Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cheng shot bardaklarında yer alan tekilanın birisini hem Xiao Zhan'ın önüne itti hemde ji Yang'ın
"Keyfinize bakın beyler hesap bugün benden" kocaman gülümseyip bardağı kafasına diktikten sonra acı tat yüzünden yüzünü ekşitti. "Ahh! Bayılıyorum içmeye"
"Ben bunu içmek istemiyorum" ji Yang okunde ki tekila bardağını kendisinden uzaklaştırdı gözlerini devirerek "bizi buraya içmeye mi getirdin cidden sen?"
"Evet? Hadi iç mızmızlanma..." Gözlerini geldikleri andan beri sessizce masada dikilen Xiao Zhan'a çevirip ofladı "çocuk gibisiniz,hanginizle uğraşacağımı şaşırdım"
"Beni es geç bu gece Cheng. Gerçekten bu tarz ortamlar hoşuma gitmiyor" gözlerini renkli ışıkların yer edindiği bar da gezdirip omuzlarını düşürdü.
Neredeyse bir hafta olmuştu. Bir haftadır Wang Yibo mesaj bile atmıyordu. Kendisinden hiç bir şekilde haber alamamıştı. Haliyle keyifsizdi.
"Rahat bırak insanları" aşırı yüksek gürültü kulaklarında basınç sağlıyordu sanki. Ji Yang memnuniyetsizle gözlerini kısıp yanı başında peş peşe tekila içen Cheng'e anlık baktı. "Sende abartma istersen"
"Rahat bırakın beni! Buraya eğlenmeye geldim" bardağı sertçe masaya bırakıp etrafı hızlıca süzdü,tek kaşını kaldırıp gülümsedi "banada müsade. Geceyi bitireceğim kişiyi buldum" masadakiler henüz konuşamadan adımlarını az ileri de ayak da dikilen kumral çocuğa doğru ilerletti.
Ji Yang gerginlikle adamın gidişini izlerken Xiao Zhan ise dikildiği yerde arkadaşının kısa sürelik tepkisini ölçüp yarım ağız gülümsedi
"Her zaman ki Cheng. Adama şimdiden üzüldüm" Ji Yang ağzında bir şeyler gevelese de Zhan çocuğun ne dediğini anlamamış shot bardağını anında kafasına dikişini çatık kaşlarla izlemişti.
Bangır bangır çalan müzik,kıyı da köşede sevişen,deli gibi alkol tüketen insanlar ikisine de çok yabancıydı. Xiao Zhan daha sakin ortamları severken ji Yang evde kitap okumayı,film izlemeyi severdi. Cheng ikisine kıyasla zıt bir karakterdi.
"Sarhoş olursa onu burada bırakacağım" boğazını yakıp geçen tekila şuanlık umurunda değilmiş gibiydi. Bardağın kenarısında duran limonu sertçe ısırıp emdi. "Ona uyduğumuza inanamıyorum!"
"Hadi amaa sen asla onu bırakıp gitmezsin kendini kandırma" kocaman güldüğünde beyaz dişleri parıldadı, gözlerinin kenarısı kırıştı. Ji Yang bu defa abartıyla gözlerini devirince ikisi tekrar büyük bir kahkahanın eşiğine düştüler.
"Evet..." İnce parmaklarıyla şakaklarını ovdu "bırakmam" Xiao Zhan demiştim sana der gibi imayla gülmüş omuzuyla çocuğun omuzuna vurmuştu.
Belki yarım saat belki bir saat,ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu. Birileri kalabalıktan dolayı ya sırtına yada koluna çarpıp geçiyordu. Kırmızı,yeşil,mor,pembe spot ışıkları her yerdeydi. Sesler birbirine karışmıştı. Xiao Zhan insanları izmelemeyi sıkılıp bırakacakken kapıdan giren Wang Yibo ile olduğu yerde put kesti.
