i said "often"

780 83 140
                                    

my devils they whisper in my ear
my angels

Karanlığın sessizlikle birleşip şehrin üstüne çöktüğü saatlerde, gözleri bilgisayar ekranındaki yazıları okumaktan kapanmaya başlamış Taehyung, müvekkiline göndermesi gereken vesikaları derlemekle uğraşıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karanlığın sessizlikle birleşip şehrin üstüne çöktüğü saatlerde, gözleri bilgisayar ekranındaki yazıları okumaktan kapanmaya başlamış Taehyung, müvekkiline göndermesi gereken vesikaları derlemekle uğraşıyordu. Çalışma masasının üstüne birkaç saat önce bıraktığı soda beklemekten ısınmış, oda sıcaklığına gelmişti. Masa, koltuk ve kitaplık dışında fazla bir şeyin bulunmadığı odada ne kadar zaman geçirdiğini hatırlamıyordu. Ellerini klavyede gezdirerek son yaptığı düzenlemeleri baştan alarak okumaya başladı, bugün çok yorulmasa da bir türlü kafasını toplayamamıştı. Buna rağmen belgeleri tamamlamanın verdiği keyifle arkasına yaslandı, omuzlarındaki karıncalanmayı geçirmek için boynunu kütletti.

Eve dikkat kesildi sonra, kimseden ses çıkmıyor oluşu Taehyung'a omegalarının uyuduğunu düşündürse de bu şıkkı hemen eledi, Jeongguk sabaha kadar kitap okuyan bir tipti Jungkook ise yeni satın aldığı bilgisayar oyununa gömülmüş olmalıydı. İkisinin de sağlıklı bir uyku düzeni yoktu, en azından on ikide yatacak kadar. Taehyung, omegalarını kontrol etmek için koltuğundan kalkmadan önce masanın üstünde duran telefonunu eline aldı. Arkadaşlarından ve iş grubundan mesajları okumaya koyuldu.

Neredeyse yirmi dakika, Taehyung'un iş stresini unutup arkadaşlarıyla konuştuğu grupta oyalanmasıyla geçti. Bu sırada iki oda ilerideki Jeongguk, elleriyle sıkı sıkı kavradığı yatak çarşafını buruşturarak oturuyor, alfasının hâlâ neden gelmediğini merak ederek biraz öfke karışmış ifadesiyle yer fayansını izliyor, karelerin kenarlarını sayıyordu. Zaman algısını yitirmiş tek kişi çalışma odasında oturan sevgilisi değildi anlaşılan çünkü Jeongguk, kaç dakikadır kontrol edemediği feromonlarını etrafına yaydığını bilemiyordu. Çok geçmeden odanın dört bir yanını saran feromonları yüzünden ıslanmaya başlayan deliğini hissetti Jeongguk, nefes nefese. İçinde dört dönen omega, çifleşmek için hazırdı ve Jeongguk'un kalbini yerinden çıkaracak kadar attırarak bunu ona da belli ediyordu.

"Taehyung..." Dudaklarının arasından bilinçsizce çıkan fısıltıyı kendi bile duyamadı. Feromonları odasından çıktı, sonra tüm koridora yayıldı zehir gibi. Taehyung omegasının güzel kokusu burnuna dolduğunda, telefonuna fazlasıyla dalmış durumdaydı ve aldığı yoğun feromonlar alfasının tüylerini kabartmasına sebep oldu. Alfa, Jeongguk'un kokusunu aldığı gibi ayaklandı. Onun da kalbi artık deli gibi atıyor, bedenini terk etmek ister gibi davranıyordu. Taehyung, omegalarının kızgınlıkları yaklaşmadan bunu hissederdi fakat bu kez, ilk defa gecikmişti.

Fazla uzun olmayan çalışma odası ile Jeongguk'un yatak odası arasındaki koridoru hızlı adımlarla kat etti, kapının önünde durdu. Jeongguk kapısının açılma sesini duysa da alfası odasına daldığında kendini Taehyung'un yastığına sürtmekle meşgul olduğundan oraya bakmadı. Taehyung ise Jeongguk'un çıplak bacakları arasında büyüyen ve yastığa sürtünen penisine bakarken bir an bocalamaktan alamadı kendini. Dolgun kalçaları her hareketinde ileri geri sallanıyor, beli kıvrakça yastığın üstünde hareket ediyordu. Boğazına oturan yumru ile birlikte izledi omegasını.

angels on fire ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin