Seyran gidince arkasından uzunca bakakalmıştı ferit. Seyran, ferit'in nefesiydi. Seyran yoksa ferit bir hiçti, umutsuzdu. Daha birkaç saat önce seyran'ın ışığı ile aydınlanan yalı, seyran'ın gidişiyle renklerini kaybetmişti. Kasvet çökmüştü yalıya seyran buradan giderken renkleride götürmüştü ardından.
Ruhsuz gibiydi ferit, ruhu gitmişti. Savsak adımlar ile yalıya girdi. Kapıyı açmasıyla latif efendiyi görmesi bir olmuştu.
"Küçük beyim, ağam sizi odasına çağırıyor." Başını salladı ferit. Muhtemelen dedesi yine azarlayacaktı. Ama umrunda değildi.
"Birazdan geli-" ferit'in konuşması bitmeden latif konuşmuştu.
"Hemen dedi ağam." Latif son sözünü söylemiş ve merdivenlerden çıkmıştı eliyle yüzünü sıvazladı ferit. Şu an karısıyla olması gerekirken değildi. Seyran'ı gitmişti...
Odaya girdiğinde boğuluyor gibi hissetti. Küçüklüğünden beri bu oda ferit'e yalının en boğucu ve huzursuz odası gibi hissetiriyordu. Halis ağa, odaya giren torununu inceledi. Ağlamaktan gözleri kızarmış, omuzları çökmüştü. Öfkeyle iç geçirdi. Ne hakla ağlardı ki? Tüm bu olanlar onun aptallığı yüzündendi. Bir işi becerememişti.
"Keşke dedim bugün... Keşke bu kulaklarım sağır olsaydı da bana emanet edilen kişiden böyle şeyler duymasaydım. Utancımdan bir şey söyleyemedim. Söyleyemem ki zaten bizim rezil köpek yine bir işi beceremedi. Seyran'ı koruyamadım ben, ne senden koruyabildim ne de senin ahlaksızlıklarından."
"Dede, ben seyran'ı çok seviyorum onsuz yapamam. Lütfen-" bıçak gibi kesmişti ferit'in sözünü halis ağa.
"Kes sesini! Gelmişsin karşımda çocuk gibi zırlıyorsun. Sevmişmiş! Bu rezillik nasıl kapanacak ferit." Elleriyle feritin yakasını kavradı halis ağa.
"Karını aldatmışsın rezil herif! Birde utanmadan hala onu seviyorum, onsuz yapamam diyorsun."
"Ben istemedim dede! Ben bir şey yapmadım benim bir suçum yok ki." Acıyan gözlerle torununa baktı.
"Hatayı en baştan biz yaptık zaten. Senin gibi ahlaksız, her türlü pislikte adı geçen birine tuttuk en temiz kızı seçtik. Sen hiçbir şeyi haketmiyorsun." Derin bir nefes alarak devam etti.
"Tez zamanda seyran'dan boşanacaksın. Senin gibi rezil birine o kız fazla hazır kararınıda vermiş seni terk etmişken bu işi çözüme kavuşturmak gerekir." Pişmanlıkla yere çöktü ferit. Hayır diyerek mırıldanmaya başladı.
"Hayır dede! Boşanmayacağım. Ne dersen de ama bunu deme bana. Ben istemedim dede. Siz gittiniz antep'e bana evleneceksin dediniz. Tamam dedim, boşanacaksın dediniz sesim çıkmadı ama bu sefer sizin dediğinizi yapmayacağım."
"Sen bunu istedin ferit. Yaptıkların ile bunu seçtin."
***
Dedesiyle konuşmasından sonra odasına çıkmıştı ferit.
Evin içinde evsiz hissetmek.
Bak, bazı hislerin bazen bu kadar acımasına ne yaparsa yapsın halledemiyor insan. Orayı ev gibi hissetiren bir insandır ve o gidince orası renklerini kaybediyor.
Daha sabah gülüşerek oturdukları oda seyran'ın gidişiyle renkleri solmuştu. Dağılan kıyafetlere göz gezdirdi ferit.
Yere çöktü, eline seyran'ın kırmızı elbisesini aldı içine çekerek kokladı hala seyran'ı kokuyordu.
İçine düşen pişmanlık hissi ile yakasını çekiştirdi boğuluyordu sanki tüm yaptıkları yakasına yapışmıştı.
-------
Bu ayrılık sürecinde halis ağa seyran'ı destekleyecek gibi görünüyor ne düşünüyorsunuz???
Ben o zamanlarda halis ağa ve seyran'ın çok farklı işlenmesini isterdim ne yazık ki olmadı. Bu kurguyu kurgularken de hep acaba başka bir halis ağa olsaydı diye düşünüyordum. Mesela torununun hatalarından ders çıkarmasını isteyen bu süreçte de ona emanet olan seyranı koruyup kollamasını... ama biz aksine bencil ve egoist bir halis ağa izlemiştik. Sevdiği kadının yeğenini yani ona emanet olan seyranı korumaması çok içimde kalmıştı merak etmeyin burası diziden çok farklı olacak :))
Gelen vote ve yorum sayısı bölümü erken atmama sebep oluyor bilesinizz.
Yıldızlara basmayı ve yorum yazmayı unutmayın yeni bölümde görüşmek üzere <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İltimas|SEYFER
FanfictionGözlerin.. gözlerin, iki göl gibi öyle derin ki, Korkuyorum içine dalmaktan.. Bir daha nefes alamamaktan Ve gülüşün öyle kıskandırır ki güneşi. Bulutların ardından, çıkmak istemez sanki. Güneş bile kıskanır, parlayamaz senin gibi Baktım gülüşünden g...
