0.8

146 21 5
                                    

"Barış Komiser geldiler!"

Barış kafasını kapıya çevirdi. İçeri giren,üstünde; Beyaz t-shirt altında siyah keten bol pantalon olan Semih'i baştan aşağı süzdüm. Sonra ayağa kalktım.

"Hoşgeldiniz"

Diğerleriylede selamlaştım. Sıra Semih'e gelmişti.

"Hoşgeldiniz küçük beyefendi"

"Hoşbuldum komiserim"

Çok stresliydim aslında. Ama Barışın yüzünü görmek rahatlattı. Yavaşça Barış'ın masasının önüne oturdum...

"Nasılsın?"

"İyiyim sen nasılsın? Heyecanlı mısın?"

"Yanii... Çok değil"

Barış samimi şekilde gülümsedi.

"Merak etme. Bir çoğunu anlatmıştın zaten. Geriye kalanını dinlemek istiyorum."

Semih derin bir nefes alarak anlatmaya başladı. Bu sefer detaylara kadar,hatta hatırladığı tarihlere kadar söyledi. Barış ve Altay her duyduğunu detaylı olarak not aldı. Özellikle Barış,soruşmanın aleyhine işleyebilecek her detayı not aldı. Ayrıca Semih'in dediklerine ya da ona yapılan herşeye şahit olan yakın arkadaşlarıda onayladı. Hakan abi kendi ifadesini verdi. En sonunda Barış konuştu.

"Bir çok ifade aldım teşekkürler bunun için. Semih sana gelince.. Aslında sen ceza falan almayabilirsin,ama bunun için yeterli kanıt toplamamız gerekiyor."

"Yeterli kanıttan kastınız ne?"

"Yani... Örnek vereyim mesela,sanıklara ait isim ve ödeme tarihi yazan ajanda/defter/word belgesi gibi"

Semih düşündü. Elinde böyle birşey var mı diye. Altay lafa girdi.

"Semih hatırlamaya çalış. Bu adamlar babanada bulaşmamış mıydı? O zaman olan isim ödeme falanda bulabilirsen iyi olur. Sonuçta hepsi aynı adamlar."

"Doğru haklısın hepsi aynı... Benim bir eve bakmam gerekiyor. Sanırsam öyle birşey vardı. Delil olarak kullanabilir miyiz?"

"Tabi ki kullanırız. Hem ceza falan almazsın. Tehtid edilmişsin, ayrıca evine baskın yapmışlar. Zamanında haciz bile gelmiş hatta. Merak etme önce birkaç delil bulalım gerisi bende."

Barışın bana verdiği bu güven... Çok garip hissediyordum. Ya bunu söylemem garip gelebilir belki şuan ama,off ya da söyleyemiyorum. Yani dilim varmıyor. Hislerime engel olmaya çalıştıyorum...

Diğerleri dışarıya oturmaya arka bahçeye gittiler Altay abi ile. Bende Barış'ın yanındaydım.

"Sende git istersen. Benim bu dosyaları incelemem gerek."

"Yok beklerim."

"Ama biraz uzun sürer. Hatta öğle arası bitebilir. Aç kalma git ye."

"Ne yani? Hep aç mı kalıyorsun öğle aralarında?"

"Ya yok.. Genellikle açım ama alıştım. Uzun zamandır pek yemiyorum."

"Ya saçmalama sabah kahvaltısı yok, öğlen yemeği yok. Akşam 2 lokma atıştırmalık ile gününü geçiremezsin?"

"Alıştım dedim ya. Benim için sorun yok. Zaten spora gidiyorum."

"Ya gidip gitmemenle alakası yok. Yok izin vermem kalk öğle yemeğine."

"Hayır olmaz. Yetiştiremem yoksa yarına."

"Hayır komiserim yemek yemeniz gerek kalkın."

"Semih yetiştiremezsem azar işitirim."

serendipity-BarsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin