Hiç kimseyi, rüyanda görecek kadar sevme. Çünkü o zaman uyusan da geçmez.
Cemal Süreya
_______________________________________
Keyifli okumalar🩷Kim bilebilirdi ki, en çok sevdiğimizin son nefesini ellerimizde taşıyacağımızı, bende bilmiyordum.
H(Hayri baba): Artık çalışmayacak misin evlat?
G(Güven): Kusura bakma buraya gelip senide rahatsız ediyorum
H: Unu mu dedim ben şimdi, benim dediğim mesleğine dönmeyecek misin artık?
G: Kimim ki ben? Benim bir mesleğim mi var
H: Doktorsun doktor
G: Nç ben doktor değilim, hakketmiyorum. En iyisi ben Londra'ya döneyim. Orda bir iş bulup çalışıcam
H: Aslında bir iş vardı orda mı çalışsan, bizim mahallede, küçük iş ama çok faydan dokunur insanlara, Ne diyorsun?
G: ...
H: Biliyorsun küçük hastanelerde iyi doktorlar yetişmez, eğer sen gelsen çalışsan insanlara umut olsan.... (bir iki saniye sustuktan sonra) hem olanları unuturdun belki"Unutmak" - bir imkansızı istiyordu benden
H: Kendini suçlamayı bırak, hayat devam ediyor
G: Suçlamıyorum olanlar ortada sende biliyorsun. Beni sakinleştirmeye çalışmaDoğru söylüyor, kendini bu kadar yiyip bitirdiğin yeter - dedi kapıdan içeri adımını atarken Yaman Ali
Aradan günler geçti Güven Hayri babanın söylediği yerde çalışmayı kabul etti.
X: Hoş geldiniz doktor Güven
G: Ben doktor değilimİlk söylediği kelime bu olmuştu evet aradan iki hafta geçti, Güven yavaş yavaş kendine gelmeye çalışıyor ama hepsi başarısız bitiyordu nolsada sonunda kendini yine o çukurda buluyordu, çıkma yolunu bulamıyorken yanına oğlu Yaman Ali geldi
Y: Nasılsın geçtimi ağrın doktor
G: Yaram bitmedi ağrı nasıl geçsin
Y: Kendini patçalamaktan hiç mi vaz geçmeyeceksin. Senin suçun değildi! Senin suçun değildi baba!
(Ağzından kelimeler dökülürken gözleri doldu)Güven sınırla kalktı
G: Ben senin yıllar sonra bulduğun anneni aldım elinden, hiç mi kızmıyorsun bana (eliyle göğüslerini vurarak) neden
hesap sormuyorsun? NEDEN?Yaman Ali yavaş adımlarla babasının yanına geldi ve ona sıkıca sarıldı ve tekrar ederek "Senin suçun değildi baba, yapacağın bir şey yoktu, olsa yapardın biliyorum." -dedi. Güvenin gözünden bir damla yere düştü ve gözünün önünde o gün canlandı.
(Güven Aydın dilinden)
Kaya tırmanışını denemek istediği için dağa gitmiştik. Hava berraktı, gökyüzü masmavi ve güneş tepemizde parlıyordu. İkimiz de heyecanlıydık, biraz da korku karışmıştı içimize. Kahkahalar eşliğinde, konuşarak yukarıya doğru tırmanıyorduk. Onun cesareti her zaman hayran olduğum bir şeydi, hiçbir zaman bir zorluğun onu durdurmasına izin vermezdi. Böyle bir kadına aşıktım işte.
İkimizin de ipleri sağlam bir şekilde bağlıydı, her şey planlıydı. Ama hayat planları bozmada ustadır, değil mi? Bir anda, hiç beklenmedik bir şekilde ip koptu. Gözlerimin önünde, sevdiğim kadın düşmeye başladı. O an her şey yavaşladı, sanki zaman dondu. Onun çığlığı kulaklarımda yankılandı, ama sesim çıkmıyordu. Ne yapacağımı bilemedim. Bütün bedenimi buz gibi bir soğukluk kapladı, donup kalmıştım.
Sonra kontrolsüz bir şekilde ben de aşağıya doğru kaymaya başladım.