... İlahsız Yaşayan... (Countryhumans)

9. gri nokta

(Düz yazısına geçilmiştir. )

Amerika dan,

Elimde olan telefon neredeyse yeri boylayacaktı.
Hala üstümde atamadığım şokun etkisiyle önündeki masaya yavaşça tutunmuştum. Ellerim ilk kez bu kadar titriyor. Kafamdaki olan tüm yapboz parçalarını birleştirmeye çalışıyordum.
Ama inatla olmuyor.
Birleşmiyor, mantıklı bir açıklama çıkmıyor du karşıma.
Deri koltuğa resmen kendi mi çuval gibi bırakmıştım.
Şakaklarımı bastıra bastıra ovuyordum. Bugünlük bana yetecek olan tüm stresimi sabahtan almıştım .

Her şey çok fazla idi.
Herşeyi algılamak ve tanımlamak ta.
Olmuyor olmuyor.
O kim di?
Neden ha neden?
Aramızda neler dönüyordu?
Amacı ne idi?
Ve nasıl ?
Nasıl öldüğünü söylüyor du?

Bir insan kendi ölümünü söyleyemez di?
Bu imkansız..
Hayır O yalan söylemiyor du ama tam da doğru söylemiyordu.
İçimden bir ses bu işin daha da karmaşık hale girdiğini söylüyor du.
Tam yaklaşık olarak 6 aydır bu gizemli kadınla yazışıyordum. İlk başlarda onun bir hacker olduğunu sanmıştım. Ve açıkçası eğlenceli gibiydi. Ne büyük aptallık.
Her yazışmada yeni olaylar patlak vermeye başlamıştı. İlk önce 51. Bölgenin ağır saldırıya uğraması, küresel çapta ekonomik kriz ve sonra Çin'in fon kaynakları nın batışı. Dünyayı resmen kaosa sürüklüyordu. Her yaptığı ile ve durmaya da niyeti yoktu.

Tam tamına 5 aydır onu bulmaya çalışıyorum. Tüm gizli istihbaratım sadece bu manyak dişiyi bulmak için çalışıyordu.

Ama yok! Lanet olasıca bu kadın yoktu.
O bir ülkeydi. Buna adım kadar eminim. Böyle işlere kalkışabildiğine göre güçlü olmalıydı. Ama sorun şu ki bu İşleri yapabilecek bırak kadını erkek ülke bile yoktu. Hatta Çin ve Rus malı bile buna yeltenemezdi. Şu yakın zamanda yaptıklarını ben bile yapamazdım..
Ve ölmüş bir ülke. Aman Tanrım neye bulaştım. İlk başta aşk itirafı olan bu dialog neye dönmüştü. Kadın dünyanın içine ederek bana yardım ediyordu?

Ama niye? Neden?
Bunun bir açıklaması olmalıydı?
Hiçbir ülke buna cesaret edemezdi.
Ne oldu da böyle bir şeyler oldu?
O kadın tam bir bilmeceydi.

Ama şuna eminim ki O ölü değildi, bir yandan eminim ki hayatta da değildi. Sanki siyah ve beyazın arasında sıkışmış gri nokta idi.

Evet O bir gri idi.

Ve bu beni çıkmaza sürüklüyordu.
Sevgilim olmasına rağmen hâlâ onu merak ediyordum.
Pardon eski sevgilim!
Tam tamına 1 aydır eski saplığıma geri dönmüştüm. Filipinler ile yaşadığım bu ilişki beni resmen yıpratmıştı. Fiilî ve ruhen de bana hiç hitap etmeyen bir kadın 3 yılımı almıştı. Çıkma teklifi ederken acaba ne düşünüyordum acaba?
Pis sürtük beni iyi kullandı.
Ama bu sefer kendimi kullandırtmam.

Kapımın tıklanmasıyla daldığım düşünceler den çıkarak içeri gelmesini söyledim.
yavaş bir şekilde kapıyı açan kişiye baktım. Oğlum FbI yine göz torbalarının morarmasından dolayı baygın bir şekilde bana bakıyordu.
6 aydır hiç izin almadan babasının deli gibi arattığı kadını bulmaya çalışınca tüm sinirleri gerilmişti.
FbI en büyük oğullarımdan biri idi. Tüm ülkeler gibi de önemli kuruluşların insan formu vardı. Özellik olarak Ülke insanlarına ne kadar benzese de bizden farklı lardı. Bizler daha güçlü , çevik iken onlar gücümüzün yarısı bile değillerdi. Biz tüm ülkeyi hattâ onları bile yönetirken , kuruluş insanları sadece kendi sınırlarında kalabilirlerdi.
Fbı, EU, Shanghai , Brıcst, CIA, Nato, Interpol, NASA daha nice birlikler..

Mavi harelerini bana dikerek konuşmaya başladı. Yine olan kısa olayları anlatıyordu. Yine sıkıcı konuşmanın içinde kendimi bulunca istemsizce gözlerimi odada gezdiriyor dum.
Hokey sopalarım, şarap koleksiyonundan oluşan mini bar, kendi elimle çizdiğim portreler, masamda duran tüm kardeşlerim ve oğullarımı içeren çevrelenmiş fotoğraf larım. Fbı sonunda konuşmasını bitirmişti. Ve yavaşça ayaklanırken kapıdan birisi girdi.

Ah tanrım.
" Türkiye ne büyük bir mutluluk "...

.
.
.
* Amerikanın eski sevgilisinin Filipinler olmasını bekliyor muydunuz?

* Gizemli kadın Amerikanın dediği gibi bir gri nokta mı?

Oy atın uleyn (๑•̀д•́๑)