hay gayss
YORUMLAR NERDE AMK.HA.
mdy bn.
-
Jisung
GÖZLERİMİ AÇAMIYORUM.
Hareketsizce yeri izleyerek esnediğimde hocanın 'Kaldırın kafaları uyumayın!' diye carlamasıyla kendime geldim.
Kafamı sola çevirip dışarı baktıktan sonra sınıfta gezdirdim bakışlarımı. Ön çaprazımdaki sıranın boş olduğunu görünce kaşlarımı çattım. Arkadaşları burdaydı kendisi neden yoktu?
Biraz düşünürken duvar kenarında ki uzun sarı saçlıyla göz göze geldik. Bana tek kaşını kaldırarak boş olan sırayı gösterdi ve kafasını iki yana salladı noluyo dercesine.
Gülümsüyordu ama. Bir kaç gündür yakınlaşmıştık arada tatsızlıklar olmuştu. Mesela sınıfta herkes Minhonun dayak yediğini öğrenince kene gibi yapışmıştı Minhoya. Minho da sinir krizi geçirmiş çıkıp gitmişti. Sonra gelip arkadaşlarıyla Chan'ı dövmeye çalışmışlardı.
Ben olmasaydım döveceklerdi de.
Bende bana bakan kişiye göz kırpıp öpücük attım. Bana sikitgit diyip gülerek önüne döndü.
"Ben sınıftan çıkıyım daha rahat konuşursunuz beyler?"
Bu kadın beni öldürürcek.
"Ne alaka hocam konuşmadık bile" dedi Felix itiraz ederek.
Onun yan sırasında ki siyah kısa saçlı kız esnedikten sonra konuştu."Konuştular mı? Ben duymadım hiç birşey hocam?"
"Sana soran olmadı zaten Lia"
Lia özür dileyerek başını eğince tahtaya dönüp soru açmaya devam etti.
Sabahın köründe matematik sorusu çözmekten bıktım artık. Alın beni burdan.
On, on beş dakika geçti ve ben sıkıntıdan patladım. Şu manyak karının listeden seçmesi daha da sinirimi bozuyordu.
Defteri açıp en sevdiğim aktivitemi yapmak için mavi tükenmez kalemimi elime aldım.
Göz çizmek!
Hyunjinden -eskiden- öğrendiğim kadarıyla göz çizmeye başladım. Şu kirpikleri bir türlü yapamıyorum amına koyayım. Bak yine sinirlendim.
Yapabildiğim kadar kirpikleri düzgün yapmaya çalıştıktan sonra kafamı kaldırıp inceledim. Minhonun gözüne benzedi ha?
Ya da yok oğlum bu göze benzemiyo ki Minhonunkine benzesin.
Yani minhonun gözüne. Tövbe tövbe.
Oflayarak tekrar sınıfa baktım. Niye bu kadar yavaş geçiyor bu gün amk. Zil çalsada kantine gitsem.
Gözüm sınıfta dolanırken kapının küçük penceresinde kaldı. Bana bakıyordu. Kumralımsı saçlarını yine ikiye ayırmıştı. Benim ona baktığımı farkedince afalladı. Sonra hocaya kaydı gözleri hocanın ona bakmadığını görünce tekrar bana bakıp dilini çıkardı ve nah çekti.
Gülerek başımı iki yöne sallayıp çözüme eğdikten sonra kapıyı tıklattı ve içeri girdi.
"Geç kaldığım için özür dilerim girebilir miyim?"
"Geç kalma sebebini ne Bay Lee?"
Bay Lee götüne girsin be kadın. Sanane geçsin otursun işte.
Minho burnundan nefes verip yüzünü düşürdü. "Özel sebeblerden dolayı"
Deccal karı tek kaşını kaldırıp Minhoyu süzdükten sonra konuştu. "Bir daha olursa geç kağıdı aldırtırım ona göre. Bu uyarım tüm sınıfa."
Minhoya geçmesi için başıyla onayladığında gülümseyerek sırasına bana doğru gelip sırasına oturdu. Nerden geliyor bu enerji amk?
Gerçi ben kursum olduğu için ekstra yoruluyorum. Kendimden bahsedeyim size biraz.
Ben Jisung. Bilmeyen topdur zaten. Normal bir ailede büyüyorum fakir değiliz ama Minhogil kadar zenginde değiliz. Minhonun babası şirket patronu bu arada.
Derslere pek de ilgim yok dil okuyorum. Benim ilgi alanım spor. Boks'a gidiyorum. O yüzden ölü gibiyim etrafta.
Minhoyu da spora ben alıştırdım. Antremanlarımda gelip beni izler bitince de birlikte voleybol oynardık.
Yani eskiden.
Kardeşim yok. Olsun ister miydim? Hayır. Mahalledeki çocuklar yetiyor bana.
Böyle işte. Aksiyon dolu falan da değil normal bir insanım daha ne bekliyonuz amık?
"Han Jisung!"
Anayın amı.
"Efendim hocam"
Hoca tahtayı gösterdiğinde ayağa kalkıp tahtadaki soruya baktım. O sırada tüm sınıf arkasına dönmüş bana bakıyordu. Minhoyla gözgöze gelince heyecanlandım. Ne bakıyorsun lan.
"Ben anlamadım hocam"
"Anlayıp anlamadığını sormadım. Tahtaya gelip soruyu yapmanı istiyorum haydi."
Abicim beni bi bırak.
"Hocam anlamadığım şeyin sorusunu nasıl yapayım."
Minho bakmasana oglum.
"Beş defa anlattım bu konuyu." dedi hoca sakin bir şekilde. "Beş defa!" diye bağırınca deprem oluyo sandım. Bu nası bir sestir.
"Üzgünüm" dedim bende yüzsüzce. Hoca gözlerini kapayıp üç kulhu bir elham okuduktan sonra oturabilirsin dedi.
Tam domalıp otururken Minhoyla tekrar göz göze geldik. Önüne dönüp el kaldırdığında bende nihayet götümü sandalyeme koymustum.
"Hocam ben yapabilir miyim soruyu? Jisung arkadaşımıza da anlatırım hem!" dedi iğneleyici bir şekilde. Bana baktığında yüzümü buruşturarak napıyon amk dercesine baktım.
Hoca övgüler yağdırarak Minhoyu tahtaya kaldırdığında Minhoyu soruyu okuyup sınıfa döndü. Benimle tekrar göz göze gelince gülümsedi.
"Bak Jisung arkadaşım..."
Çenemi elime yaslayarak onu dinlemeye -izlemeye- başladım. Soruyu ara sıra benle göz teması kurarak anlattığında bende onu dinledim.
"Anladın mı?"
"Anladım teşekkürler."
"Rica ederim her zaman"
Minho sırasına gelip oturduğunda da izledim onu. Biraz geçtikten sonra zilin çalmasıyla en mutlu anlarımdan birini yaşadım. Şu kadınla aynı ortamda durmak bile istemiyorum.
Herkes ayağa kalkarken elime silgimi alıp Minhonun kafasına fırtlattım hafifçe.
"Kafam delindi! Lan kurşun geldi!" diye acıyla bağırdığında gülümseyerek yerden silgimi alıp cebime koydum.
"Yanlışlıkla oldu ya. Bakıyım kafanda bişey var mı?" diye sorup saçlarını karıştırdığımda ellerini karnıma koyup ittirdi beni.
"Orospu! Kafam delindi sandım!"
"Çok mu acıdı? Öpiyim de geçsin."
"Uf Jisung" diye sızlandığında güldüm. O kafasını tutarak ayağa kalktığında yüzüne baktım.
"Yemekhaneye koşarak gidersen beş tane kaşarlı poğaçadan birini alabilirsin."
Gözlerini kocaman açıp koşarak sınıftan çıktığında arkasından güldüm.
Yemekhanede kaşarlı poğaça satılmıyordu.
-
mrbtmmbb
muxkk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eyvah tufan-minsung
Fanfictionleecatknow: ooo jisung kardesim nasilsiin takipten de cikmissin beni napiyosunn seni sevdigimden yazdim sasirma yanii hanadulset: beni mi seviyosun leecatknow: ney