Evet bu gün sizlerle ikinci kurgumdayız. ilk kitabımı yayınladığım gibi heyecanlıyım
sizleri seviyorumyine bir akşam. ve ünlü çapkın kerem dinçer. Yine aynı şekilde kızların peşinden koşmak yerine kızlar onun yanına gelirdi. ee kim keremi kaçırmak isterki.
yanıma bir kız oturdu "naber"
"tanışıyormuyuz?"
"hayır"
alt dudağımı yalladım "tanışalım o zaman"
kadın geldi ve kucağıma oturdu "bu gece senin için unutulmaz olacak Kerem Dinçer"dedi kız her kız aynı şeyi söyleri ama hiç biri hatırlanacak derecede güzel değildi. dudağıma yapıştı, ee kızı reddetmemek gerekiyor yoksa ağlar
bende ona karşılık verdim. daha sonra çektim "önden gideceğim beni takip et" sadece kafasını salladı bende ayağa kalktım. ve bir otel odasına doğru gitmeye başladım. bu gece onun için unutulmaz olacak. bunu kendime söz veriyorum kerem dinçer sözü
(Ayça bakış açısı)
şuan önümdeki yemekle bakışıyordum. "kızım yesene yoksa ben yiyeceğim ha"dedi ablam ama tam bir şero yani şerefsiz
"artık yemek istemiyorum o adamın artıklarını"
ablam olacak kız elindeki salamı salladı daha sonra ağzına attı tam bir gıcık bir tip.
"şımarık"
"hı" yüzüni bir hale soktu "ablanım ben doğru konuş"
annem elindeki tepsilerle içeri girdi. Elindeki tepsiyi masaya koydu ama onu bırakmadı elleri titriyordu. Ablamla ben hemen ayağa kalktık
Annemin omzunu okşuyordum "anne iyimisin"
"i-iyiyim çoçuklar babanız kalkıyor masayı toplamaya gideceğim"
"anne istersen ben giderim"
"hayır ayça, kızım baban beni çağırdı zaten"
kafamı salladım. "tamam anne"
(İlahi bakış açısı)
yine antepde aynı düzen geçerliydi özdemir ailesi için. özdemir ailesi geçmiş zamanlarda ünlü bir aile ken daha sonra soya geçen bir çok ağa özdemir ailesini yönetemedi buda ünlerini azalmasını sağladı ama onlara saygıda kusur etmiyordular. para geliri ise toprak satarak kazanıyordular.
masadaki tabakları götürüyordu serap hanım evin annesi bu eve sevinerek gelmişdi. babasından kurtuluyor diye ama daha beteri olmuşdu. o kadar çok pişmandı ki bunu anlatmak bile çok zordu onun için "Bırak çayı lan!" hemen elindeki çay bardağını yerine koydu daha sonra başka tabaklarını götürmeye başladı.
(Kerem dinçer bakış açısı)
"Kerem uyan kerem bey"
kaşlarını çatarak gözlerimi açtım "noluyor olum?" yeniden gözlerimi kapadım
"kerem, deden kahvaltıya inecek "
"banane"
"oğlum kalksana"
"bir uyutmadın volki"
ayağa kalktım üstüm yoktum volkan elindeki sodayı bana uzattı. içtim ama biteremedim zaten nasıl bite bilirdiki. sabah sabah "volki, ben duştayım"
"tamam, ben bekliyorum"
"sevgilin misin sen benim, aşağı in ben çıkacağım"
"keremcik ben senin sevgilin değilim ama kardeşin değilmiyim lan!"durdu " tamam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapkın
Romanceünlü çapkın kerem dinçer. dedesi artık onun çapkınlığından bıkmışdı. ve onu memleketinden bir kızla evlendirmeyi kararlaştırıyor. kerem ne kadar da karşı çıksada zorda olsa kabul ediyor. peki kızımız evlenmeye kabul edecekmi?