¹²Melting Walls

179 30 29
                                    

(Yorularinizi eksik etmeyin, iyi okumalarr 🫶🏻)

"İstersen sözleşme falan imzalayalım." dışarıdaki gecenin karanlığı ve içerideki ışık sayesinde camdaki yansımama sitemle söylenirken artık yorulduğumu hissediyordum. Ciddi manada ağlayacak ve onlarca küfür ederek kurdumla olan ilişkimizin daha da içine edecektim.

"Seni ikna etmek için başka ne yapabilirim bilmiyorum. Alfanı istedin, veriyorum. Kendini hatırlatmak istedin, hatırlıyorum. Ona kur yapmana bile izin verdim resmen gerçekten hakkımı yiyorsun." biraz ağlamaklı bir ses tonuyla odağımı yansımamdan camın arkasındaki parlak şehir ışıklarını yöneltip biraz dışarıyı seyrettim.

Uzun süre geçmesine, o kadar dil dökmeme ve onun için elimden geleni yapmama rağmen hâlâ Chanyeol yanımda olmadığı zamanlarda bana karşı koymasından yorulmuştum açıkçası. Benim kurdum olduğunu unutmuş ve sadece Chanyeol için omegalık yapıyormuş gibi hissediyordum, hatta direkt öyleydi. Onu zorlamadan bazı şeyleri yapmaya çalışıyordum ama bana hiç müsamaha göstermiyordu.

Şimdi ise yarın akşamki etkinlik için çaresiz bir şekilde yine bir şeyleri konuşarak halletmeye çalışıyordum. İçimdeki varlığını kırmamak için bu kadar yumuşak başlı davranıyordum bunca zamandır fakat yarınki etkinlikte eğer bana ters düşecek bir şey yaparsa kesinlike artık onun sahibi olduğumu hatırlatmak zorunda kalırdım.

Arkamdan gelen adım sesleriyle dalan gözlerimi zar zor dışarıdan çekip başımı çevirdim ve çoktan yanıma gelip benim gibi yere çöküşünü izledim. "Hep yerde oturuyorsun, soğuk alacaksın." söylediğinin tam aksine benim yanıma yerleştiğinde gülmemi tutamadım.

"Çocuğun da olmaz de de tam olsun."onunla dalga geçerek söyleyip şakağımı kendime çektiğim dizlerime yaslayıp ona baktım. "Ama olmaz gerçekten." benim gibi gülerek söyledikten sonra bağdaş kurduğu dizlerinden birine dirseğini dayayıp eliyle de başına destek vererek benim ona yaptığım gibi bana bakmaya başladı.

"Şehir efsanesi bunlar, inanma sen bunlara." diyerek kendimi aklamaya çalıştım. Evin içi zaten sıcak olduğu için yerde oturmak bile serinlik hissi vermiyordu, hiç de hasta olmazdım hâl böyleyken. Dudakları hafifçe yukarı kıvrıldığında ne diyeceğini merak ettim. "Öyle miymiş? Olur mu yani?" yüzündeki keyifli ifadeye karşın sakin bir şekilde sorduğunda başımı sallayarak onu onayladım. Alfa olduğu için doğurganlıkla ilgili konularda bilgi sahibi olmaması normaldi o yüzden merakını ya da şaşkınlığını anlayabiliyordum.

"Yaparsan olur, merak etme yerden yenilen soğukla çocuğuna bir şey olmaz." daha ben lafımı bitirmeden yüzüme yaklaştırdığı ve sırıtan yüzüyle gözlerimi şüpheyle kıstım. "Tek başıma yapamam bir deneyip bakalım mı oluyor mu olmuyor mu?" keyfinin sebebini ancak anlayabildiğimde yüzümü buruşturarak bana yakın olan omzuna hafifçe vurarak ittirdim bedenini. Gerçekten durup dururken beni deli etmeyi başarıyordu ve bunun için bir ödül falan hak ediyordu.

"Off, iki dakika cıvıma ya." sinirle söylerken bu sinirimin ondan çocuk yapma fikrinin ne kadar hoşuma gittiğini ve cazip geldiğini saklayabilidiğini umuyordum.

Hayır aslında, hoşuna giden taraf omegamdı. Ondan çocuk yapma fikrine içimde deli olduğu hissedebiliyordum ve bunun için onunla daha sonra konuşma yapmam gerekecekti. Gerçekten şu an omegalık yapmanın sırası mıydı ki? Ciddi bir konuyu halletmeye çalışıyordum ben burada. Yüzümü yüzünden çekip alnımı dizlerime yaslayarak saklandım. Olur da kazara omegamın bu fikirden ne kadar memnun olduğunu çaktırırsam en azından görmemiş olurdu.

Sevgili kurdum da benim bu fikrimden rahatsız olduğunu feromonlarımı kafasına göre yayarak belli ettiğinde ofladım. "Yine yapıyorsun bak." parmaklarımı saçlarıma geçirerek yolma girişimim bileklerimde hissettiğim ellerle başarısız oldu. "Bana bak, Baekhyun." saçlarımı yolmayayım diye tuttuğu bileklerimdeki ellerini yanaklarıma getirip başımı kaldırdığında ısrar etmeden biraz utanarak yüzüne baktım. Biraz az kalabilirdi gerçi, fena utanıyordum çünkü anlamıştı her şeyi işte.

Pheromone Warfare :: chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin