Kenan pencerenin yanındaki koltuğa oturmuş kağıda birşeyler yazıyordu. Veysel o sırada uyanıp abisine döndürdü mavilerini. Abisinin elindeki mavi kalemi görünce heyecanla gözlerini açtı.
"Abi ne yazıyon?"
Kenan başını kağıttan kaldırıp gülümseyerek kardeşine döndü. Kardeşinin gülümseyen yüzünü görünce gülümsemesi daha da büyüdü. Kardeşinin anladığını anlamıştı. Yine de kıkırdayarak "Ne acaba küçük bey? Tayinim için dilekçe işte " dedi.
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
İşte bu be! Gopesgo! Gopesgo vurdu gol oldu! Gol be Gol! Canım abim benim ya kardeşini hemen de anlar üzmezmiş oy kurban olduğum
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Veysel zaferle gülümsedi. Ama Kenan'ın gelen cümlesiyle usulca silinmişti. "Uyandığına göre doktoru çağırıyom ve sonrasında bu konuyu konuşuruz"
Kenan yerinden kalkınca Veysel dudaklarını büzdü. Kenan yavaşça başını iki yana salladı. Veysel oflayıp "Ne doktoru çağırsan ne de konuşsak olmuyo mu?" Kenan cevap vermeden odadan çıktı.
Veysel'e yürüyememe ihtimalinden bahsetmeden doktoru çağırması içine sinmiyordu ama bunu nasıl söyleyecekti onu da bilemiyordu. Bu yüzden direkt doktora gitmişti. Aslında Veysel'in bunu düşünebileceğini düşünüyordu. Doktora haber verip odaya döndü.
"Doktor birazdan ayağına gelir Veysel'im.. Şimdi biz şu meseleyi konuşalım olur mu?"
"Ben.. Ben önce sana bir soru sorcam"
Kenan kardeşinin sesi titreyince kaşlarını çattı. Kardeşine dikkat kesilmişti. Yine yanlış birşey mi yapmıştı. Veysel başını eğdi. Sormaktan çekiniyordu ama sormakta kararlıydı. Gözünü elinin tersi ile silip Kenan'a döndü.
"Sırf.. Sırf beni kaybedecen diye mi böyle oldu-oldun? Yani bu yaşanmasaydı veya o mektup yazılmasa yazılmasaydı sen aynı mı kalcaktın? "
Kenan'ın çatık kaşları gevşedi yutkundu. Kardeşinin yanağından süzülen yaşları izledi. Böyle mi hissettirmişti kardeşine. Sürekli herşeyi mahvediyorum bir işi beceremiyom diye düşündü.
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Hiç öyle bakma abi.. Bi insan yok sayılırken birden kıymete binince aklına gelen tek mantıklı cevap bu bunlar oluyor. Yalan mı yani?
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kenan hızla başını iki yana sallayıp Veysel'in ellerini kavradı. "Hayır, hayır abicim yok, yok öyle birşey"
"O zaman neden? "
Kenan kardeşinin gözlerini silerken "Ben sadece hatalarımın farkına vardım abicim. Benim sana sevgimi göstermem için sen ölümden döncen diye birşey yok tamam mı? Yok öyle şeyler" dedi.
'Sevgimi göstermem için ' Bu Kenan'ın Veysel'i hep sevdiği hep çok sevdiği anlamına geliyordu. Bunu sadece Veysel'e göstermemiş belli etmemişti. Tabi Veysel bunu görmediği için herşeyi yanlış anlamıştı. Veysel gözlerini sildi. "Tamam, yok"
"Yok tabii.. Ama sende var bişeyler... Bak abicim biz herşeyi zamanla konuşup çözcez tamam mı? Sırasıyla hepsini çözcez. Şimdi söyle bakalım abine ne diye böyle bir şey yaptın? Benimle konuşabilirdin hallederdik beraber "
Veysel histerik bir gülüş attı. 'Konuşabilirdin' daha önce defalarca denediği ama bir sonuç alamadığı şey Konuşmak.. Konuşsa bile dinlenilmezdi. "Benim sesim duyulmaz abi.. bunu görürdünüz ama konuşsam duymazdınız"
Kardeşinin yazdıkları tekrar beyninde yankılandı.
Sana anlatmak istediğim çok şey oldu ama hiçbirini anlatamadım. Buna cesaretim olmadı ya da sen anlatırdın... kendi dertlerini kardeşine anlatmaktan onunkileri duymamıştı bile. Tekrar ve yine tekrar kendine o kadar öfkelendi ki Kenan. Kardeşini bu kadar çok severken onu hiç görmediği, duymadığı, anlamadığı için bir kere bir kere daha o kadar òfkeyle doldu ki.Ne cevap vereceğini bilemiyordu. Cidden ne diyebilirdi ki bu durumda. Yutkundu Kenan. Başını eğip kucağındaki elleriyle oynadı. Verecek bir cevap aradı.
Veysel dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı. Kenan'ın ellerine bakıp "Bi cevabın yok demi?" Dedi.
Kenan hızla başını kaldırdı. Gözleri dolmuştu. "Özür dilerim" yanağından bir yaş usulca süzüldü.
Veysel elini uzatıp abisinin yanağına koydu. Kenan bu temasla kendini ne kadar tutmak istesede başaramadı ve dudaklarından bir hıçkırık firar etti."Ağlama.. Özür dilemesi gereken beni bu hale getirenler. Evet sana kırgınım ama ağ-ağlama"
Kenan hızlıca başını pencereye çevirip gözlerini sildi, tekrar kardeşine dönüp yanağını okşadı. "Tamam ya bakma sen bana hak ediyom ben.. Sen de amma duygusal çıktın ya! Abinin yaşlarına kıyamıyor mu benim kardeşim "
Veysel gözlerini kaçırıp "Bi abim var sonuçta " dedi. Kenan onun bu tavrına kıkırdamıştı. Ama kardeşinin dediğini fark edince kaşlarını çatarak "Bi dakika Özür dilemesi gereken beni bu hale getirenler derken?"
Kenan'ın sorusuyla beraber kapı tıklandı ve içeri doktor ve bir hemşire girdi.
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Ne kadar da şanslıyım be! Gerçi şansda denemez de neyse... En azından bir süre bu konuşmadan kaçacam yani şimdilik o yeter bana.. Şimdilik..
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Doktorun getirdiği aleti gören Veysel herşeyi bilmesine rağmen korkusuna engel olamadı abisinin elini sımsıkı tuttu. Kenan da kardeşinin elini sıkıca tuttu. Diğer eli ile de sakinleşsin diye saçlarını okşadı.
"Veysel Bey uyanmışız ağrın filan var mı?"
Veysel başını iki yana salladı. Doktorda başını sallayıp "Peki.. Veysel Bey size şunu üzülerek söylüyorum ki yürüyememe ihtimaliniz var tabi dediğim gibi bir ihtimal.. Şimdi durumunuza bakcaz başlayalım mı?"
"Hayır, gerek yok"
Herkes şaşkınlıkla Veysel'e dönerken Veysel hepsinden bakışlarını kaçırdı. "Abicim gerek yok derken"
"Çünkü ben bacaklarımı hissetmiyorum "
~~~~~~~~~~~
Bölüm sonuuu Veysel'in iç seslerini özlemişim sizde özlemiş miydiniz? Pek fazla yazmadım ama olsun.🌿💙Bu arada afişteki Veysel'in ve Yusuf'un arasındaki o halıyı anlayan varsa bana hi açıklayabilir mi? O halı nedir Allah aşkına