0.2

13 3 0
                                    

Jisung ve Minho sadece yatağa bağlıydı. Jisung uyanınca yanındaki baygın Minho'ya baktı. Jisung korkuyla bağırıp, "AMAN TANRIM! Borcumu ödeyeceğim! Böbreklerimi almayın! Ah!" diye çığlık atıyordu.

Yataktan kurtulmaya çalışsada hareket edemedi. Yardım çığlıkları atarken Minho sesten uyandı. Minho, "Hassiktir... Beynim zonkluyor. Neresi burası?" diye etrafa baktı. Jisung'a bakıp, "Yer cücesi burası neresi?" dedi. Jisung, "Bana bak! Yer cücesi senin babandır! Üstelik niye seninle kavga ediyorum ki? Birazdan bizi kurban bayramında yemek için ciğerlerimi çıkarıp kasapta kuzu eti diye satacaklar!" diye bağırıyordu. Anksiyetesi kendini belli ediyordu.

Minho göz devirio uzanmaya devam etti, "Evet, harika.. Bu benden de çatlak." diyip Jisung'a döndü, "Kim bizi kuzu eti diye tanıtacak?" dedi. Jisung, "Malez mafyalar. 200.000 borcum vardı ve ödemedim." dedi. Minho, "Sen salak mısın? Ne mafyası? Beni Japonya'dan getirdiler. Benim borcum falan yok."

Kapı açıldı ve içeri doktor önlükleriyle Changbin ve Seungmin girdi. Jeongin ve Chan takım elbiseyle peslerinden geldi. Jisung onları görünce, "Hayır! Böbrekler olmaz! Lütfen!" diye yalvarıp tepreniyordu. Seungmin eldiven takıp Jisung'un ensesine bakmak için kafasını sertçe tutup çevirdi. Jisung, "Doktor bey! Ne yapacaksınız bana?! Gözlerimi mi oyacaksınız?" diye ağlarken Minho ona, "Biraz daha konuşursan kulaklarımı koparmalarını isteyeceğim."

Changbin ise o sırada Minho'yu inceleyip kolundaki damarlara bakıyordu. Changbin, "Bunun o olduğundan emin miyiz?" dedi. Chan, "Evet. Kendisi önceden deneyler için insan deneylerinde kullanılmış. Emin olmak için bunu al." dedi ve ona bıçak verdi. Minho, "Hey hey! Ağırdan alalım! Siz beni nereden tanıyorsunuz?!" dedi.

Changbin gelip bıçağı sertçe onun karnına sapladı. Jisung'un gözleri kocaman oldu. Minho kırmızı ve mor oldu. Anlındaki damarlar belirginleşti ve derin nefes aldı. Odada sadece onun uzandığı yataktan akan kan damlalarının sesi vardı. Jisung, "Hassiktir.." dedi ve daha çok teprendi kaçmak için.

Kanın damlama sesi kesildi. Changbin, Minho'nun tişörtünü kaldırdığında yara kaybolmuştu. Minho hızlı nefesler alıp veriyordu. Changbin, "Bu o. Yarası geçti." dedi. Bang Chan, Minho'ya yaklaşıp elini onun anlına koydu. "Yara iyileşiyor ama yaralanma acısını hissediyor.." derken oğlanın anlını okşadı. Minho, "Çek pis ellerini. Ölüyordum neredeyse!" diye bağırıyordu ona. Kollarını açmaya çalışıyordu.

Seungmin, Jisung'a döndü. Jisung o an, "Yaram iyileşmiyor. Cidden.. en iyisi beni bırakın!" dedi. Seungmin, Changbin'den bıçağı alınca Jisung kotkup teprendi. Seungmin bıçağı ona saplayacakmış gibi yaptı. Onu korkutmak istemişti sadece. Seungmin'in bıçağı boş yere saplandı çünkü Jisung oradan kurtulmuştu. Ağı duvaraya atıp sedyenin diğer tarafa sürüklenmesini sağlamıştı. Jisung, "Ölüyordum be!" diye bağırdı.

Minho, "O attığın şey cidden iğrençti. Sanki bileğinde örümcek kıçı varmış gibiydi." dedi. Chan, "Bay Han'ı ve Bay Lee'yi bir süre misafirimiz olarak kabul edelim." derken elini Minho'nun anlından çekti. İçeri 2 adam girip sedyeyi sürdüler. Onlar gidince Changbin, Chan'a yaklaşıp, "Beni de kapatman gerek, Chan.." dedi ve Chan'ın gözlerine baktı.

"Emin misin?"

Changbin başını sallayıp, "Eminim. Eğer dönüşürsem size zarar verebilirim." dedi. Chan, "O zaman, Ajan Yang seni hücreye götürsün." dedi ve Jeongin, Changbin'i alıp gitti. Minho ve Jisung aynı hücrelere getirildiler. Bu kapsül hücrelerin camı kırılmıyordu. Minho kapsüle tekme atarken Seungmin kalsülün dışından ayarları yapıyordu. Minho, "Beyaz önlük! Hey! Çıkar beni!" desede Seungmin pek de takmıyordu.

Biraz etraflarına baktıklarında iki kapsül daha vardı. Birinde Hyunjin vardı. Hyunjin yerde otururken boş boş karşısındaki diğer kapsüle bakıyordu. Önündeki kapsülde kahverengi saçlı başka bir oğlan vardı. Yanaklarında yıldızlara benzeyen tatlı çilleri vardı. Oğlan, önündeki tahta bloklardan kule yapıp yerde bağdaç kurup odaklanmaya çalışıyordu. Bloklar biraz havalanmaya başlayınca Minho ve Jisung kapsüle yapışıp izlediler. Sonra bloklar yerine düştü ve oğlan gözlerini açıp ofladı.

Hyunjin, "32. Deneme başarısız. Her neyse.." diye alay ederken oğlan ona dönüp, "En azından sizin gibi boş durmuyorum, Bay Hwang." dedi ve önüne döndü. Daha sonra Changbin de kapsüle girdi. Changbin kapsülde otururken yeşil deve dönüşmüştü. Kapsüle sinirle vurup bağırırken Jeongin ve Chan izliyordu yukarıdan. Seungmin gelip, "Bay Bang, o gaz onu sinir ediyor. Bence vermeyi bırakmalıyız." desede Chan gazı veren kolu ileri doğru ittikçe Changbin sinirlenip kapsüle vuruyordu.

Jisung, "Bu bizi siker.." dedi ve Changbin kapsüle vurdukça hafifçe çatlıyordu. Minho çatlayan kapsüle bakınca aklına fikir geldi.  Kendi kapsülüne vurup yeşil devin dikkatini kendine çekip, "Kuş beyinli!" diye bağırdı. Hyunjin, "Sen salak mısın? Adam seni sakız gibi çiğner." desede Minho umursamadı. Changbin dönüp, "Sen kime diyorsun?!" diye bağırdı. Minho, "Burada senden başka kuş beyinli mi var?! O koca kıçınla bunları hala kıramıyor musun?" diye onu kışkırtıyordu.

Changbin kapsüle vuruk kırmaya çalışırken Minho, "Onu sinir edin, kapsülünüzü kırabilir! Hyunjin sen Thorsun değil mi? Buradaki kapının ayarlarıyla oynayabilirsin. Elektriği yıldırım gibi düşün!"

Minho, Changbin'i kışkırttıkça Changbin sonunda kapsülünü kırdı ve Minho'nunkini kırmaya başladı. Hyunjin o sırada kapının ayarları ile oynamaya çalışıyordu. Minho'nun kapsülü de kırılınca alarm çalmaya başladı. Jisung ve Minho kaçmaya başladılar. Changbin, ise sadece Minho'yu pataklamayı arzuluyordu. Jisung duvara tırmanıp baş aşağı bir şekilde Minho'yu yakalayıp tavana sabitleyince Changbin ona dönüp, "Böcek! Ez böceği!" dedi ve zıplayıp Jisung'u yakalamaya çalışırken örümcek hisleriyle Jisung kaçmayı başardı.

Hyunjin, "Benim kapsülden çıkmam gerek!" derken gücünü çok kullanmaya çalıştı çünkü kapsül gücünü kullanmasını engelliyrodu. Ama bu sorun değildi. Hyunjin sinirlenince gözleri mavi oldu ve bağırdı ve yıkılma sesi gelince duvarı delerek Mjölnir geldi eline. Kapsül kırıldı böylece. Hyunjin çekici sallayıp Changbin'e atınca Changbin savruldu. Daha sonra Felix'in kapsülünü kırdı. Hepsi kaçmak için delinen duvardan gittiler.

Hyunjin, "Her yerde güvenlikler var! Kameralar da dahil! Bizi bulurlar." dedi koşarken. Jisung bunu anlayınca koşerken kameraları ağ ile kapattı. Önden koşarken güvenlikler elektroşokları onlara doğrulttular. Minho, "Sıçtık.." dedi. Birden güvenlikler silahlarını düşürdüler Felix'e bakarak. Felix onların gözüne bakınca zihinlerine girdi. Felix sonra gözlerini kırpıştırınca güvenliklerin ağzından kan geldi ve hepsi yere yığıldılar. Felix'in burnu kanamaya başladı. Hyunjin hemen ona dönüp, "İyi misin? Burnun-" dedi. Felix, "Yok bir şey. Sadece uzun zaman oldu." dedi ve kaçmaya devam ettiler.

Çıkış kapısından çıktıklarında Jisung, "Bu kadar kolay olmasını hiç beklemiyordum... Sonunda." dediği an Minho kendi boynundaki iğneyı çıkarıp, "Bu geyikler için olan bayıltma-" cümlesi bitmeden yere yığıldı. Diğerlerinde de aynısı vardı ve birbirlerine baktılar. Seungmin ve Jeongin silahları indirip, "Ayna boyutu, etkileyici, değil mi?" dediler. Seungmin güldü. Hepsi baygın ve yerde uzanırken gözleri hafifçe kısıktı. Chan, Minho'nun yanına çömelip saçlarını karıştırdı, "Zekanızı sevdim, Bay Lee.." dedi gülümseyerek. Minho sonradan gözlerini kapadı.

Lutfen okuyun bunu ya
Gercekten bu ficin bu kadar az okunmasi saka mi
Cidden emek vermiyormusum gibi hissettiriyo
Yani okunmasi icin illa hep minsung mu yazmam gerek

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 |MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin