üç

495 58 30
                                    

"Neyin var lan." Okula geldiğimden beri suratım asık olduğu için takımdan bir kaç kişi durumu fark etmişti.

Elimdeki basket topunu karşımdaki Ferhat'a atıp sahanın kenarındaki çantamın yanına oturdum.

"Bişey yok."

"Taner'le mı kavga ettiniz? Okula birlikte gelmemişsiniz."

Tanerle evlerimiz çok da uzak olmadığı için her sabah buluşup öyle gelirdik. Şimdi ayrı gelmiş olmamız o yüzden dikkat çekiyordu.

"Sabah biraz yürümek istedim de o yüzden erken geldim ben." 

Okula erken geldiği için takımdan bir kaç kişi ile maç yapmak istemiştim ama boynumdaki morluklar kapansın diye giydiğim kazak yüzünden fenalık geçirecektim. Çantamın içinden suyumu çıkardığımda basket sahasının kapısının açıldığını duyup kafamı refleksle oraya çevirdim. Taner gelmişti...

"Oooo kaptan hoşgeldin." Takımdakilerle selamlaştıktan sonra yanıma doğru yürümeye başladı. Ona bakmayı kesip gözlerimi önüme doğru çevirdim.

"Günaydın." Dediğinde tam ona kafa sallayıp bende günaydın diyecekken konuşmaya devam etti. "Ay pardon. Ben zaten sabah sana günaydın demiştim dimi?" Dediğinde gözlerimi yüzüne çıkardım.

"Unutmuştuk?" Diye sorgulandığımda yüzünde pis diyebileceğim bir sırıtma oluştu. "Sen unutmuş olabilirsin. Ama ben unutmadım. Öyle bir şey olmayacak deniz. Biz sevgiliyiz. Ve sende bunu kabulleneceksin."

"Yine saçma sapan konuşmaya başladın."

Bir umut dediğimi yapar diye düşünmüştüm ama o inat ediyordu. Cebinden telefonunu çıkarıp birşeyler yaptıktan sonra ekranı bana çevirdi. Gördüğüm şeyle şok olurken hızla telefonu elime alıp fotoğrafı incelemeye başladım.

Fotoğrafta ben bir yatakta çırılçıplak bacaklarımı ayırmış bir şekilde yatıyordum ve kalça aramda da içime girdiği belli olan bir penis vardı. Kimin olduğu belli olmuyordu çünkü fotoğraf penisin sahibi tarafından çekilmişti.

"Bu kadar iğrenç bir herif olmadığını söyle." Ellerim titrerken telefon elimden kayıp yere düştü.

" Bu fotoğrafta aşırı seksi çıkmamış mısın? Birde şuna bak aşkım." Telefonu yerden alıp başka bir fotoğraf açtığında bu defa da yatakta domalmış bir pozisyondaydım ve yine içimde bir penis vardı. Ve yine penisin sahibinin karın kaslarından üstü görünmüyordu. Yana kaydırdıkça daha bı sürü buna benzer fotoğrafım vardı.

"Ne diyordun en son. Unutalım mı?" Oturduğu yerde biraz daha bana yaklaşarak konuşmaya devam etti. "Eğer bir daha o lafı kullanırsan birkaç dakikaya bu fotoğraflar bütün okulun elinde olur. Bu rezilliğe katlanmak istediğine emin misin sevgilim?" Dediğinde o kadar köşeye sıkışmıştım ki çaresizlikten gözlerim dolmuştu.

"Ne istiyosun?" Kısık sesle konuştuğumda sabahki cesaretimden eser yoktu.

"Çok bişey istemiyorum. Sedece sevgili olduğumuzu kabul etsen yeter." Dediğinde aslında isteklerinin bununla kısıtlı kalmayacağını biliyordum. Her geçen gün katlaya katlaya artacaktı bu istekleri. Ama elinde o fotoğraflar varken yapacak hiçbir şeyim yoktu.

Mecburen yavaşça kafamı sallayıp gözyaşlarımın dökülmesine izin verdim.

"Aferin benim akıllı sevgilime."

___________________________________

Hazır mısınız? Bir sonraki bölüm beklenen kişi geliyor.

TAKINTI-GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin