Pheromone Warfare :: chanbaek

¹⁵Normal Couples

(Yorumlarinizi eksik etmeyin 🫶🏻)

Sabaha karşı uyuduğumuz uykudan beni uyandıran ne oldu bilmiyordum fakat kendimi uyanmış, karşımda yarı aralık dudakları ve hafif çatılı kaşları ile uyuyan bedeni izlerken bulmuştum. İlk uyandığımda gözleri de hafif aralıktı fakat ufak bir dokunuşumla hemen kapanmıştı.

Yüzünün her bir noktasını bütün detaylarını ezberlemek ister gibi inceliyordum. Sanki birisi gelip sevgilini tarif et dese tek bir detayını bile atlamadan anlatmak zorundaymışım gibi hissediyordum. Onu benden daha iyi tanıyan kimse olmasın istiyordum fakat onu tanımaktan bir o kadar da uzaktım aslında.

Ailesini bilmiyordum, nelerden hoşlanır nelerden hoşlanmaz bilmiyordum, sevdiği yemekleri, sevdiği içecekleri, sevdiği rengi ve bunun gibi en basitinden en özeline kadar onun hakkında hiçbir şeyi bilmiyordum. Bunları öğrenebilmek ya da gözlemleyebilmek için çok vaktim olmuştu aslında onunla birlikte yaşadığımız bu kadar zaman boyunca fakat merkezde hep ben vardım, bunu hak etmiyordum bile ama böyle gelişmişti. İkimiz de işe gitmemiştik; aynı evin içindeydik fakat benim yüzümden tartışmak, yemek yemek ve gece de birlikte uyumak dışında hiç ortak bir aktivite yapmamıştık.

Zaten dün geceye kadar bir çift bile değildik resmiyette.

Şöyle bir bakınca benim ona en ufak bir faydam bile dokunmamıştı; ilgiyi alan hep bendim, istediği olan kişi hep bendim, sinirlenen ve bağıran taraf hep bendim fakat o bana bu denli katlanıp bir kere bile beni kırmamışken ona birkaç güzel sözü bile çok görmüştüm.

Bu kadar güzel bir geceden sonra üzülmek değil mutlu olmak istiyordum fakat şimdi bütün bunların farkındalığı yüzünden ağlayacak gibi hissediyordum. Hiç merakım yoktu böyle şeylere, olmamıştı da fakat şimdi nasıl güzel ve gerçekten karşılıklı bir ilişki yaşayabiliriz merak ediyordum. Benden ne beklediğini, nelerimi sevdiğini ya da nelerimi sevmediğini bilmek ve onun istediği gibi olmak istiyordum ve bu bir an bana dehşet verici gözüktü.

Kendimi kimse için değiştirmem, nasılsam öyleyim diye düşünürken şimdi onun sadece şimdi değil hep seveceği biri olmak istiyordum. Bu kendimden verdiğim bir tavis sayılır mıydı bilmiyordum, düşündükçe kafam karışıyordu.

Karşımda hâlâ derin ve huzurlu bir şekilde uyuyan yüzünü sanki uyandığımdan beri izlemiyormuşum gibi bir bu kadar daha izlemek istiyordum. Parmak uçlarımla hafifçe dokunarak alnından gözlerine kadar dökülen saç tutamlarını çektim, çatılı kaşlarının yavaşça düz bir çizgi halini aldığını izlerken gülümsedim.

Belimdeki kolunu dikkatlice kaldırarak karnının üzerine bıraktım ve kıpırdanışının bitmesini uyanmamasını umarak bir süre bekledim. Hareketi kesildiğinde yavaşça yuvarlanarak yatakta döndüm ve sabaha karşı duş alıp geri yatmadan önce baş ucuma koyduğum telefonumu aldım.

Bir dolu mail, alışveriş uygulamalarından gelen indirim bildirimleri ve Junmyeon hyungdan gelen birkaç mesaj dışında bir şey yoktu, epey alışık olduğum bir ekrandı. Junmyeon hyung gece yarısından sonra etkinliğin nasıl geçtiğine dair birkaç soru sormuştu, bunları sormak için bizim o pozisyondan bu pozisyona yatağın her köşesini özenle kullandığımız ve dünyadan uzaklaştığımız saatleri seçtiği için ne görebilmiş ne de cevap verebilmiştim.

Sorularına kısa kısa cümlelerle cevap vererek mesaj kutusundan çıkmış ve arama motoruna girerek ekranla bakışmaya başlamıştım. Ne sormam gerekiyordu ki? Normal çiftler neler yapar, normal çiftler birbirlerini nasıl tanır, ilişkileri bozabilecek şeyler nelerdir? Biraz saçma da olsa göreceğim şeyleri merak ediyordum, belki işime yarayacak ya da bana fikir oluşturabilecek bir şeyler bulabilirdim.