Zehra arabayı sürerken arada bi Saliha'yı kontrol ediyodu. Arabaya bindiklerinden beri hiç konuşmamıştı. Zehra onun sesini duymak istiyordu ama neyden bahsedip bi konuşma başlatacağınıda hiç bilmiyordu.
Yurdun bulunduğu yere geldiklerinde Zehra "Geldik" dedi. Arabadan inip Saliha'ya yardım etti. Hala bişi dememişti. Acaba Zehra bugün biraz ileri mi gitmişti?
Saliha kapıya yaklaştıklarında Zehra'ya döndü. Zehra etrafı çatık kaşlarla inceliyordu. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Bana bugünkü yardımların için teşekkür ederim. Ama artık gitmen gerek" dedi. Zehra'nın buralarda görünmesi pek uygun karşılanmazdı. Koskoca Zehra'nın ne işi vardı bu çöplükte değil mi?
Zehra gözlerini Saliha'ya çevirdi. Başını sallayıp "Rica ederim." dedi. Daha fazla rahatsız etmek istemiyordu Saliha'yı. Çünkü Saliha'nın ona karşı davranışlarına bakılırsa onu pek sevdiği söylenemezdi. Ama Zehra vazgeçmeyecekti. Sadece şimdilik biraz ara verecekti.
"Yarın beraber bir şeyler yapalım mı?" diye sordu bi umutla. Biraz hızlıydı biliyordu bunu Zehra ama şansını denemek istedi.
Bu sefer kaşlarını çatan Saliha oldu. Zehra ondan ne istiyordu? Amacı arkadaş olmak değil herhalde. Hande'yle arkadaş olduğuna göre her şeyi bekleyebilirdi ondan. Ama bi yandanda güvenmek istiyordu. Hoşlandığı kişiye güvenememek ne garipti değil mi...
"Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama benden uzak dur Zehra Güneş. Tamam bana yardım ettin teşekkürler ama o kadar. Umarım bir gün ben de sana bir şekilde yardım edebilirim ve ödeşiriz." dediğinde Zehra'nın yüzünün düştüğünü gördü ama ona cevap şansı tanımadan hızlıca içeri geçti. Zehra ise hayalkırıklığına uğramış bi şekilde girdiği kapıya bakıyordu. Işi zordu ama karar verdiği gibi ondan vazgeçmeyecekti. Bi kadın ilk defa ilgisini çekmişti. Bırakmazdı. Bırakamazdı...
Arabaya binip hızlıca sürmeye başladı Zehra arkasında son anda kapıdan geri çıkmış pişman bi şekilde arabanın gözden kayboluşunu izleyen birini bıraktığını fark etmeden...
.
.
.Zehra ailesinin evine gitmek yerine kendi evine gitmişti. Eline viskisini alıp havuzun başına oturdu. Derin düşüncelere dalmıştı. Saliha'yı düşünüyordu. Daha bugün tanıştığı kız neden onu bu kadar etkiliyordu?
Zehra onun güven probleminin olduğunun farkındaydı. Yaralı ürkek bir kuş gibiydi. Neler yaşamıştıda gencecik kız kalın duvarlar örmüştü etrafına. Zehra onu kolları arasına alıp herkesten korumak istiyordu. Ona düşündüğünden daha fazlası olduğunu göstermek istiyordu.
Zehra gözlerini kapattı. Önüne Saliha'nın yüzü geldi. Gülümsedi. Kalbi hızla atmaya başladı. Bi elini tam kalbinin üzerine koydu. Gülümsemesi daha da büyüdü. Aşık oluyordu. Korkması gereken yerde Zehra mutluydu. Saliha ne kadar Zehra'yı uğraştırırsa uğraştırsın asla vazgeçmeyecekti. Emindi Saliha bir gün onun olacaktı.
.
.
.Saliha ise yurtta masasına oturmuş derslerini gözden geçiriyordu. Işini sağlama alanlardandı. Şansa bırakacak bi lüksüde yoktu zaten...
Aklına bi an Zehra geldi. Hayallerinde yaşayan Zehra'yla bugün tanışmıştı. Tanışmakla kalmayıp olması gerekenden fazla yakınlaşmışlardı. Ama buna bi son vermesi gerekiyordu ve verdi. Zehra hayallerinde yaşasa daha iyiydi onun için her ne kadar sabah bi an pişman olup Zehra'nın teklifini kabul etmek istemiş olsada...
Saliha'nın insanların saçma sapan oyunlarına vakti yoktu. Zaten başında yeterince dert vardı bide gereksiz bi hoşlantıyla uğraşamazdı. Özellikle Hande'nin Zehra'ya olan bakışlarını görmüştü. Zehra Hande varken niye ona baksınki? Ailesi yok, geçinmek için kafede gününü gün ediyor üniversitedeki herkes ondan nefret ediyor bi arkadaşı bile yok. Kendisinde sevdiği bi özellikte yok Saliha'nın. Hande ise tam tersiydi...