Graphic Design is My Passion! // Minsung

Sen O Yardımı Dür Bük

Yazılım konusunda bilgisi olmayanlara kısa bir not düşüyorum. Bölümlerde de geçiyor bunlar ama en temelinde video oyunu geliştirmek için backend developer, frontend developer ve grafik tasarımcı birlikte çalışıyor.

Backend developerlar arka planda oyunun oynanmasını sağlayan mekanikler, performans, güvenlik gibi ana fonksiyonları geliştirir.

Grafik tasarımcılar oyunun tüm görsellerini çizer (karakterler, manzaralar, menü ve barlardaki semboller...)

Frontend developerlar da grafikerin çizdiği bu görselleri/animasyonları işlevsel bir şekilde oyuna yerleştirir. Yani oyuncuların etkileşime girdikleri arayüzü hem estetik hem düzgün çalışan şekilde geliştirmekten sorumlular.

-

Proje Salamazer resmi olarak başlamış bulunuyor!

Şimdi bir semenderden çok ayakkabı çekeceğine benzeyen animasyona bakarken bu sözleri Jisung’a teker teker yedirmek istiyordu Seungmin. Geçen şubat ayında gördüğü rüyadan ilhamla doğan video oyunu tasarısını arkadaşlarına götürmüştü. Changbin ve Jisung rengarenk dev semenderlere binip tünellerde elmas bulmak için savaşma fikrine bayılmıştı.

Jisung ve Changbin ile iş yerinde tanışmıştı Seungmin. Web ve mobil uygulamalar tasarlayan bir startupta çalışıyordu hepsi. Ofiste çalıştıkları bir gün ikilinin Genshin konuşmasına kulak misafiri olunca kendi insanlarını bulduğunu anlayıp dört kolla sarılmıştı. Dokuz saat boyunca Tighnari’nin kulaklarından bahsetmeden çalıştığı ayları düşündükçe içi kötü kötü oluyordu.

Birlikte oyunlara girmeye başlayıp yakınlaştıktan sonra kendi oyunlarını geliştirmeye karar vermişlerdi. O günden beri uygun bir konsept peşinde koşuyorlardı ve Seungmin’in semender rüyası daha iyi bir vakitte gelemezdi. Sabah uyanır uyanmaz gözlerini açmadan telefonunu alıp gruplarına sesli mesaj atarak anlatmıştı.

Hepsi projeye hevesle atlamıştı ama yedi aydır devam eden çalışmalar sonucunda ellerindeki taslak pek de iç açıcı değildi.

Tam da bu yüzden iş çıkışı barda oturmaya Minho’yu da davet etmişti Seungmin. Karşısında Chan ve Changbin, yanında Minho ile birlikte Jisung’un son güncellemeleriyle oyunu inceliyorlardı.

“Çizimler yarrak gibi olmuş,” dedi Minho gözlüklerini burnunda ittirerek.

Changbin’in Jisung’un emeğini savunmak için yanıp tutuştuğunu görebiliyordu Seungmin. Ama bazı şeyler savunulamazdı.

“Hem Frontend’i hem de grafik tasarımı birlikte götürüyor çocuk. İşten kalan zamanla anca bu kadar oluyor, yoksa Sungie çok yeteneklidir.”

Changbin ve Seungmin de Backend yazılımcıydı. Changbin’in sektörden arkadaşı Chan da ses tasarımda ve yeri geldiğinde programlamada onlara yardım ediyordu. Jisung Frontend, yani önyüz yazılımında uzmandı ama Seungmin onun grafik tasarım tecrübesini de birinci elden görmüştü. İlk başta karakter ve sahne çizimleri gibi tasarımları da o yapar diye konuşmuşlardı ama oyunun görsel ihtiyaçları da arttıkça yeni bir grafik tasarımcı bulmaları şart olmuştu.

“Baştan hata yapmış o zaman. İki işi birden kabul etmeyecekti,” Ters taktığı şapkası ve siktir çeken tavşanlı sweati ile tahmin etmesi zor olsa da Minho ülkedeki en büyük oyun şirketinde grafik tasarımcı olarak çalışıyordu. İşini çok iyi yaptığını biliyordu Seungmin ve belli ki görsel tasarımı aslen bir yazılımcının yapmasından hoşlanmamıştı.

“Amaç biraz ilerledikçe tasarıma birilerini bulmaktı zaten ama bir kere başlayınca Sung etrafa sormak istemedi,” diye destek çıktı Chan. Jisung yetenekli ve hevesliydi ama ukalalığı da tuttu mu tutuyordu. Sırf kimseden yardım istememek için her şeyi kendisi yapmıyorsa Seungmin hiçbir şey bilmiyordu.