"Kalbim götümde atıyor resmen." dedikten sonra, Jisung elini sertçe kalbinin üzerine bastırdı. Bir saate yakındır kendi kendine konuşarak heyecanını geçirmeye çalışıyordu. Telefonunun ekranını açtı ve asla ilerlemeyen saate baktı. O sırada gruba gelen mesajla arkadaşlarına bu durumu haber vermediğini fark etmişti.
grup: sik kafalilar
hyunjin: sizce ben bir hayvan olsam hangi hayvan olurdum
seungmin: ders çalışıyordum ve beni böldüğün konu bu mu
hyunjin: HANGİ HAYVAN OLURDUM BİLMİYORUM AMA SENİN KADAR HAYVAN OLAMAZDIM O KESİN
seungmin: bunları git kocana sor
hyunjin: kocam benimle ilgilenmiyor
jisung: arkadaşlar selam nasılsınız
hyunjin: bu kim
jisung: deme öyle birtanem
seungmin: işin mi düştü
jisung: yok bir haber vermek için geldim
seungmin: üç günlük ömrün kalmamışsa pek ilgilenmiyorum
jisung: birazdan beni chan evden alacak
hyunjin: ne
seungmin: nE
jisung: detaylı anlatacam söz ama şimdi gitmem gerek
Jisung gruba gereken bilgiyi verdikten sonra Chan'dan gelen mesajla aşağı inmek için hareketlendi. Sanki ilk randevularıymış gibi hissediyordu. Kendini bu büyüye o kadar kaptırmıştı ki kalbine ne söylese gerçeği idrak edemiyordu. Aklı bunun sadece arkadaşlık olduğunun farkındaydı ama kalbi, gerçekten çoktan diyardan diyara koşar olmuştu.
Asansör bozuk olduğu için merdivenlerden inmeye başladı Jisung. Derin nefesler almaya çalışıyor bunu yaparken de bu kadar heyecanlı olduğu için kendine kızıyordu. En sonunda basamaklar bittiğinde kapıyı araladı ve karşıda bekleyen siyah arabayı gördü. Son bir derin nefes alıp binmek için ön koltuğa yöneldi.
O an arabanın camından gördüğü suratla donmuştu Jisung. Chan'ın yanında ona gülümseyerek bakan Felixi görmek asla yoktu hayallerinde. Kırılmıştı kalbi oracıkta. Gülümsemesi yüzünde donarken fark edilmemek adına arka koltuğa yöneldi bu kez hızlıca. Kapıyı araladı ve içerden gelen Chan'ın kokusunu içine çekti. Aciz bir durumdaydı ona göre.
grup: sik kafalilar
jisung: ağlamamak için kendimi zor tutuyorum
hyunjin: noldu bir şey mi dedi o ucube
jisung: felix de burda
seungmin: bu buluşma ne tür bir buluşmaydı
jisung: arkadaşça ama ne gerek vardı onun da gelmesine
hyunjin: istersen gitme
jisung: çok geç
Chan arabayı valeye verdikten sonra üçlü içeri doğru adımladı. Jisung yol boyu hiç konuşmamıştı. "İyi misin?" Felix'in sorusuyla dalgın bakışlarını ona yönlendirdi. İyi değildi ama bunu onlara belli etmemesi lazımdı. "İyiyim." diyerek geçiştirdi konuyu. Chan da durumun farkındaydı ama ne olduğunu anlamıyordu.
Masaya oturduklarında direkt olarak siparişlerini verdiler. Jisung bu gecenin nasıl biteceğini bilmiyordu. Şu an sadece düşündüğü yorganının altına girip saatlerce ağlamaktı. Belki günlerce, ona daha karar vermemişti.
grup: sik kafalilar
hyunjin: bilgi alabilir miyiz
jisung: galiba beşinci bardaktayım ve dünya yavaştan dönmeye başladı
seungmin: daha gideli bir saat oldu sakin mi olsan
hyunjin: bak gel kurtar dersen kalkar gelirim
jisung: iyiyim ben merak etmeyin
"Jisung." adını duyduğunda Jisung telefonu kapatıp sesin geldiği yere baktı. "Neyin var?" dedi Chan. Jisung bir saattir konuşmayıp durmadan içiyordu. "Bir şeyim yok." zoraki bir gülümseme yerleştirdi dudalarına ve bardağının dibinde kalan birkaç yudumu daha dikti kafasına. İyi değildi. "Pek iyi gözükmüyorsun." Chan gerçekten endişeliydi. "Beni eve bırakır mısın?" dayanamadı daha fazla Jısung bir an önce eve gitmek istiyordu yoksa gözyaşlarını tutamayıp burda ağlamaya başlayabilirdi. Chan kafasını aşağı yukarı salladı. Felix'i orada bırakarak yola çıkmak için arabaya gittiler.
"Felix'in geleceğinini söylememiştin." dedi Jisung, gözleri Chan'da değil yoldaydı. "Senden sonra o yazdı. Aceleden haber veremedim özür dilerim." mahçup hissetmişti kendini. "Özrünü kabul etmiyorum."şaşkınlıkla Jisung'a baktı Chan bunu ikisi de beklemiyordu ama alkol yüzünden kelimeler ağzından düşünmesine izin vermeden çıkıyordu. "Buna kırılacağını düşünmemiştim. Arkadaşımız diye rahat davrandım gerçekten üzgünüm." birini kırmak en sevmediği şeydi Chan'ın. "Senden hoşlanmayan birinin peşinden koşmak sence aptallık mı?" biri Jisung'u susturmalıydı. "Felixle benim durumumdan mı bahsediyorsun?" "Neyden bahsettiğimin ne önemi var. Genel bir soru sordum işte." "Bence aptallık" Chan bunun farkındaydı, yaptığı aptallıktı. "Ama insan engel olamıyor. Sen birinden mi hoşlanıyorsun?"
"Evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
driver • chansung
FanfictionArabası bozulunca yolda kalan Jisung, yardım etmesi için durdurduğu Chandan çok etkilenir.