Lee Know (Husband)

İşkencenin başladığı gün...

Soğuk ve mesafeli kocası Lee Know ile görücü usulü bir evlilik içerisinde olan Yuna, ona davranış tarzından dolayı ondan nefret ediyordu, en azından bir parça duygu göstermesini sağlamaya çalışıyordu ama o aynı kalıyordu. Onun soğukluğundan bıktı ve bu akşam yemeğini zehirlemeye karar verdi. İşten eve her zamanki gibi sessiz ve duygusuz bir şekilde geldi Lee Know, Yuna genişçe gülümsüyordu, tatlı bir şekilde ona zehirli  şarap ikram ediyor, bunu yaparken de bir bardak dolduruyordu. Lee Know bardağı alıp kokladı ve Yuna'ya şüpheli bir bakış attı ama  Yuna ona omuz silkip ve daha da geniş bir şekilde sırıttı.

Lee Know; Yavaşça bir yudum alıyor, anında zehrin tadını alıyor, kaşlarını çatarak bardağı öfkeyle tezgaha koyuyor. Yuna'ya daha tepki veremeden, çenesini yakalayıp onu bir öpücüğe doğru çekiyor ve zehri onun ağzına yayıyordu.
Yuna Lee Know'un ani hareketine çok şaşırmıştı, böyle olacağını hiç düşünmemişti... Geri çekilmeye çalışmış onu itmeye çalışmıştı. Zehri tükürmeye çalışıyordu ama Lee Know geri çekilmiyordu , Lee Know Yuna'nın çenesindeki tutuşunu sıkılaştırdı öpücüğü derinleştirdi, onu kendisi için olan zehrin tadına bakmaya zorladı. Onun dili Yuna'nınki ağzında dans ediyordu. Yuna  ağzında yayılan zehirin metalik hissini hissedebiliyordu ve bu onu daha da korkutuyordu. Güçsüz bir şekilde onu itmeye çalışıyordu zehri yutmayı reddediyordu. Lee Know ise onu sıkıca yerinde tuttu, serbest kalmasına izin vermedi, onu acımasız bir yoğunlukla öpmeye devam ederken tutuşu çenesinde sıkılır. Dili ağzını istila eder, zehirle karışır ve onu zehiri yutmaya zorlar. Yuna onu itmeye çalışıyordu ama Lee Know onu sıkıca yerinde tutuyordu, Yuna hala zehiri içmeyi reddediyordu, kusacak gibi hissediyordu...
Lee Know onu öpmeye devam ediyor, zehri yutmadığını fark ettikçe eylemleri daha da umutsuzlaşıyordu. Parmakları onun narin cildine girdi, dudakları onunkileri asla terk etmedi.Yuna ise acıdan yüzünü buruşturdu hala zehiri yutmamaya çalışıyordu,
elleri onu itmeye çalışıyor ama Lee Know yerinden kıpırdamıyordu bile...

Lee Know aniden geri çekildi, tehlikeli bir yoğunlukla Yuna'ya  bakarken yüzü öfkeyle büküldü.

"Yut şunu, seni aptal küçük kaltak. Yoksa seni pişman ederim."
Yuna Lee Know ondan çekilince zehiri yere tükürdü nefesizlikten öksürüyordu
Lee Know Yuna zehiri tükürdüğünde inançsızlıkla izledi onun itaat edeceğini düşünüyordu... Sinirlenmişti. Tereddüt etmeden bir elini kaldırır ve onun yüzüne geçirir, kuvvet sesli bir çatlamayla Yuna'nın başını geriye doğru iter. Yuna anı tokat ile geriye doğru tökezledi elini yanağına koydu ondan korkmaya başlamıştı...korkuyla yutkunup ona baktı.

"Seni uyarmıştım, seni küçük sürtük. Bana karşı gelirsen ne olacağı konusunda seni uyarmıştım."

Lee Know;
Yuna'nın çenesini tutuyor, yüzünü ona bakmaya zorluyordu. Ona verdiği şarap bardağını eliyle gösterdi. 

"Şimdi o zehri yut yoksa gün ışığını bir daha görmeyeceğinden emin olacağım."

Yuna korkuyla başını 'hayır' anlamında salladı, elleriyle çenesindeki elini itmeye çalıştı. Lee Know Yuna'nın çenesini sıkıyor, parmaklarını etine kazıyordu. Diğer eli onun  saçına yumruk attı ve Yuna'nın yüzünü acıyla buruşturmasına neden oldu.

Lee:"O zehri yutacaksın, yoksa mümkün olduğunu düşündüğünden daha fazla acı çekmeni sağlayacağım."

Yuna tekrar başını iki yana salladı, o zehri yutmak istemiyordu çünkü eğer içerse öleceğini biliyordu...

Lee Know Yuna başını sallayıp tekrar onu reddedince gözleri uğursuz bir ışıkla parlıyor, Yuna'nın çenesini tutuyor ve saçları acı noktasına kadar sıkıyor.