12.

29 4 11
                                    

Selaaammm

Başlama saati; 5.30

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Dylan ile uzun bir alışveriş sonrasında deniz kenarında ki bir restorana gelmiştik. İkimizde bonfile, püre ve şarap söylemiş, siparişlerimizi beklerken karşılıklı sohbet etmiştik.

-"Buradan sonra sahile gidelim mi? Deniz güzel görünüyor"

Bakışları dışarıya döndüğünde kararsızca bakındıktan sonra tekrardan bana dönmüştü

-"Tabi olur"

-"Pek istiyor gibi görünmüyorsun"

-"Sadece hava serinledi üşür müsün diye düşündüm"

Kurduğu cümle beni gülümsetmeye yetmişti. Beni düşünmesi ve herkesten farklıymışım gibi davranması hoşuma gidiyordu.

-"Sorun yok üşümem"

Başını salladığı sırada siparişlerimiz gelmişti. İlk parçayı aldığımda gülümsemiştim, gerçekten lezizdi. Benden hemen sonra o da ağzına bir parça atmıştı. Neden her seferinde benden sonra başlıyordu?

-"Neden sürekli benden sonra başlıyorsun?"

-"Bu bir adap kuralıdır. Bir hanımefendi ile yemeğe çıktığında önce onun bir lokma almasını beklersin daha sonra ise kendin yersin"

Kaşlarım çatıldığında anlamsızca bana bakmıştı.

-"İyi de ben kadın değilim ki"

-"Ama çekiniksin"

-"Nasıl yani?"

Şarabından bir yudum aldıktan sonra tekrardan dudaklarını aralamıştı.

-"Bir ilişkimiz olsaydı eğer aktif taraf ben olurdum sende muhtemelen pasif olurdun bu yüzden adap kuralını biraz bize göre uyarladım."

Boğazımı temizlercesine bir ses çıkarttıktan sonra yemeğimi yemeye devam etmiştim. Buraya kadar düşünmüş müydü?

-"İnce düşünceli olduğunu düşünmemiştim"

-"Biliyorum, pek belli olmuyor"

Beni onayladığında gülümsemiştim. İkimizde yemeklerimizi sessizce bitirmiş, daha sonra hesabı ödeyip masadan kalkmıştık. Sahile yürürken de tek bir kelime etmemiştik.

Denize yakın bir yere oturduğumuzda kalbim güm güm ediyordu. Başımı ondan tarafa çevirdiğim de Ay'ı ve Deniz'i seyrettiğini görmüş, parlayan gözlerine, gülümseyen dudaklarına dalıp gitmiştim. Onu izlediğimi hissedercesine bana döndüğünde göz göze gelmiştik.

Kuruyan dudaklarımı dilimle yalayarak ıslatmış, ona biraz daha yaklaşmıştım.

-"Benden ne zaman hoşlanmaya başladın Dylan?"

Bunu sormamı beklemediği şaşkın yüz ifadesinden belli oluyordu.

-"Birinci sınıfta sana ilk çay verdiğim gün hoşuma gitmiştin"

Söyledikleri mantıklı gelmiyordu. Aslında o yıl içerisinde bir çok kez göz göze gelmiş olmamıza rağmen birbirimizle hiç konuşmamıştık, Dylan çekingen birisi değildi. Ayrıca Kaya vardı.

-"İnanması zor biliyorum, o yıl içerisinde benim içinde zordu. Yönelimim hakkında hiçbir fikrim yoktu fakat bir erkeğe ilgi duyuyordum, merak ediyordum yine de hislerimi ve benliğimi kabul edememiştim. Unutmaya çalıştım zaten pek bir şey geçmediği için aramızda çok zor olmadı sonra da Kaya girdi hayatıma zaten bunları biliyorsun"

Başımı salladığımda sözlerine devam etmişti.

-"Alışveriş gününden önce ki gün Kaya'yı başka bir çocukla gördüğümde üzülmedim sadece sinirlerim bozulmuştu. Bunun sebebi ise onun herkese çok açık olmasıydı bana bir şans bile vermemişti. Sadece hırstı anlayacağın. O gece eve gittiğimde çok düşündüm Kaya ile hiç huzurlu hissetmemiştim yani senin yanında huzurlu olduğum kadar değildi. Sonra hislerimi sorguladım bu kanıya vardım"

Şimdi her şey rayına oturuyordu işte.

-"O gece saat 3 gibi falan Kaya'yı aradım uyumamıştı dışarıda buluştuk. Büyük bir kavga ettik orada ağıza alınmayacak şeyler söyledi bana fakat çok umursamadım. Ondan nefret etmiyorum tabi aynı arkadaş grubundayız fakat bir daha eski samimiyeti yakalayamacağımız kesin. Eski samimiyetimizi de istemiyorum açıkça söylemek gerekirse. Neyse ertesi gün seninle birlikte vakit geçirdiğimde kendimi iyi hissetmiştim. Bana olan ilgini o gün fark etmiştim belki de geç kalmıştım gerçi fark ettiğimde de inanamamıştım çünkü Ki Hong'tan hoşlandığını söylemiştin. Saçmaladığımı falan düşündüm kendi kendime."

Titrek bir nefes aldığımda başımı önüme eğmiştim.

-"Festivalin ilk günü onu unuttuğunu söylediğinde ise sevinmiştim bir şansım olduğunu düşündüm kendi kendime. Seni takip etmemin ve mesaj atmamın sebebi de buydu. O gün beni öptüğünde ise duygularımdan tamamen emin olmuştum. O gece eve gittimde gülümsemeden edememiştim. "

Başımı kaldırıp gülümseyerek ona bakmış, bana gülümsediğinde kollarımı boynuna dolamıştım. Kollarını belime sardığında saçlarını öpmüştüm.

-"O geceyi hatırladım"

Başımı geriye doğru çekerken daha fazla beklemek istemediğini belirtecirsene beni kendine doğru çekmiş, dudaklarımızı birleştirmişti. Dudakları alt dudağımı kavradığında bende vakit kaybetmeden üst dudağını kavramış, hızla ona karşılık veriyordum. Elini yanağıma yerleştirip okşarken yüksek bir sesle dudaklarımdan ayrılmıştı.

-"Seni seviyorum Thomas"

-"Bende seni seviyorum Dylan"

Tekrardan dudaklarımızı birleştirdiğinde bu sefer ki öpücüğü naif ve zarifti. Acele etmiyordu, sert değildi, tam bir sevgi öpücüğü idi.

Ona aynı naiflikle karşılık verirken elleri sırtım ve belim arasında gezinmiş, bende kendi ellerimi ensesinde ki saçlara daldırmıştım.

Tekrardan dudaklarımızı ayırdığında gülümseyerek gözlerine bakıyordum.

-"Sevgilim olur musun"

Sorduğu soruyla gülümseyerek başımı sallamıştım.

-"Evet, evet olurum."

Gülümsemesi genişlerken dudakları dudaklarımla buluşmuş, küçük küçük öpücükler kondurmuştu. Kikırdayarak Başımı arkaya attığımda bu sefer dudaklarını gırtlağımın üzerine bastırmıştı.

Yutkunarak başımı indirdiğim de alınlarımızı birbirine yaslamıştı.

-"Mutlu hissediyorum"

-"Huzurlu hissediyorum"

Bir elim ensesinden yanağına inmiş, yavaş yavaş yanağını okşarken nefeslerimizin birbirine karışmasına izin vermiştik.

Eski bir masalımızın son cümleleri olmuş, yeni masalımızın ise ilk konusu olmuştuk bu gece. Sadece nefeslerimiz değil kalplerimizde birbirine kenetlenmişti.

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

NASILDI

Sizce bu çift ayrılsa onları ayıran şey ne olur?

Şimdi şey diyorsunuzdur "Daha yeni oldular ne ayrılması" öylesine aklıma soru geldi.

Oy kullanmayı unutmayınız!!

The Other Man//Dylmas Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin