otuz dört

3.2K 460 50
                                    









merhabaa











merhabaa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
















Üç yıl önce yeniden birlikte olabileceklerini düşünmezdi, Taehyung. Ya da evlendikleri zaman ayrılacaklarını.

Asla ayrılmayız'dan asla birlikte olmayız'a...

Buna kaderin oyunu denebilirdi ama tamemen kader denemezdi. -Elbet bir pay vardı.- En çok onların istekleri ve çabaları bugüne getirmişti onları.

Kader, seçim hakkı sunuyordu sadece.

Jungkook ve Taehyung'ta çoktan seçimlerini yapmışlardı. Yeniden birlikte olmak için çabalamışlar, bugüne gelebilmişlerdi.

Taehyung, gergindi fazlasıyla. Yaptığı seçimle birlikte çabaları sayesinde yeniden Jungkook'la birlikte olacak, uzun zaman sonra hislerini söyleyecekti ona.

Normalde spontane bir şekilde konuşmak istiyordu ama Jungkook'u bekletmek, işleri daha uzatmak da istemiyordu. Bu yüzden ayrı oldukları bu gecede bir anda bir adım atmıştı. Şimdi de yanına gelmek üzere olan alfayı bekliyordu.

Planı sabah konuşmaktı tabii. Böylelikle gece konuşması için bir planlama yapabilir, birkaç güzel cümleyi kafasında toparlayabilirdi.

Ama Jungkook'a bir adım atmak onun on adım gelmesi demekti.

Ve bu adımların asla geri dönüşü yoktu.

Oturma odasında gerginlikle otururken aklından bir kelime bile geçmiyordu. Bu durum onu daha çok gerse de Jungkook'un bunu sorun etmeyeceğinin de bilincindeydi. O, yarım kalan cümlelerini tamamlar ya da öperek anı kurtaracak türden biriydi.

Duvardaki saate baktığında saat'in çoktan üçü geçtiğini görmüştü omega. Jungkook'un yaklaşmış olması gerekiyordu ve bu Taehyung'un karnın kasılmasına, kalbinin deli gibi atmasına neden olmaya yetiyordu.

Sanki üniversite yıllarındaydılar ve ilk kez biriyle görüşecekmiş gibi saf, çocuksu bir heycan içindeydi.

Jungkook, omega'nın evinden çıktığı gibi telefondan bir taksiyi aramıştı. -Bu saatte yolda bulmak zor olurdu ve bekleyecek sabrı da yoktu.-
Beş-altı dakika içinde gelen taksiye bindiği gibi gidilecek konumu söylemişti sürücüye.

İçindeki mutluluk gözlerine yansımış parıl parıl parlarken dudaklarında hafif bir gülümseme vardı. İçi içine sığmıyordu. Sonunda sevdiği adamla yeniden birlikte olacaktı. Yarım kalan hayatları daha güzel ve ilerleyen zamanda daha kalabalık bir şekilde devam edecekti.

Taksi evin önünde durduğunda ücretini ödeyip hemen arabadan inmiş, hızlı adımlarla evinin önüne geldiğinde ise cebinden çıkardığı anahatarıyla açmıştı kapıyı.

colors, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin