sekiz

802 122 18
                                    

namjoon & taehyung

taehyung
namjoon
ne oldu
sekreteri niye yanıma gönderdin
çalışırken rahatsız edilmeyi sevmiyorum dedim ya

namjoon
taehyung
sikeyim neredesin sen
jeongguk beni aradı
daha doğrusu onun telefonundan byeol aradı
ağlıyordu

taehyung
ne
ne olmuş
namjoon cevap versene

namjoon
bilmiyorum
ağlamaktan konuşamadı
neden telefonu açmadın
aramıştır seni illaki

taehyung
sessizdeydi
kafayı yiyeceğim
jeongguk'u arıyorum açmıyor

namjoon
ne oldu bilmiyorum ama
jeongguk'a bir şey olmuş belli
byeol sürekli koo baba deyip durdu
görüldü

taehyung
çıkıyorum
sonra haber veririm sana

namjoon
sonra falan konuşamayız
ne olmuş
öğrendin mi

taehyung
evdeki çalışanlardan birini aradım
jeongguk bayılmış
nefes alamıyorum|
çalışan da san'ı arayıp hastaneye götürmüşler

namjoon
tamam
sakin ol
sen şimdi araba süremezsin
beni de bekle

taehyung
hızlı ol

-

İnsanoğlunun hatalarından ders çıkarması için neden kötü olaylar yaşaması gerekirdi? Taehyung henüz bunun cevabını bulamamıştı. Belki aptaldık, belki gerçekleştirdiğimiz eylemleri düşünmeden yapıyorduk, sonuçlarını bilip bizi fazla etkilemeyeceğini düşünmeden yaşıyorduk, içinden geçirdi. Eninde sonunda, sebebi ne olursa olsun, yaptıklarının onlara ve çevresindekilere ne kadar zarar verdiğini anlayamıyordu.

Her konuda soğukkanlılığını koruyabilen Taehyung, eşinin bayıldığını öğrenince bedeninin zangır zangır titremesine engel olamadı. Telefonuna san'dan mesaj geldi. İçeriğinde Jeongguk'un neden bayıldığının bilgisi yazıyordu. Belki endişelenmeye bile hakkı yoktu, zira bayılmasında kendinin büyük payı vardı. Ne kadar duygusuz davranmaya çalışsa bile eşinden duyduğu her kelime yüzünden etkilenmişti. Kendisini feda ederek tamamen kızına odaklanmıştı ve bedeni bu yorucu sürece dayanamamıştı. Ne kadar başaramasa bile rahat nefes almaya çalıştı, en azından kötü bir şey yoktu.

Taehyung hastaneye koşarak girip eşinin yattığı odanın olduğu kata çıktığında, yakalarına yapışan San'a bile tepki veremeyecek kadar yorgundu. Arkadaşları çoktan ayırmış olsa bile, bu tavrı haklı buldu. Kendisi gerçekle yüzleşemeyecek kadar korkaktı ama Jeongguk'a, en az Byeol'a verdiği değer kadar değer veriyordu. Yalnızca bunu kimsenin bilmesini istemiyordu, içinde yuva yapan gerçekleri kendinden bile saklamaya çalışmıştı ama artık görülmeyecek gibi değildi.

Odanın önündeki sandalyede kızarık gözlerle bacaklarını sallayan biricik kızı ve Wooyoung oturuyordu. Onlara bakmadan, hatta kimseye sorma gereği duymadan kendisini odaya, eşinin yanına attı. Endişe ve suçluluk duygusu boğazına alacaklı gibi yapışmışken, eşinin yattığı yatağın kenarında duran sandalyeye oturdu ve zarif elini nazikçe kavradı.

O eli asla bırakmak istemiyordu.

Dakikalar sonra Jeongguk yatakta kıpırdanmaya başladığında, kalbinin kısa süreli atmayı bıraktığını bile hissetti Taehyung. Eşinin kirpikleri hafifçe titreşip içinde gökyüzünü barındırdığı gözlerini açtığında, Taehyung ağlamak istedi. O an inanmadığı tanrıya bile defalarca teşekkür ediyordu. Jeongguk kafa karışıklığı ile etrafı inceledi, ardından elini sıkıca tutan eşine döndü.

that's where you're wrongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin