günlerden çarşambaydı, yeonjun ve beomgyu yine öğlen beraber yemek yemeye gitmişlerdi. ve yine tabii ki woonhyun ile karşılaşmışlardı. ikiside görmezden gelmenin iyi olacağını düşünerek uzak bir yere oturmuş yemeklerini yemeye başlamışlardı. muhabbet ediyorlardı, beomgyu heycanlı heycanlı modellikle ilgili bir şeyler anlatıyordu yeonjun'da sevdiği çocuğu kulaklarını açmış dinliyordu.
o sırada woonhyun elinde ağzı açık bir sütle yanlarından geçerken sanki takılmış gibi yaparak sütü beomgyunun üstüne doğru dökmüştü. üstündeki tüm tişört süt olmuş beomgyu sinirle bağırarak ayağa kalkmış "napıyorsun gerizekalı!"
demişti.
yeonjun gördüğü şeyle sinirle kalkıp woonhyun'u omuzlarından itmiş "naptığını zannediyorsun sen?"
demişti. woonhyun açıklama yapmaya çalışıp "ay pardon, ayağım takıldı. bilerek yapmadım."
demiş o sırada beomgyu peçeteyle üstünü silmeye çalışıyordu. yeonjun sinirle tekrardan omuzlarından sertçe itmiş "aptal, gördüm bilerek yaptığını. salak mı zannediyorsun sen bizi. uzak dur beomgyu'dan. senin derdin benimle! şimdi gidiyorum ama sonra bunun hesabını verip özür dileyeceksin." demişti. beomgyu'ya dönüp kendi çantası ve beomgyu'nunkini almış sonra elinden tutup yemekhaneden çıkartmıştı. dans öğrencilerine olan özel soyunma odalarına geldiklerinde dolabından şampuan ve temiz havlusunu çıkartıp "beomgyu, sen duşa gir ben sana yeni kıyafetlerimden vericem. yedekte duruyo cok fazla terlediğimiz için." demişti.
beomgyunun itiraz etme gibi bir şansı yoktu, çünkü süt kokmak istemiyordu, elindekileri aldı ve duşlardan birine girip üstündekileri çıkarttıktan sonra yıkanmıştı.
kısa süre sonra ıslak saçlarıyla beraber yeonjun'un yanına gelmişti. yeonjun gördüğü görüntüyle beraber dışarıdan duyulabilir şekilde yutkunmuş elindeki kıyafetleri beomgyu'a uzatmıştı. beomgyu teşekkür edip kabinlerden birine geçip üstünü giymiş ve çıkmıştı. elindeki havluyu tekrar yeonjuna uzattığında yeonjun havluyu almış beomgyu'u oturtup havluyla saçlarını kurulamaya başlamıştı. ıslaklığını alınca kurutma makinesini fişe takmış beomgyu'nun saçlarını kurutmaya başlamıştı. beomgyu'nun çıtı çıkmıyordu yeonjun'da sevdiği çocuğun saçlarıyla ilgileniyordu.
saç kurutma makinesini kapattıktan sonra yanına oturup "özür dilerim beomgyu." demişti yeonjun.
"önemli değil, sen bir şey yapmadın."
"benim yüzümden sana sataştı. artık bitirelim bu oyunu. sana zarar gelicek hicbir yerde bulunamam ben." bunu söylerken gerçekten üzülmüştü ama çok içten söylemişti, gerçektende eğer beomgyu zarar görücekse oyunu bırakabilirdi.
beomgyu elini yeonjun'un bacağına koyup gülümseyerek "sorun yok, kendini kötü hissetme. beni buna zorla sürüklemedin, kendi tercihimdi. ayrıca bir sorun olduğunda yanımda oluyorsun. bak hemen hallettin bu sorunu. birdaha yapacağını düşünmüyorum, sen sinirlenince üzüldü çünkü suratı düştü."
"düşsün, aptal ya. o kadar sinir oldum ki. çocuk muyuz biz? yaptığı harekete bak."
"boşverelim onu, hem dersin yok muydu senin öyle demiştin."
"evet seninde vardı, geç kalmayalım. bu arada kirli kıyafetlerini aldım dolaba koydum ben yıkayıp sana getiricem."
"hayır yeonjun, gerek yok."
"itiraz etme lütfen. ben halledicem. hadi gidelim."
yeonjun beomgyu'nun bir şey demesine izin vermeden onu çekiştirerek oradan çıkartmış daha sonra beomgyu'u dersinin olduğu sınıfa bırakıp kendiside dersine gitmişti.
2 saat sonunda ikilininde dersleri bitmiş daha sonra beomgyu yeonjuna gelmesi gereken yeri söylemiş orada buluşmuşlardı.
bir resim odasıydı, bir sürü rengarenk boyalar, çeşitli fırçalar ve duvara asılmış resimler vardı. yeonjun etrafı incelerken beomgyu'da eşyalarını çıkartıp ortamı hazırlıyordu. kendi oturduğu yeri ayarladıktan sonra görebileceği şekilde tabureyi yerleştirip yeonjun'a seslenmişti. yeonjun gerçekten dediği gibi mavi kot ve beyaz tişört giymişti e tabi soğuk olduğu için cekette giymişti. ceketini çıkartıp masaya koyduktan sonra tabureye oturmuş gülümseyip "ne yapmam gerek?" demişti.
beomgyu yeonjunun yanına gidip "öncelikle tişörtünü çıkart." demişti.
yeonjun dediği gibi yaptı, tişörtünü çıkartıp ceketinin yanına koydu. ortamdaki soğukluk yeonjun'un tenine değerken beomgyu yeonjun'un ister istemez vücudunu süzmüş daha sonra dudaklarını ısırarak kendi yerine geçmişti.
"yeonjun, bir ayağın taburede bir ayağın yerde, ellerini tabureye arkana yaslayacaksın kafanıda havaya kaldırıp geride tutmanı istiyorum. en azından ben taslağı çizene kadar öyle durabilirsen sonrasında öyle durmana gerek kalmaz. bir de hafif yan durman gerek."
yeonjun gülümseyerek kafasını sallamış ve dediklerini yapmıştı.
boynu şimdiden ağrıyordu ama beomgyu için her şeyi yapardı.
yaklaşık 1 saat geçtikten sonra beomgyu taslağı bitirmiş hemen yeonjun'a "yeonjun taslağı bitirdim! teşekkür ederim 1 saat boyu seni öylece beklettim."
demişti. yeonjun ise oturduğu yerde düzelerek ağrıyan boynunu oynatıp rahatlamaya çalışıyordu. elleri uyuşmuştu aynı şekilde boynuda çok ağrımıştı.
"beomgyu önemli değil!! modellerin ne kadar zor bir işi olduğunu öğrendim sayende. gerçekten saygı duydum." gülmüştü bunları söylerken, aynı anda beomgyu'da güldürmüştü. yeonjun o sırada artık üşüdüğü için tişörtünü ve ceketini giymiş daha sonra beomgyu'a dönüp "bugün doğru düzgün yemek yiyemedik sen resmini bitirdikten sonra gidip yemek yiyelim mi?" demişti. beomgyu ise gülümseyerek "resmin yarısı bitti zaten, detaylandırmam gerek sadece. istersen eşyalarımı toplayayım şimdi çıkalım."
"olur! yardım edeyim sana."
yeonjun'da beomgyu'ya yardım etmiş çizdiği taslağıda bir yandan överken üniversitelerinden çıkmışlardı. ikili gidip güzel bir yemek yedikten sonra zorda olsa yeonjun sevdiğinden ayrılıp evlere dağılmışlardı. yeonjun yine tabii ki ısrar etmiş ve evine bırakmak istemişti ama beomgyu yeonjun'un yorulduğu için eve gitmesini istemişti. beomgyu'nun dediği oldu ve herkes evlerine dağıldı.
beomgyu uzun süredir böyle dolu dolu bir gün geçirmemişti. sinir bozucu başlasada güzel bitmişti. beomgyu mutluydu , aynı yeonjun'un beomgyu'nun yanında mutlu olduğu gibi.
SELAMM
umarim guzel yazabilmisimdir begenmissinizdir 🥹🥹 yeonjunu soyduk bu bolum hadi bakalim 🤭🤭
gorusuruz oy vermeyi unutmayin!! kendinize cici bakin!!🎀🩵
