- 33 -

57 12 14
                                    

Küçük yatakta kıpırdandı Seungmin. Odanın içi serin hava ile doluyordu yarım açık bırakılmış pencereden dolayı. Sonbahar ayına yeni girmişlerdi ancak şimdiden havalar soğumaya başlamıştı. Sadece evin önündeki yoldaki sokak lambasının içeriyi aydınlattığı odada Minho kıpırdanmalar ile gözlerini araladı. Seungmin iyi görünmüyordu. Kısık sesle ona seslendi, "Seungmin.." Biraz uzağa çekilip onu dürttü. "Bebeğim.. uyan."

Kaşları çatılmıştı Seungmin'in. Hissettiği dürtüler ile gözlerini açtı. Minho'ya baktığı an gözleri kocaman açıldı Seungmin'in. Yatakta oturur pozisyona geldi hızla. "C-chris?"

Minho kaşlarını çattı. "Hayır, Seungmin. Benim, Minho." Seungmin'in ellerini tuttu endişe ile. "Benim canım, sakin ol. Bay Lee yanında. Chris değil."

Seungmin kaşları çatık bir şekilde, öylece bakıyordu Minho'ya. Ellerini çekip ayağa kalktı. Kafasında birçok ses vardı. Aniden arkasına döndü. Chris ona bakıyordu, Seungmin'in kafasında. Seungmin'in gözleri doldu. Titreyen bedeni ile yere kapandı. Minho onun yanına oturdu. Saçlarını okşadı, "Canım, sorun yok. Chris burada değil. Ben Minho'yum. Bay Lee'yim ben bebeğim. Sevgilinim. Chris burada değil." Derin nefesler alıp verdi ve bir çığlık attı Seungmin.

Hızla düşündü, ne yapabilirdi ki? Seungmin ilk defa çığlık atıyordu. Çünkü kafası bulanıktı. Savunmasızdı, o da ne yapacağını bilmiyordu. Minho yine de onu sakinleştirmek için konuşmaya devam etti. Ancak onun duyduğu tek şey hala Chris'ti.

Çığlığı duyan aile üyeleri uykularından kalkmış ve Seungmin'in kapısında bitmişlerdi.

Minho onun yanına çökmüşken gencin yüzünü elleri arasına alıp kulağına fısıldadı. "Bebeğim, benim. Beraber görevlere gittiğin, arkanı toplayıp sana doğru yolu gösteren, sana araba kullanmayı öğreten Bay Lee. O burada. Ama Chris ise, yalnızca bir hayal. Gözlerini aç bebeğim, sen gerçeği biliyorsun. Ben buradayım, o ise değil." Titrerken sıkı bir şekilde bir eli ile boynunu diğer eli ile de belini tuttu Seungmin. Minho ise devam etti, "Beraber her bir saniyeni geçirdiğin adam yanında. Yanında uyuduğun adam, Seungmin... Lee Minho burada." Biraz biraz sakinleşmişti Seungmin. Ne kaşar zorlansa kollarını Minho'nun beline sarıp ağlamaya devam etti.

Titrerken konuştu, "K-kafamda.. Çok fazla s-ses var."

Yeniden fısıldadı, "Anlıyorum, sorun değil. Onu susturacağım." Bir eli ile belini tuttu Minho. "Beraber arabada yemek yediğimiz günü hatırla. Yalnız biz vardık. Yalnızca biz. Güzel bir sessizlik hakimdi arabanın içerisinde." Seungmin ona daha da asıldı. "Çok mutlusun, görüyorum seni. Gözlerimin önündesin."

"D-duyamıyorum.."

"Diyorum ki," kulağına yasladı dudaklarını. "Sen sadece benimsin. Başka kimse senin kafanın içinde bana ait olana ne yapacağını söyleyemez. Biz biriz ve senin ne yazık ki benim dışında gidebileceğin başka bir kapı yok. Çünkü ben seni seviyorum."

Titreyen bedeni ile sıkı sıkı sarıldı Minho'ya. Minho onu tuttu sıkıca, "Gitti mi?"

Çenesini yorgun bir şekilde adamın omzuna yasladı. "Hm.."

"Harikasın bebeğim, harikasın." Otururlarlen küçüğünü kucağına aldı. Sırtını sıvazladı sanki kucağındaki minicik bir bebekmiş gibi. Onu yatağa yatırdı ve dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Uykulu ve yorgun beden anında uykuya teslim etmişti kendisini.

Duruşunu dikleştirip uzunca sevgilisini seyretti Minho. Ardından bir iç çekip kapı başında bekleyenlere döndü. Kapıya doğru yürüdüğünü orada bekleyenler geçeceğini anladı ve geriye çekildi. "Gidip yatabilirsiniz, sorun yok."

maybe - minminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin