Sa
Liu'er sarayın koridorlarında koşuyordu. Bugün bir kaç konuk gelecekti ve tüm hizmetçiler bunun için hazırlık yapıyordu. Liu'er ise bunu pek umursamıyordu. Bir an önce artık general olan Mesheng ile antrenmanına başlamak istiyordu. Belki bu antrenman sayesinde artık annesinden gelen güçler ve gölge güçlerini birleştirebilirdi. Liu'er şuan 20 yaşında falandı. Artık beyaz saçları vardı. Hatta onlardan örgü yapıyordu. Kısa kollu/kolsuz, ruqun qurun (sanırım ben bir daha bakarım), siyah bir kemer ve minik bir etek/ya da ismi her neyse giymişti.(Wuko abla/@Fandom54100 yardım etmiştir)
Liu'er antrenman alanına girdi ve girer girmez Mesheng onun eline kılıç tutuşturdu.
Liu'er:Kılıç mı?
Mesheng:Bugün kılıç kullanmayı öğreneceksin.
Liu'er:Zaten biliyorum.
Mesheng:Öyle mi? Savunma pozisyonuna geç bakalım.
Liu'er kılıcı Mesheng'e doğrulttu.
Mesheng:Bu savunma pozisyonu değil. Artı kılıç böyle tutulmaz seni moron
Liu'er, Mesheng'in soğuk ve sert tepkisinden biraz tırstı. On altısından sonra herşey yavaş yavaş değişmeye başladı. Sanki Liu'er unutuluyordu. Ama hala annesi onu seviyordu.... Yani galiba...
||||||||||||||||||||||||||||||||
Akşam 20:00~
Liu'er, General Mesheng ile olan derslerinden sonra fazla yorulmuştu. Ama dinlenmeye vakit bulamadan hemen konuklar için hizmetçiler tarafından zorla hazırlandı.
Basit bir hanfu giydi ve saçlarını topuz yaptı. Önünde bir tutam saçını bıraktı ve konukları karşılamak için annesi ile birlikte ön bahçeye çıktı. Annesinin yanında General Mesheng vardı.
En sonunda konuklar geldi. İçlerinden biri turuncu yeleli mavi bir aslandı. Aslanın pembe gözleri vardı. Yanındaki bir kuş iblisiydi. Beyaz tüyleri ve pembe gözleri vardı. Ve sonuncu altın gol dişleri olan pembe gözlü beyaz derili bir fildi. Macaque annesine biraz yakalaştı ve fısıldadı.
Liu'er:Bunlar kim?
LBD:Cennete savaş açmak için bir grup oluşturan üç mal.
Liu'er biraz merak etmişti... Neden...? Neden cennete savaş açıyorlar? Kafayı mı yediler?
Konuklar onların önüne geldi ve saygıyla diz çöktüler.
Azure:Merhabalar Lady Bone Demon.
LBD:Merhabalar Azure Lion. Sonunda sizinle ve çetenizle tanışabilmek bir onurdur.
Azure:Sizinlede öyle leydim.
İçeri girdiler ve ilk başta LBD etrafı gezdirdi. Bu sırada Liu'er çaktırmadan o üçünü izliyor ve hiç birşey söylemiyordu. Peng biraz kibirliye benziyordu. Yellowtusk aklı en başında olan gibiydi. Azure liderdi... Ve en malı oydu! Herneyse.
Akşam yemeği zamanı yemek salonuna gittiler. LBD masanın başında oturuyordu. Azure tam karşıda. Peng ve Yellowtusk Azure'nın iki yanında. Liu'er ise tam ortada bulunan sandelyede oturuyordu. Her zaman ya annesine yakın ya uzak ya da tam ortada oturuyordu. Hiç bir zaman karşısında oturmadı.
Çorba, ana yemek ve ara yemeklerini yedikten sonra Azure konuya geçti.
Azure:Lady Bone Demon... Eminim neden burda olduğumuzu az çok tahmin edebiliyorsunuzdur.
LBD:Yeşim İmparatorunu tahttan indirmek için yardıma ihtiyacınız var. Doğru mu?
Azure:Evet...
LBD:Hevesinizi az çok anlayabiliyorum ama bunun sonunun sizin için iyi bitmeyeceğini söylememe gerek var mı?
Peng:Yine de eğer beraber hareket edersek daha güçlü olabiliriz!
Ya da belkide gruplarının en aptalı Peng'dir.
LBD:Bahşettiğiniz kişi Yeşim İmparatoru. Sıradan bir adam değil.
Liu'er bir kaşını kaldırdı. Annesine ne olmuştu? İkide bir kusursuzluk için Yeşim İmparatorunun olmaması gerektiğini söyleyip duruyordu... Ne oluyor len?!
Yellowtusk:Yani bu gruba katılmayacağınız anlamına gelir.
LBD:Evet.
Azure bir iç çektikten sonra hayal kırıklığı ile Macaque'a baktı.
Azure:Peki sen? Bizim tarafımızda olmak ister misin?
Liu'er'in zihni:Yapma. Yapma. Hayır. AAAAAAAĞĞĞĞHHHHH! Lütfen! Bırak beni! Lan! ANANI- BUDDHA! GÜNAHIM NEYDİ!? ÜHÜ!。:゚(;´∩';)゚:。
LBD ayağa kalktı ve sinirle masaya vurdu.
LBD:Bence gitme zamanınız geldi!
Azure, Yellowtusk ve Peng hayal kırıklığı içinde ordan ayrıldılar.
||||||||||||||||||||||||||||||||
Liu'er koridorlarda annesinin odasına doğru gidiyordu. Annesi onu emretmişti. Niye?
Liu'er odaya girdi. Annesi ortada yoktu. O yüzden Liu'er biraz etrafı kurcalamaya karar verdi. Masanın üzerinde bir kitap buldu ve açıp okumaya başladı.
||||||||||||||||||||||||||||||||
Kitap~
Lanet gün geçtikçe beni ele geçiriyor. Lanet beni tamamen ele geçirince çocuğa ne olacak merak ediyordum... İşin kötü yanı benden uzaklaşıyor sanki... Ve onu gün geçtikçe bir araç gibi görmeye başlıyorum... Ama hala annelik duygularım yerinde... Ufacık olsada...
||||||||||||||||||||||||||||||||
LBD:Liu'er Mihou! Ne yapıyorsun sen?!
Liu'er:A-anne- Ben- Şey-
LBD günlüğü Liu'er'in elinden hızla çekti.
LBD:Benim eşyalarımı kurcalamaya nasıl cüret edersin?!
Liu'er:B-ben-
LBD sertçe oğlunun kolunu tuttu ve onu odadan çıkardı. Liu'er öfkeyi sezebiliyordu ve korkuyordu.
LBD:ODANA! ÇABUK! BİR HAFTA ODANDAN DIŞARI ÇIKMAYACAKSIN!
LBD, Liu'er'i odanın içine sertçe attı ve Liu'er sertçe düştü. Dizi, burnu ve elleri kanamaya başladı. O kadar sert atmıştiki LBD.
LBD kapıyı kapattı ve kilitledi.
Macaque ayağa kalkınca burunundaki kanı sildi... LBD ile aralarında mesafe vardı... Ama küçük... Değil mi?
Öncelikle bilmenizi isterim aslında bu Liu'er'in LBD ile arasında yavaşça mesafe açıldığını anlatan bir bölüm. Ayrıca masada oturma detayını fark edenleri tebrik ederim. Bu arada aslında "Mesafeler" bölümünü iki de bir yazmayacam. Bir kaç bölümde bir yazacam. Çünkü aralarını hızlı açmak istemiyorum ve Liu'er'in MK ve Mei ve çete ile tanışmasını bekliyorum.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZLU AY 🌙🌙❄️❄️
FanfictionBu hikayede Macaque aslında LBD'nin oğludur. Baba yok LBD Macaque'ı kendi güçlerini kullanarak bir taştan yarattı.