Taehyun gergindi.
Taehyun çok gergindi.
Bugün sevdiği adama evlenme teklif edecekti ama içindeki kötü his yüzünden gerginliğini atamıyordu. Her an bir şeyler mahvolacak korkusuyla hareket etmekten sevgilisinin de bir şeyleri fark etmesine sebep olmuştu.
"Taehyun, sevgilim iyi misin? Sabahtan beri garip davranıyorsun."
Sabah Beomgyu'nun evine gelmişti ve bütün günü beraber geçirmeyi teklif etmişti. Tabii Beomgyu'nun canına minnetti, hemen hazırlanıp kendisini sevgilisine bırakmıştı.
Taehyun'un planına göre önce beraber kahvaltı edecekler sonra sinemaya gireceklerdi. Daha sonra Beomgyu bir keresinde akvaryuma gitmek istediği için onu akvaryuma götürecekti. Orda da biraz vakit geçirdikten sonra akşam yemeği yiyecek ve lunaparka geçeceklerdi.
Lunapark kısmı onu biraz korkutuyordu çünkü Soobin ve Yeonjun'un kavga etmekten görevlerini unutabileceklerini düşünüyordu. Beraber vakit geçirmeleri için onları göndermişti ama içten içe keşke Kai ve Soobin'i gönderseydim demiyor da değildi. Böylece Yeonjun da yüzükleri seçerdi ve Kai'nin onu rezil edecek bir yüzük alma ihtimalini da kafasında düşünüp durmazdı. Sonuçta Yeonjun zevkli biriydi.
"Ha? Bir şey yok, dalmışım sadece bebeğim."
"Bir daha desene."
"Bebeğim."
"Bir daha."
"Bebeğim~"
"Gel lan öpeceğim."
Beomgyu Taehyun'un kafasından tuttuğu gibi kendi yüzüne yaklaştırmıştı ve dudağından öpmüştü. Tabii aralarında kocaman bir masa olduğu için biraz zorlanmışlardı.
Kahvaltıyı bitirdikten sonra alışveriş merkezinin sinemasına gidip seans vaktinin gelmesini beklemeye başlamışlardı. Onlar filme girdiklerinde ise Yeonjun ve Soobin lunapark görevlileriyle cebelleşiyorlardı.
-
"Yahu güzel abicim, maksat sevenler kavuşsun neden anlamıyorsun?"
Yeonjun iki saattir lunapark görevlilerini Taehyun ve Beomgyu bindiğinde başka kimseyi bindirmemeleri ve onların kabini tepedeyken aleti bir on dakikalığına durdurmaları için ikna etmeye çalışıyordu. Soobin de onun can çekişmesini izleyip arkada kendi kendine kıkırdıyordu.
"Bakın beyfendi, ben böyle bir şey yapamam. Söylediğiniz saatte lunapark zaten kalabalık oluyor. Ben insanlara binemezsiniz diyemem!"
"Ya on dakikacık ya on dakikacık. Kimse ölmez on dakika dönme dolaba binmezse! Hem istediğiniz parayı da veririm, sadece on dakika müsaade edin bize."
"Ben bunu insanlara nasıl anlatabilirim? Herkes kendi eğlencesinde kardeşim. Arkadaşınız da gitsin efendi efendi yerden etsin teklifini. Bana ne!"
"Benim arkadaşım tepede evlenme teklif etmek istiyorsa tepede edecek!"
"Bakın son kez söylüyorum, o dediğinizi yapma yetkimiz yok. Şimdi lütfen gider misiniz?"
"O zaman buradaki en yetkili kişiyle görüştür beni. Eminim o daha anlayışlıdır."
"Buradaki en yetkili kişi benim. Şimdi lütfen ben güvenliği çağırmadan siz gidin."
"Ya sabır... Gitmiyorum lan gitmiyorum! Sıkıysa zorla çıkarsana!"
Adam tam telefonundan güvenliği arayacağı sırada Soobin ciddileşmiş ve Yeonjun'u kenara çekmişti. Adamın masasına ellerini koyup yüzünü eğmişti. Adam Soobin'in ciddiyetini fark ettiğinde elindeki telefonu bıraktı ve yutkundu.