Sen Delimisin?

9 2 1
                                    

                     ~Bölüm 2~

~Hello aşkolarrrr, Nabersiniz?~

~Size iyi okumalar ben kaçar byee💓~

                           ***

Bazı insanlar vardır, anne babalarının yanlışları yüzünden onlar bedel ödemek zorunda  olurlar. Ne kadar anne-babalarını sevseler de onların yaptığı hatalardan bihaberdirler. Ama bazıları da vardır ki, Anne-babaları ne yaparsa yapsın onları hala çok severler ve asla yüz dönermezler..

                    

                            ***

Karanlık bir odada buldum kendimi. Her tarafım ağrıyordu. Kafam çatlamak üzereydi. Ne olduğunu algılayamadım ilk başta ama yavaş-yavaş karanlığa alıştıkta bir yansıma fark ettim.. Öylece yerde elleri-kolları bağlı şekilde uzanan bir adet Açelya.. Sonra her şey kafamda aydınlamaya başladı. O siyahlı adam.. Doğrusu adamlar..

İlk başta rüya olduğunu düşündüm o yüzden gözlerimi bir kaç defa açıp kapadım. Ama değildi. Bu gerçekten Açelyaydı. Ama neden uyanmıyordu? Ne yapmışlardı bize? Kimlerdi o adamlar? Ne istiyorlardı? Ama bir az sonra Açelyanın haraket etdiyini fatk etdim ve dayanamayıp yanına gitmek istedim ama ellerimin ve ayaklarım bağlı olduğunu fark edince hafifce yüzümü buruşturdum.. "Açelya.." Açelya da ilk başta ne olduğunu anlamamış gibi gözüküyordu o yüzden bir süre ona bakıp cevap vermesini bekledim. Ama birden kapı açılma sesile bütün dikkatim o yöne doğru döndü ve içeri o şerefsiz girdi.

KİMDİ O ŞEREFSİZ? NE İSTİYORDU BENDEN? DOĞRUSU BİZDEN..

"Ooo, uyuyan güzel uyanmış demek ha?" diye gevşek-gevşek söyledi yüzeme karşı ama o sırada ben patlamamak için zor tutuyordum kendimi. Ne istiyordu lan bu deli benden? Asıl soru Kimdi o? Neden hep maske takıyordu? Kimden saklanıyordu ki?

"Noldu, canım? Pek bi aksi gördüm seni bu gün.. Uyumak yaramadı her halde" diye geniş-geniş söyledi ama öyle qıcık bir ses tonu vardı ki, elim bağlı olmasa onu boğa bilirdim gerçekden. "Kimsin lan sen? Ne istiyorsun bizden?"

Maske altından hafifçe sırıttığını gözlerinin kısılmasından anlıyodum.. Genç duruyordu.. Max 29 yaşı vardı.. Ama neden beni kaçırsındı ki?

"Benim kim olduğum önemli değil.. Asıl önemli olan ne istediyim.. O da senin baban.."

Bu zaman boyunca Açelya bizi izliyordu ama galiba o kadar boşluğuna gelmişdi ki çok güzel bir cevab verdi "Pardon, beyefendi ama bunun tam olarak benimle ne alakası var? Ben onun babası yüzünden neden kaçırıldım lan?" Bu cevaba güzel bir göz devirdim ama gülmemek için de kendimi tutuyordum bir tık "Aşk olsun ama yaa. Kaç yıllık arkadaşınım ben senin, kız. Neden babama öyle dedin ki şimdi?" O da göz devirdi bir şey demek üzereydi ki, o dangalak gene böldü bizi. "Lan olum bi susun yaa! Kafam şişti! Siz mi kaçırıldınız yoksa ben mi belli değil lan! Çattık haa!" dedi yoğun italyan tonu ile ama ben sadece göz devirdim. Ama tam o sırada ortama bir kişi daha girdi.

Bu da baya uzun, tamamile siyah giyinmiş, maske takan bir elemandı. Ama bir tık daha genç duruyodu sanki. Bu ne lan? Kopya falanmıydı yoksa bunlar? Bir tek göz renkleri farklıydı. Genç olanınki köyü kahve rengiydi ama diger elemanın gözleri yeşildi.. Daha doğrusu koyu yeşildi gözleri. Ama bir az aradan sonra genç eleman da ilk yerde eli kolu bağlı olan bana ve sonra ise aynı şekilde Açelyaya bakıp adeta bağırdı ama bize değil de diğer şerefsizin üzerine.

"Lan sen hastalıklımısın? Bir tane deli neyine yetmiyodu? Neden iki deli kaçırdın olum?"

Ama o anda çok kötü bağırdı Açelyam ona "Deli sensin, şerefsiz!"

Tam bu anda her kes ona taraf döndü ama benim içimde gurur vardı sanki şu an kaçırılmasaydık 'That's my girlll!' diye ortalıkta dolaşırdım ama tam o anda genç duran eleman ona çok korkunç bakışlar atınca ikimizde yutkunduk. "Bu kiz kim, abi? Bunu niye kaçırdın lan?"
Ama aynı şekilde bizi kaçıran şerefsiz geniş-geniş hiç bir şey olmamışcasına söyledi. "Ne bileyim ben lan? Yolumu kesti ben de uraşamıyıcaktım. O yüzden onu da getirdim. Ama galiba bir tık kafası güzel. Geldiyimizden beri salakça konuşuyor" ama şimdi de ben çok sinirlenip bağırdım. "SENSİN LAN KAFASI GÜZEL, ŞEREFSİZ! BİZİ KAÇIRMIŞ Bİ DE GELMİŞ BÖYLE GENİŞ-GENİŞ KONUŞUYOR!" Ama tam bu anda ikisi de bana dönünce bir tık tırstım. Adamların maşallahı vardı. Benim en az 3 katımlardı bunlar yaa. "Senin dilin fazla uzadı haa!" Ben de çok güzel bir göz devirmeyle cevap verdim ama sonra genç gözüken elaman Açelyanı göstererek devam etdi. "Bu kim tam olarak?" Ve diğeri de sakince cevap verdi. "Açelya Yıldırım. Baba adı: Atlas Yıldırım. Anne adı:Melek yıldırım. 25 yaşında. Model+tasarımcı olarak çalışıyor. Aynı zamanda Asenanın çoçukluk arkadaşı."  Ben ve Açelya aynı şekilde şok olmuş gibi bakıp sonra ise vahşet görmüşcesine aynı anda bağırınca ikiside zıplayıp bir adım gerilediler."SİZ KİMSİNİZ, LAN? BİZİ NERDEN TANIYORSUNUZ? SAPIK FALANMISINIZ?" İkisi de bize ters-ters bakdılar ama beni kaçıran İtalyan şerefsiz soyuk tonla söyledi. "Antonio Russo. Mutlumusun şimdi?" Öylece baka kaldım ama neden bu kadar tanıdıktı bu isim? Ama o sırada arkadan benim yerli-yersiz konuşan çok akıllı arkadaşım Açelya pat diye yorum yapıca ona döndüm. "YANİ SİZ İTALYANMISINIZ? BİLDİYİMİZ İTALYAN?" 'Yok canımmm, Ne İtalyanı? Karadenizli onlar' demek vardı da ama sözümü yutup öylece baktım ama bu sefer genç eleman geniş-geniş, E harfini uzata-uzata cevapladı. "Evet."
Ama bu sırada Açelya daha da şok olmuş şekilde genç elamandan da sordu. "Sende mi İtalyansın? O zaman nasıl türkçe konuşuyon ya?" Ama genç eleman sadece gözünü devirdi bu soruya. O sırada Açelyada bir az qıcık kapmıştı ama susmamışdı. "Aman bir soru sordum sadece. Bu ne tavır ya? Sanki sevgilisine trip atıyor! Salağa bak!" Ama Bu genç eleman yine sinirlenip ona ölüm bakışları atınca Açelyacığım da susmuşdu ama ben hala bir isim hakkında düşünüyodum. Antonio Russo.. Kimdi ya o? Neden bu kadar tanıdıkdı ki? Ama bir şey demedim ta ki Antonio yine konuşana kadar. "Bana bakın! Siz bizim elimizdesiniz! Kaçmaya çalışmayın yoksa kötü olur! Anlaşıldımı? Esas ta sen, aksi cüce!" derken beni işaret ediyordu.

Aksi cüce mi? AKSİ CÜCE Mİ? LAN SENSİN O, ŞEREFSİZ! GERİZEKALI YEMİN EDİYORUM YAA!

O sırada Açelya hala Genç olan elemana bakıyordu. Aynı şekilde o elamanda kızı süzüyordu. Gerçekten sapık falanmıydı lan? Salaklardı! Bu çok belliydi! Ama tam o sırada Antonio denen dangalak konuştu gene "Hadi Leonardo, yürü, abicim yaa! Ne diye bakıyosun şu deliye? Gelsene!"

Kime deli dedi ya? AÇELYAYA MI? HAH! KENDİSİ SANKİ ÇOK AKILLI! BENİM AÇELYAMA SÖZ YOK Bİ KERE!

Ve sonra ikisi de arkalarına bakmadan terk etdiler bizi bu karanlık odada! Ama o sırada arkadan bir mırıltı şeklinde ses eşitdim...
"Leonardo.." hm? Efendim? Açelyamı dedi onu ya?
"Efendim?" diye bir cevap verdim ama o sırada Açelya çabuk bana dönüp net bir cevap verdi "Yok bir şey!" 'Hayır, hayır! Var bir şeyyy' demek vardı ama malum kaçırılmışdık. Her tarafım ağrıyordu. En önemlisi aç ve susuzdum. Ve benim için en önemlisi yemekti şu anda zira karnımın içinde gergedanlar varmış gibi sesler geliyordu ve O sırada Açelyam çok muazzam bir soru sordu. "Bize işkence falan mı edecekler ya? Bu nedir, kızım? Ben açımmm!"  'Ben dee' demek vardı ama sustum çünki hiç halim yoktu. Ve bir az aradan sonra ne olduğunu anlamasam da kendimi yine karanlıkta sakince uyuklarken buldum...

                           ***

~Hehehe bölüm sonuu🥳🥳~

~Bölüm güzelmiydi aşkolar? Yıdız koymayı unutmayınn~

~Byeee  ben bölümü atıp, kaçarrrr~

Baş belasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin