Bölüm 1: "Yüzleşme"

863 50 9
                                    

Restoranın loş ışıkları altında, ince bir müzik sesi duyuluyordu. Masalar düzenli bir şekilde sıralanmış, her biri beyaz örtülerle kaplanmıştı. Kapalı bir restoran... Sadece iki kişi için özel olarak ayrılmış bir akşam. O iki kişinin kim olduğunu Metehan'dan başka kimse bilmiyordu. Kendisi restoranın köşesinde sessizce oturmuş, Ömer ve Kıvılcım'ın gelişini bekliyordu. Bu akşam her şey değişecekti, bu kez onları barıştırmak için büyük bir adım atmıştı. Ama içindeki heyecanla karışık korku, gözlerinden okunuyordu.

Ömer, oğlu Metehan'ın ısrarı üzerine, ağır adımlarla restorana doğru yürüyordu. Gözlerinde o yorgun ifade vardı, son zamanlarda alıştığı bir his. Kıvılcım'la son kavgalarından sonra, hiçbir şey eskisi gibi değildi. Oysa her şey ne kadar güzel başlamıştı. Şimdi ise arasındaki buzların asla eriyemeyeceğini düşündüğü bir noktadaydı. Metehan'ın "Baba oğul yemek mi yesek ya, olaylardan sonra hiç konuşamadık." dediği anı hatırladı. Her zamanki gibi Metehan'ın bu tatlı teklifini geri çevirememişti. Yine de içinde bir huzursuzluk vardı..

Kıvılcım ise bu akşam için şüphe doluydu. Metehan onu arayıp, buluşmak istediğinde, işlerin yolunda gitmeyeceğini hissetmişti. Metehan'ın babasının yanında olduğunu düşünmüş, bu buluşmanın arkasında daha derin bir plan olduğunu sezmişti. Yine de, oğlunun isteğini geri çevirememişti. Ömer ile son kavgalarından sonra, içi kırgınlıkla dolup taşmıştı. Hem seviyor hem de ondan nefret ediyordu. Duygularının böylesine karışık olması, ona nefes almayı bile zorlaştırıyordu. Hele ki, Ömer'in ondan aylardır sakladığı gerçeği öğrendiğinde... O geceki aile yemeğinde, herkesin gözleri önünde, kalbinde yankılanan o acı gerçeği duymuştu. Ömer'in geçmişte başka bir kadınla birlikte olduğunu... Üstelik o dönemde ayrılar olsalar bile, bunu bilmek ona inanılmaz ağır gelmişti. Her şey yıkılmıştı. Onca zamanın ardından bu sırrın ortaya çıkışı, Kıvılcım'ı paramparça etmişti. Şimdi ise Metehan'ın davetiyle bu restoranın önünde duruyor, içeri girmeye hazırlanıyordu.

Restorana ilk gelen Kıvılcım oldu. İçeri adımını atar atmaz, sessizlikle karşılandı. Gözlerini restoranın loş ışıklarına ve masaların düzenine gezdirdi. Etrafında bir tek çalışan bile yoktu. Her şey çok sakin, çok düzgün, ama bir o kadar da yapaydı. Sanki bu akşam onun için sahnelenmiş bir tiyatro oyunundaydı. Tam bu düşünceleri aklında kurarken, kapı açıldı ve Ömer içeri girdi. Onu gördüğü anda, Kıvılcım'ın yüzü anında sertleşti. Kalbi hızla çarpmaya başladı, gözlerindeki öfkeyi saklayamıyordu.

Ömer de onu görür görmez durakladı. İçini bir suçluluk duygusu sardı, bakışları yere düştü. Yine de, derin bir nefes alarak yanına doğru ilerledi. Oğullarının ikisini de aynı yere çağırdığını hemen anlamıştı. Metehan'ın böyle bir plan yapmış olabileceğini düşünmüştü, ama şimdi bunu yüz yüze kabul etmek zorundaydı. Masanın etrafında bir sessizlik hakim oldu. İkisi de önce birbirine bakmadı, gözlerini kaçırdılar. O an, her iki taraf da ne diyeceğini bilmiyordu. Kelimeler boğazlarında düğümlenmişti.

Kıvılcım, sessizliği daha fazla dayanamayarak bozdu. "Ne bu! Dalga mı geçiyorsun benimle!" diye sordu, sesi öfke doluydu. Gözleri Ömer'e dikildi.

Ömer, başını hafifçe sallayarak kabul etti. "Kıvılcım, benim de haberim yoktu gerçekten, Metehan ayarlamış her şeyi," dedi, sesi kısık ve suçluluk doluydu.

Ama bu sözler Kıvılcım'ı sakinleştirmedi. İçindeki öfke giderek büyüyordu. "Metehan ayarlamış, ha? Sanki sen hiçbir şey bilmiyormuşsun gibi! Her şeyin arkasında sen varsın Ömer!" dedi, ses tonu titriyordu. Ömer'in bu açıklaması ona yeterli gelmiyordu. İçindeki kırgınlık bir türlü yatışmıyordu.

"Bak, ben sadece... sadece bu kadarını hak etmiyorum. Ben ne yaptıysam, sen de aynısını yaptın," dedi Ömer, biraz daha kendini toparlayarak. "İkimiz de hatalar yaptık."

KıvMer One Shots Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin