5 YIL SONRA
Savaş'tan
Önümdeki defter ve kitapları fırlatarak,bizimkilerin yanına -kampüse- doğru koşturdum.
''Selam gençler!''
''Selaaam!''
''Savaş, arkana bak.'' Nurşen'in bu sözü üzerine arkamı döndüm.
Yaren, uzun kıvırcık saçlarını serbest bırakmış, alnına doğru düşen fiyonklu bir bandana takmıştı. Her zamanki gibi çok havalıydı.
Ufak adımlarla yanımıza yaklaştı ve bir sandalyeyi nazikçe -her zamanki gibi- çekti ve yanımıza oturdu.
''Nasılsınız?''
Mustafa'nın açtığı fon müziği ile an tamamlanmıştı. Hatice aniden dirseğini karnıma geçirdi.
''Kendine gel.''
Sonra yüksek sesle konuşmaya başladı:
''Geçenlerde Çağla beni aradı. Öyle havadan sudan biraz konuştuk.''
Onur kendi kendine mırıldandı:
''Yükledikleri videoları görüyoruz zaten.''
Nurşen, Onur'un kafasına şaplağı geçirdi.
''Dalga geçme!''
Yaren her zamanki gibi havalı ve nazik bir şekilde ''Bence çok havalılar.Keşke bende orada olsaydım.'' dedi.
''Merak etme,yakında olacaksın.''
''Anlayamadım Hatice. Ne demek istiyorsun?''
''Ya işte aradılar dedim ya.Buraya gelin misafirimiz olun dediler ya. Yani bende dedim ben bilmem dedim ya. Ya çok ısrar ettiler bende bir sorayım dedim.''
''Bir zamanlar Ömer ile Beyza'da çok 'ya'lardılar.''
Allah kahretsin!
Aniden Yaren'in yüzü düştü.
Salak BEN! Bazen o kadar boşboğaz bir insan oluyorum ki.. Çok şükür Nurşen, fark etmiş olacak ki konuyu değiştirdi.
''Eee? Gidiyoruz o zaman?!''
Beklentiyle masanın etrafındakilere göz gezdirdi.
Yaren, ''Siz konuşun ben lavaboya gidiyorum.'' diye mırıldandı ve sandalyesinden kalkıp tuvaletlere doğru ilerledi.
''Tamaaam.''
Agah, ''Sınavlarımız var. Ancak yaz tatilinde gidebiliriz.'' diye homurdandı.
Onur, ''Ben diyorum ki 13 Temmuz'da buluşalım. Yaren'in doğum günüde.'' diye parlak bir fikir öne sürdü.
Herkesten onaylama mırıldanmaları yükselirken Mustafa kesin bir öz güvenle cevap verdi:
''İyi fikir.''
1 AY SONRA
Nurşen, ''Ay kusacağım galiba.'' dedi. Öğürmemek için kendini zor tutuyordu. Bu kızı araba tuttuğu gerçeği bariz bir şeydi. Bu yüzden onu uyarmıştık ancak nafile! Kabul etmemişti.
Onur, ''2 saattir aynı şeyi söylüyorsun. Bi'sus ya!'' diye çemkirdi.
Hatice, ''Çağla arıyor!" diye bağırdı ve bizi susturdu. "Alo?"
Çağla'nın ''Geldiniz mi gençler?'' diyen sesi duyuldu.
Hatice, ''Geldik,geldik. Siz neredesiniz?'' diye yanıtladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS. ||TAMAMLANDI||
Short StoryBu bir Kore Fic.'i değildir.Sadece arkadaşımızın başından geçen olaylardan ilham alınarak yazılmış bir doğum günü hediyesidir.İYİKİ DOĞDUN! Haa unutmadan SENİ SEVİYORUZ VE İYİKİ VARSIN ^_^. © Tüm hakları saklıdır.