eylül ayının ortalarında her şey alper'in lehine işlemiş gibi görünüyordu. üniversiteden mezun olmuş, staj yaptığı şirketten iş başvurusu alması sonucu iyi bir maaşla işe başlamıştı. son birkaç aydır hayat ona cidden gülüyordu, hayatının büyük çoğunluğunu şanssız birisi olarak geçirse de son birkaç ayda olanlar her şeyi unutturmuştu sanki.
yazdığı rapora göz gezdirirken iyi olduğuna kanaat getirip mail olarak patronuna atmıştı. patronun ofisinin yanında duran saate göz gezdirdikten sonra hafifçe masasında gerindi, öğle molası başlamıştı. telefonunu aldıktan sonra yemekhaneye geçti.
günün yemeği olarak uzakdoğu lezzetlerinin seçilmesi alper'i yemekhanede yeme konusunda vazgeçirmişti. otomatlardan birkaç atıştırmalık alıp şirketin sigara içen kişiler için ayırdığı açık alandaki kısma geçti. şirkette işe yeni başladığı için kimseyi doğru düzgün tanımıyordu, tanımak istediğinden de emin değildi. ona göre çocukluğundan beri yanında olan kerem ona fazlasıyla yetiyordu. ne yaptığını sormak için telefonunu çıkardı.
[alperxkerem]
alper
naptınkerem
altayın yanındayım
dükkanda yardım lazımmış
sen naptınalper
moladayım oturuyorum öylekerem
yalnız mısınalper
evetkerem
iş arkadaşlarınla tanışsana oğlum
niye kaçıyorsun bu kadaralper
istemiyorum mutluyum böylekerem
nereye kadar evden işe işten eve yapacaksın
gençliğini yaşaalper
sanki sen çok farklısın da
tavsiye veriyorsunkerem
oğlum ben alfamı buldum köşeme çekildim 😀
sen sapsın resmen git ortamlarda takıl
bul bi omega kendine
böyle ot gibi yaşama yaalper
yok abicim
seviyorum ben sakin yaşamı
gerek yok
kaderimde varsa karşıma çıkar zatenkerem
siktir pezevenk
kaderimde çıkarmışalper
tamam abicim sinirlenme 😗kerem
bana bak
altayın omega arkadaşı varmış
diyor ki isterse tanıştırayımalper
teşekkürler ama
istemiyorumkerem
ne halin varsa gör yaalper
ben de seni seviyorum kero 😘😘alper saatine bakmasıyla telefonu kapatmış, geri dönmek için ayaklanmıştı. ofise doğru ilerlerken vücudunun sıcakladığını hissettiğinde yolunu değiştirip tuvalete gitmişti. yüzüne su çarpmasına rağmen geçmeyen sıcaklama hissi gitgide şiddetini arttırırken ayakta durma kabiliyeti de aynı şekilde azalmaktaydı. zar zor kendisini tuvalet kabinlerinden birine attığında klozetin üzerine oturup kızarmış yüzünü elleri arasına aldı. ne olduğunu bilmiyordu ama iyi bir şey olmadığı kesindi. kasıklarında hissettiği sızıyla ağzından bir inleme kaçırdı. gözleri kasığını bulduğunda şok içinde açılmışlardı. vücudunun ateşler içinde yanması bir yana erekte de olmuştu. birinin fark etmesi yanlış anlaşılmalara sebep olabilirdi hatta görevini kötüye kullanma maddesi kullanılarak işinden bile atılabilirdi. ikinci bir sıcaklık dalgası vücuduna yayıldığında kafasındaki tüm düşünceler susmuş tek düşünebildiği şey sızlayan kasığı olmuştu. şu an tek bir çözümünün olduğunu bilerek elini kabarıklığına attı. pantolonun düğmelerini çözerken tuvaletin ana kapısının açılma sesini duymuştu belli belirsiz. ardından kendi olduğu tuvalet kabinin tekme atılarak açılmasıyla alper kızarmış yüzü, kısılmış gözleri ve kabarıklığı ile ortaya çıkmıştı, hem de bu halde karşılaşmaması gereken tek insana; ismail yüksek'e. alper'in nadiren gördüğü bu yüz şimdi karşısında şaşkın bir yüz ifadesiyle duruyordu.
"feromonun tüm binada hissediliyor bastırıcı kullanmadın mı?"
alper karşısında duran uzun bedene baktı. çöl tilkisine benzeyen adam kasığının sızlamasını daha da arttırmıştı sanki. kısık sesiyle cevap vermeye çalıştı.
"ne bastırıcısı, omega değilim ben."
"vücudunun tepkileri öyle söylemiyor ama..revire götürmemiz lazım seni hadi kalk."
ismail, alper'in kolundan tutup kalkmasına yardım ederken bir yandan da içindeki alfasını sakinleştirmeye çalışıyordu. biliyordu ki şu an kendisini reddedemeyecek durumdaki oğlanın koynuna girse ikisini de tatmin edip rahatlamalarını sağlayabilirdi ama şirketin ceosu olarak aşmaması gereken bazı sınırlar vardı. nihayet alper'i yerinden kaldırıp tuvaletten çıktıklarında koridorda duran çalışanların onları izlediğini görmüştü. ismail ortalıkta sürekli görünen biri değildi, ortaya çıktığı zaman da yayılan feromonların sorumlusu olan omegayı taşıması gözlerden kaçmamıştı.
koridorun sonundaki revire girip kapıyı kapadı ismail. alper'i sedyelerden birine yatırdıktan sonra dolaptan feromon baskılayıcı aramaya başlamıştı. eline geçen ilaç paketiyle hemen alper'in yanına geçti. ter içindeki oğlanın boynunu tutup ilacı içmesine yardım etti. ilacın etki süresi bir saati buluyordu o yüzden ne olur ne olmaz diye oğlanın başında beklemeye karar vermişti. alper ilacın etkisiyle yavaş yavaş sakinleşirken ismail de onu izliyordu. omega değilim ben derken ne demek istemişti? bu feromonları bir alfa veya beta yayamazdı. aklına gelen düşünceyle sekreterine mesaj atıp barış alper'in dosyasını göndermesini istemişti. beş dakika sonra gelen mesajla ismail gönderilen dosyayı açtı.
barış alper yılmaz
yaş: 23
cinsiyet: erkek
ikincil cinsiyet: alfa
bölümü: ...
akademik geçmişi: ...
ismail gördüğü yazıyla ekrana bakakalmıştı. alper'in özgeçmişinde ikincil cinsiyeti hakkında yalan söylediğini düşünmüyordu, kadıoğlu şirketi her zaman işe alımdan önce doktor kontrolünü zorunlu tutuyordu. doktorun yalan belge oluşturamayacağını bilerek geriye tek bir ihtimal bıraktı; uzun yıllar alfa sanılmış ve ilk kez kızgınlık geçiren bir omega...