1

83 6 48
                                    

Saliha Şahin kendi halinde takılan bi kızdı. Kimseye bi zararı olmazdı ama tüm belalar bi şekilde onu buluyordu. Güneş üniversitesine geldiği ilk günden beri zorbalığa uğruyordu. Kimsede sesini çıkaramıyordu onu korumak için. Saliha onlar gibi öyle varlıklı ailelerden değildi. Birileride bunu kullanıp ona yapmadıkları ve yaptırmadıkları şeyler kalmadı. Bıkmıştı. Yorulmuştu. Ama istediği gibi bırakıpta gidemiyordu maalesef. Onun arkasında onu her koşulda destekleyecek bi ailesi yoktu çünkü. Bide zorla kazanmıştı aldığı bursu şimdide elinin tersiyle itecek değildi ya...

Saliha kaldığı yurtta okul için hazırlanıyordu. Alarmı çalmamıştı geç kalacaktı. Oda arkadaşı yoktu. Bundan memnundu aslında. Ya zorba biri olsaydı? Kolejde zaten rahat bırakmıyorlardı bu yüzden Saliha'nın yurtta yalnız kalması ona birazda olsa iyi geliyordu.

Bisikletini koleje doğru hızlıca sürüyordu. Çok geç kalmıştı. Işıklarda durdu. Arabalar için kırmızı kendisi içinde yeşil yanmasını bekliyordu. Yeşil yanınca stresten soluna bakmadan sürmeye başladığı gibi korna sesinin gelmesi bir oldu. Araba daha çarpmadan kendisi dengesini kaybedip düştü. Ayağını fena halde yaralamıştı.

Yerde acılar içinde kıvranırken sürücü arbasından fırlayıp Saliha'ya iyi midir diye sormadan bağırmaya ve onu suçlamaya başladı.

Saliha yanlış bişi yapmadığını biliyordu ama yinede cevap veremiyordu. Gözleri dolmuştu.
Tam sürücüden özür dileyecekken arabanın yanındaki motordan biri inip sürücüyü itti. Kask yüzünden yüzünü goremesede bu kişinin kadın olduğundan emindi...

"Kıza bağırma. Hatalı olan sendin" dedi kadın sakin kalmaya çalışarak.

Adam kadının üzerine yürüdü.

"Sen kim oluyosunda buna karar veriyorsun orspu" diye saydırmaya başladı.  Saldıracakken kadın boyu ondan kısa olan adamı kolayca bi kolundan tuttu ve ters çevirip arabaya yasladı.

Kadın adamın kulağına bişiler fısıldadığında adamın yüzü bembeyaz oldu. Korktuğu belliydi. Adam kafasını salladığında kadın geri çekildi.

Adam hızla Saliha'ya yaklaşıp "Özür dilerim hanımefendi size bağırmamam gerekirdi bu benim hatamdı" diyip bişiler gevelemeye başladı. Saliha ağzı açık bi şekilde olanları kavramaya çalışıyordu. Bu kadın kimdi ve o adama ne söyledide bu kadar tırstı?

"Önemli değil" diyip burukça gülümsedi. Adam rahatlayıp kadına başıyla selam verip arabasına geçtiğinde kadın kaskını çıkarıp Saliha'nın önünde eğildi. Saliha onun kim olduğunu görünce şok oldu. Bu kadını tanıyordu. Daha doğrusu herkes tanıyordu. Zehra Güneş. Güneş holdingin sahibinin kızı ve yakında babasının yerine geçecek kişi...

"Iyi misin?" diye sordu Zehra. Sesi soğuktu. Saliha'nın ise dili tutulmuştu. Zehra'nın yeşil gözlerine dalıp gitmişti çoktan.

Zehra bakışlardan rahatsız olup yerinde kıvrandı. "Doktora görünmeye ihtiyacın var mı istersen götürebilirim?" diye bi soru yöneltti Saliha'ya yine. Biraz daha yumuşak sordu bu defa. Karşısında duran kızı tedirgin etmek istemiyordu.

Saliha kendine geldiği gibi başını hayır anlamında salladı. Gerek yoktu. Alt tarafı korkudan dengesini kaybedip yere çakılmıştı. Ayağı biraz sızlıyordu ama idare ederdi. Bisikletine baktı eski olduģu için zarar görmüştü tabii. Bi süre okula yayan gidip gelicekti. Bisikleti yaptırmak için para toplayana kadar...

Zehra onun nereye baktığını fark edince uzatmadan "Tamam o zaman. Bari gel seni gideceğin yere bırakayım. Bisikletinide aldırıp evine bıraktırırım merak etme" diyip ayağa kalktı ve Saliha'ya elini uzattı. Saliha eline bakıp durdu. Kafasını sağa sola sallayıp onun elini tutmadan kendi ayağa kalkmaya çalıştı. Ayağa kalktığı gibi ağzından acı bi inleme çıktı.

belki mutlu olabiliriz?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin