hizmetçiler ayarlar uğraşamam"
Ağzıma yandaki sehapadan olan kurabiyelerden birini tıkıştırdım zar zor çiğnemeye çalıştım en sevdiğimdi vişneli,
"Yer misin? "
"Yok ya ben sevmem vişneli şeyler"
"Bilerek dedim benim en sevdiklerimi sevmiyorsun ne kadar zıtız lan"
"Öyleyiz valla"
"Söyle hizmetçiye senin sevdiklerinden getirsin"
"Ben söyleyemem"
