Seçim

-1-

Merhaba arkadaşlar hikayeye yeni başladım umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar😄

"5-4-3-2-1" sonunda bitebildi bu ders.40 dakika boyunca gözümü saatten almamıştım.Saniyeleri bile sayacak kadar nefret ediyorum şu dersten.Derin bir oh çektim,son dersten çıkmamın ve en azından bu haftalık son coğrafya dersini de atlatmış olmanın verdiği coşkuyla alelacele masanın üstündeki kitaplarımı çantama yerleştirmeye başladım.Coğrafyacının radarına yakalanmadan sınıftan çıkabilme umuduyla son sürat gidiyordum.Melissa da benimle aynı düşünmüş olacak ki onu zar zor yakalayabildim.Melissa benim en yakın arkadaşımdı doğduğumuzdan beri beraberdik,delidolu,samimi ve sevecen bir kızdı onu çok sevmemin başka nedenlerinden biriyse ne yaparsam yapayım hep beni desteklemese bile asla dinlemeden yargılamamasıydı sanırım.Sonuçta bazen beni bile şaşırtacak kadar saçmalayabiliyordum.
"Ah kızım yavaş olsana senin yüzünden koşmak zorunda kalıcaktım neredeyse"diye sitem ettim Melissaya

"İşte bunlar hep o cadıya yakalanmamak için arkadaşım yoksa ben seni koşturur muyum hiç aşkolsun"dedi.Haklı olduğunu düşünüp üstelemedim.
"Bu akşamki partiye ne giymeyi düşünüyorsun" diye sordum.Çağla bugün kendi evinde bir parti veriyordu.Çağla bizim sınıfta,çokta yakın olmadığımız ama bizim gruba girmek için yanıp tutuşan bir kızdı.Bizim grup demişken Ben,Melissa,Arzen ve Tolga'dan bahsediyorum öyle çete gibi bişey değiliz ama sürekli beraber takıldığımız için insanlar bizi bir grup olarak görmeye başlamışlardı.Çağla bizim Tolga'ya aşıktı birkaç kez bunu Tolga'ya belli etmişti ama Tolga anlamamış gibi davranıyordu.Çağla simsiyah saçları ve gözleriyle tam bir esmer güzeliydi ama Tolga'ya niye Çağlaya yüz vermiyorsun dediğimizde "Ben öyle tek bir kıza bağlı kalamam kız boşuna ümitlenmesin"diye cevap veriyordu.

"Bilmiyorum ya henüz karar vermedim sen ne giyiceksin" diye sordu Melissa.
"Henüz bende karar veremedim ya,
yanında birkaç elbise getirip bize gelsene beraber hazırlanırız"diye cevap verdim.
"Ah harika olur 1 saate sizdeyim o zaman"diyip yanımdan ayrıldı.Servise doğru yürürken arkamdan biri gelip koluma dokundu.Hızla başımı çevirdiğimde neredeyse heyecandan kalbim duracaktı.
"Bugün akşam partide seninle birşey konuşmam gerekiyor ona göre hazırlan"diyip göz kırptı ve cevap vermeme bile fırsat bırakmadan gitti.Bunu söyleyen 3 yıldır umutsuzca aşık olduğum Demirdi bu yüzden bu kadar heyecanlanmıştım.Demirin babasıyla benim babamın ortak olması nedeniyle okulda aynı sınıfta olmamızın dışında davetlerde,aile yemeklerinde felan da çok sık beraberdik ama yinede yakın değildik çünkü dediğim gibi onu seviyordum ve sanki onunla konuşursam sevdiğimi anlarmış gibi geldiği için ondan uzak durmayı tercih ediyordum.Demir turuncuya çalan kızıl saçlı,mavi gözleri ve uzun boylu olmasının yanı sıra okulun basket takımının kaptanı ve en popüler çocuğuydu.Özenle yaratılmış gibiydi adeta.Etrafında bissürü güzel kız vardı ama hiçbirine yüz vermiyordu ve şuana kadar uzun hiçbir ilişkisi olmamıştı.Demiri düşünürken çoktan arabaya binmiş ve eve gelmiştim bile 15 dakika sonra Melissa odamın kapısını çalmaya gerek bile duymadan içeriye resmen daldı.

"Ne düşünüyosun böyle dalgın dalgın"dediğinde gözümü sabitlediğim tablodan çekip ona çevirdim.

"Demir bugün çıkışta yanıma geldi akşam partide benimle bişey konuşacakmış ona göre hazırlan dedi sence bu ne demek"diye sorduğumda benim içinden çıkamadığım soruyu arkadaşımın dışardan bir göz olarak cevaplamasını umuyordum.
"Oha oha oha doğru mu duydum seninle bişey konuşucak ve onun için hazırlanmanı istedi.Kızım çocuk sana resmen bugün çıkma teklifi edicem hazırlıklı ol demiş"diye heyecanla söylendi.
Bian haklı olabilir mi acaba diye düşündüm sonra ne kadar saçma olduğuna karar verdim peki ya ne konuşacaktı öyleyse?
"Ah Melissa keşke ama bu imkansız en az coğrafyacının bizi beraber oturtması kadar hemde"
"Peki bu değilse ne konuşucak o zaman ?"
"İşte bende onu bulamadım henüz"diye cevap verdim gerçektende bulamamıştım.
"Neyse akşam öğrenicez nasılsa şimdi seni ilk buluşmaya hazırlamamız lazım"
"Ah Melissa böyle söyleyip umutlandırma beni akşam karşısında rezil olucam yoksa"
"Tamam tamam hadi bakalım dolaba"demesinin üstünden 45 dakika geçmişti ve nihayet giyeceğim elbiseyi bulabilmiştim.Dizlerimin bir karış üstünde derin göğüs dekoltesi olan krem rengi bir elbise kırmızı topuklular ve altın sarısı küpeler takmıştım.Belime kadar uzanan kahverengi saçlarımı hafif bir maşa yapıp açık bırakmıştım elbisem gösterişli olduğu ve fazla abartıyı pek sevmediğim için makyaj olarak sadece rimel ve allıkla yetindim.Saat 8.30 da hazırdık aşağı inip annemlerin yanına oturduk.
"Bu ne güzellik kızlar"dedi annem bizi görünce
Ben"Teşekkür ederiz anne"derken
Melissa "O sizin güzelliğiniz Şahsenem hanım" diye yanıtladı bu sırada çalınan korna sesiyle annemin yanağına öpücük kondurup "Hadi biz çıktık anne" dedim.
Annemin arkamızdan"Geç kalmayın dikkat edin içtiklerinize"diye seslenmesine gülmeden edemedim.Annem 40 yaşlarında bir resim sanatçısı olup sergi açmasının yanı sıra dernek işleriyle de fazlasıyla meşgul olan bir kadındı.Genelde iyi anlaşsakta arada tipik anne-kız kavgaları yaşayabiliyorduk.Sanırım bu annemin fazla mükemmelliyetçi olmasından kaynaklanıyordu yada benim bazı sorumsuz davranışlarımdan herneyse bilmiyorum.
Kapıda bizi bekleyen Tolga ve Arzen"Hadi kızım ya şu gençlik çağlarımız sizi beklemekle geçiyor resmen" diye bir ağızdan sitem ettiler.
Melissa gülerek"Böyle güzel olmak 10 dakikalık iş değil heralde"derken ben sessiz kalıp ön koltukta Arzenin yanındaki yerimi almıştım bile.Radyoda çalan Coldplay-The scientist şarkısı eşliğinde sessiz geçen bir yolculuktan sonra nihayet parti evine gelebilmiştik.Sanırım bizimkilerin dediği gibi hazırlanma işini biraz yavaştan almıştık çünkü görünen o ki biz hariç herkes oradaydı.
Arzen bana kolunu uzatarak"Gel bakalım güzelim" dedi.
"Nerde az önce söylenen çocuk"demeden edemedim Arzenin bu değişken tavırlarına hala alışamamıştım yada alışmak istemiyordum.
"Onu gönderdim güzelim.Senin için onu gönderdim"dediğinde dalga geçtiğini anlamak için kâhin olmanıza gerek yoktu.

Koluna vurarak"Dalga geçme şebek"diyip sırıttım.