4

1.8K 61 7
                                    

Andreas Emilia'nın attan düştüğünü gördüğü anda kendi atının sırtından atlayıp onun yanina gitmişti. Emilia'nın yanına vardıgında kimseyi umursamadan onun inatçı güçlü ama bir okadarda krılgan bedenini kollarının arasına aldı.

Onu kolları arasında saraya götürdüğü zaman nedense kendi odasına götürmüştü. Aklında sadece onun gözlerini açması adına duyduğu istek vardı.

" Hemen doktor çağırın çabuk. " diye Andreas'ın arkasından gelen Elizabeth hizmetçiye korku dolu sesiyle bağırmıştı. Aslında yanında çalışan insanlara böyle bağırmayı hiçbir zaman sevmemişti. Seveceğinide hiç samıyordu.

" Sakin ol Elizabeth. Emin ol ona bir şey olmuyacak. Sana garanti veriyorum. " dedi onunla birlikte gelen Bearnard.

" Olmuyacak dimi. " Bearnard samimi ve içten bir gülümsemeyle onu onaylamıştı. " Andreas Emilia'yı nereye getirdi? Hemen onun yanına gitmek istiyorum. "

" Kendi odasına galiba. "

" Tamam hemen gidelim. " dedi. Şuan Andreas'ın ne yaptığını umursayacak ve kafa yoracak hali yoktu. Onu için önemli olan tek şey Emilia idi.

" Doktor geldiği zaman onu Andreas'ın odasima çıkartın. " diye hizmetçilere komut vermişti Bearnard.

Genç adam yatağında gözleri kapalı bir şekilde uzanan yaralı kızı hüzün ve korku ile süzüyordu. Umiyordu ki doktor hemen gelirdi. Ama o doktor çağırmalarını söylememişti ki. Tam ayaklanmıştı ki odaya hızlıca giren Elizabet ve Bearnard ile biraz duraksamıştı.

" Andreas ben hizmetçilere söyledim onlar doktoru çağırıyorlar. Sen galiba söylemedin. "

Andreas rahat bir nefes alabilmişti bu duyduğu kelimeler ile. Ama bu rahatlama çok kısa sürmüştü. Çünkü o güçlü ve inatçı kadın şuan hareketsiz bir şekilde yatağımda yatıyordu.

" Efendim doktor geldi. " diye gereksiz bir biçimde doktorun geldiğini haber vermişti genç hizmetçi.

" Çabuk onu içeriye al! " diye kızgınlık ile bağırmıştı Andreas. Ne kadar aptal bir kadındı öyle. Kız birada yaralı o ise haber vererek zaman kaybediyordu.

Sonunda doktor içeriye girip yatağın yanina gitmişti. " Tam olarak ne oldu? "

" A..atan düşüp kafasını vurdu. " diye göz yaşlarının arasından cevaplamıştı Elizabeth. Bearnard her damla göz yaşında biraz daha ölüp kahrolduğunu hissediyordu.

O sırada doktor çoktan Emilia'yı muayene etmeye başlamıştı. Yaptığı muayene son bulduğunda Emilia'yı yüz üstü çevirmişti. Başının arkasındaki yara derin olduğu için çantasından orayı dikmek için gerekli malzemeyi çıkarmıştı. Doktor Emilia'nın yarasını dikerken Andreas sanki iğne ona barırılıyormuş gibi canını açıldığını hissediyordu.

" Ben yarayı dikip pansuman ettim eğer iltihap kaparsa bana tekrar haber verirsiniz. Onu haricinde pansumanını bundan sonra benim yapmama gerek yok. " dedi doktor.

" Peki ya ne zaman uyanır? " diye doktora sordu Bearnard.

" Bir kaç saat belkide daha az bilemiyorum. " dedi ve Bearnar ile birlikte odadan çıktı.

Elizabeth arkadaşına hüzünle bakıyordu. Onun gibi güçlü bir kadının nasıl böyle olduğuna şaşıp kalmıştı. Ama iyibolucaktı ya başka hiçbir şey umrunda değildi. Aslında bir şey umrundaydı ve onu sormaz ise patlayacağını biliyordu. Merak ne kadarda kötü bir şeydi böyle.

" Andreas burası senin odan değilmi. " diye sordu. Genç adam onu başı ile onaylamıştı. " Neden onu kendi odasına değilde buraya getordin o zaman? "

ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin